Paylaş
Henüz 17 yaşında harçlıklarından biriktirdiği parayla önce Alman yapımı Regula marka bir fotoğraf makinesi aldı, kısa süre sonra da Leica’ya terfi etti.
1953 yılında Saint Michel Fransız Lisesi’den mezun olduktan sonra yine ağabeyi Leon’un yönlendirmesiyle İstanbul’un tarihi semtlerini ve yapılarını fotoğrafladı.
Fotoğrafa bakışını değiştiren olay 1957 yılında Güney Kore’de yaptığı askerliği oldu.
Ankara’da Topçu Birliği’nde askerliğe başladıktan kısa bir süre sonra yabancı dil bildiği için tercüman olarak Güney Kore’ye gidecek gönüllü ekibine dahil oldu.
Yanından ayırmadığı Leica’sıyla çektiği fotoğraflarla komutanlarının dikkatini çekince 7. Türk Tugayı’nda çevirmen olarak başladığı görevine Foto Film Subayı olarak devam etti.
Çektiği fotoğrafları önce Amerikan birliklerinin bulunduğu karargâhta yıkayıp bastı, daha sonra Türk Tugayı’nda karanlık oda kurdu.
Bir yıl süren Güney Kore askerliği fotoğrafçılığına çok şey katsa da dönüşünde iş hayatına atıldı ve fotoğraftan uzaklaştı.
1980 yılını fotoğrafçılığının ikinci doğuşu olarak söyleyerek seyahat ve fotoğrafı hayatının merkezine koydu. Sergiler açtı, eğitimler verdi, pek çok ödül aldı.
80 ÜLKE 125 FOTOĞRAF
İzzet Keribar’ın İstanbul’da başlayıp Güney Kore’de şekillenen ve 80’den fazla ülkenin görsel zenginliğini yansıttığı fotoğraflarından oluşan sergisi İstanbul Modern’de açıldı. ‘İzzet Keribar: Renklerin Yolculuğu’ adını taşıyan sergisi sanatçının 1950’lerden itibaren Türkiye ve dünyanın çeşitli bölgelerine yaptığı seyahatlerde çektiği fotoğraflardan oluşuyor.
Sergi; renk, ışık, doku ve grafik unsurlar gibi biçimsel ögeleri öne çıkarırken, sanatçının yıllar içindeki değişen tarzını da gözler önüne seriyor. Küratörlüğünü İstanbul Modern Küratör ve Fotoğraf Bölümü Yöneticisi Demet Yıldız Dinçer’in üstlendiği sergide, Keribar’ın seyahat ettiği ülkelerdeki manzara ve portre fotoğraflarından oluşan renkli kareler yer alıyor.
Cankurtaran Yokuşu (1989)
MÜZE KOLEKSİYONUNA BAĞIŞLADI
Serginin açılışında düzenlenen basın toplantısında konuşan İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, “Dünyanın çeşitli ülkelerinde birçok sergi açmış ve ulusal ile uluslararası pek çok ödül kazanmış olan İzzet Keribar’ın, sergide yer alan 120’nin üzerinde fotoğrafını İstanbul Modern’in 20. yılına armağan olarak müze koleksiyonuna bağışlamasından dolayı kendisine şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.
İzzet Keribar da “Kariyerimin en anlamlı ve heyecan verici dönemlerinden birini yaşıyorum. 1 milyon 500 bin fotoğraf arasından yaptığımız bu özel seçki, sanat hayatımın farklı evrelerini simgeliyor. Her bir fotoğraf; anları, coğrafyaları, renkleri, duyguları ve farklı kültürel bağlamları bir araya getiriyor” diye konuştu.
Burgan Bank desteğiyle açılan ‘İzzet Keribar: Renklerin Yolculuğu’ sergisi 25 Mayıs 2025’e kadar İstanbul Modern’de görülebilir.
Özbekistan (2017)
EN ÖZEL SESTEN BACH ARYALARI
GÖSTERİME girdiği tarihte tüm dünyada büyük yankı uyandırarak Oscar’a aday gösterilen ‘Farinelli’ filminin müziklerini derleyen ünlü şef ve klavsen sanatçısı Christophe Rousset’nin 1991 yılında kurduğu Les Talens Lyriques, Avrupa’nın en önemli barok topluluklarının başında geliyor.
Grup çok özel bir program ve solistle 5 Aralık Perşembe İş Kuleleri Salonu’nda seyircisiyle buluşacak.
Opera dünyasının nadide seslerinden kontrtenor Zoltan Darago konserde Johann Sebastian Bach’ın eserlerinden oluşan bir repertuvarla sahnede olacak.
Eğitimine Béla Bartók Konservatuarı’nda başlayan kontrtenor Zoltan Darago, Franz Liszt Müzik Akademisi’nin genç yeteneklere özel programına katılma hakkı kazanan ilk opera şarkıcısı oldu. 2015 yılında, henüz yirmi iki yaşında, Macar Devlet Operası’nın en genç sesi olarak sahneye çıktı. Darago, 2021 yılında Helsinki Operası’nın sahneye koyduğu Philip Glass’ın ‘Akhnaten’ operasında oynadığı başrolde gösterdiği başarılı performansıyla dikkat çekti.
Zoltan Darago
Eylül ayında yayınladığı Johann Sebastian Bach’ın alto ses için yazdığı eserlerinden oluşan ilk albümünde Christophe Rousset ve Les Talens Lyriques ile bir araya geldi. İlk albümü için; “Bach’ın dehasını keşfettiğimiz zorlu ve zenginleştirici bir macera oldu. Bu muhteşem aryaları özenle seçtiğimiz için gurur duyuyorum” diyerek duygularını dile getiren Darago, Bach’ın en ustalık gerektiren eserlerini Les Talens Lyriques gibi tecrübeli bir toplulukla seslendirmenin kendisi için büyük bir şans olduğunu söylüyor.
Johann Sebastian Bach’ın bestelediği eserlerin en üst noktası sayılan arya ve kantatların seslendirileceği bu konseri kaçırmayın.
Detaylı bilgi için: issanat.com.tr
Paylaş