Ne var bunda yaa!!!

SALI günü TBMM kürsüsünde Unakıtan. Gensoru görüşmelerinde kendisini ve ailesini savunmaya çalışıyor. Rengi morarmış, haykırıyor:

"Şerefsizler... Adi müfteriler... Kıvırtmayın... Hoplatırım... İki yumurtayla ülkenin gündemini bağladınız... Edepsizce iddialar... Kızım malını tanıtmış ama satmamış, ne var bunda!.. Allah’a şükür hesabını veremeyeceğim meselem yoktur... Sizinle uğraşacak halim mi var!.."

Hükümetin bir bakanı bu durumlara düşmüşse, yapılacak başka bir şey bizim açımızdan kalmadı demektir.

Düştüğü duruma üzülürüz, kendisine acırız.

Bir Maliye Bakanı düşünün ki, kendisine sorulan en basit sorulara bile yanıt veremiyor. Burada kendisine çok somut sorular sordum. Onlar iddia falan değildi. Hiçbirine yanıt veremedi. Ağzını bile açamadı. Örneğin, iki soruyu şimdi kendisine bir kez daha soruyorum:

"1- Oğlunuz ve kızınızla birlikte bunca ticari işin, şirketlerin içerisinde oldunuz. Paralar kazandınız. Allah daha çok kazandırsın, amin. Siz ve çocuklarınız, bu kazançlarınız sonrasında kişisel gelir vergisi ödediniz mi? Eğer evet diyorsanız, hangi yıllarda ne kadar?"

Sakın haa "vergiler gizlidir" demesin. Vergiler gizli değildir. Devlet her yıl yüksek vergi ödeyenlerin listesini açıklar. Sanatçılar, şarkıcılar, sunucular vesairenin vergileri gazetelerde çarşaf çarşaf yer alır.

Hele bir Maliye Bakanı, ailesiyle birlikte ödediği vergiyi asla gizlemez. Gerekiyorsa "zarar etmiştik, o yüzden vergi ödemedik" der ve işi bitirir.

Dikkat ediniz, bu soruya asla yanıt veremiyor. Niçin, niçin, niçin?

"2- AKP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kuruluşu olan EGO’nun bütün metro ve öteki kartlarında Unakıtan Yumurta reklamı var. Oğlunuz bu reklam için EGO’ya elbette para ödemiştir! Kaç para ödedi? Belgesi, faturası nerede?"

Bir Büyükşehir Belediyesi ile Maliye Bakanlığı’nın parasal ilişkisini düşünün... Ve bakan oğlunun reklamlarını göz önüne getirin!

Bunlar iddia değil. İftira yok. Sadece masum sorular soruyorum. Ne Unakıtan’dan, ne de Büyükşehir’den ses geliyor.

Tık yok.

* * *

Kemal Unakıtan
olayı Türk milletinin gözünde sonuca ulaşmıştır. Bu aşamadan sonra öyle "abi-kardeş" ilişkisi falan hiç kimseyi kurtarmaz.

"Benim adamım yapmışsa helal olsun, ben onu görmezden gelirim, sahip çıkarım" anlayışıyla devlet yönetmeye kalkışanlar, filmin sonunda hüsrana uğrayacaktır.

Ne diyordu geçtiğimiz pazar günkü Kızılcahamam konuşmasında beyefendinin kardeşi Recep Tayyip Erdoğan.

"Seyir halinde olduğumuzu unutmayalım. Yolculukta hatalar, talihsiz anlar, tökezleyenler olabilir. Görevimiz, tökezleyen arkadaşlarımıza omuz vermektir."

Versin bakalım, nereye kadar vereceğini hep birlikte göreceğiz.

Bir başka konu: Unakıtan, Kızılcahamam toplantısında AKP’li milletvekillerine 37 sayfadan oluşan bir kitapçık dağıttı. Başlığı: "Hakkımdaki haksız, yersiz, gerçeklerle bağdaşmayan maksatlı iddialar ve gerçekler." Kitapçığı baştan sona okudum. İçinde hiçbir şey yoktu. Burada sorduğum soruların hiçbirine yanıt veremiyordu.

* * *

Şimdi size ilginç bir konu daha aktaracağım. Unakıtan’ın bir internet sitesi var:

www.kemalunakitan.com.tr

Bu siteyi açtığınızda, kendi savunmasını yaptığını göreceksiniz. Ancak işin püf noktası başka. CHP İstanbul milletvekili Mehmet Sevigen tarafından dün bu konuda TBMM Başkanlığı’na verilen soru önergesi:

"Com.tr. uzantılı internet siteleri, ticari kuruluşlara ve şirketlere verilir. Kemal Unakıtan bir ticari kuruluş mudur ki, kendisine bu alan verilmiştir?

Unakıtan’ın şahsı adına kayıtlı olan bu site niçin Maliye Bakanlığı’na ait internet sunucuları üzerinden yayın yapmaktadır? Sitenin künyesinde yer alan irtibat telefonları ise Maliye Bakanlığı Özel Kalemi’dir.

Bu durum, devlet olanaklarının kişisel çıkarlar için kullanılması değil midir?

Kendisinin ve ailesinin adı her geçen gün bir yolsuzluk ve usulsüzlüğe karışan Kemal Unakıtan’ı ne zaman görevden almayı düşünüyorsunuz?"

Varsayalım siz başbakansınız ve korumanız altına sığınmış böyle biri var. Bu son soruya ne yanıt verirsiniz?

"a- Daha çoook beklersiniz. Çıkmaz ayın son çarşambasında."

"b- Valla ben de şaşırdım, ne yapacağımı bilemiyorum. Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık."

"c- Benim Kemal’im iyidir, ne yapsa yeridir."

Şimdi geçerli olan a ve c şıkları!
Yazarın Tüm Yazıları