Paylaş
PKK'nın akıl hocası olan, üst düzey Kürtçü geçinen Yaşar Kaya'nın Mezopotamya Yayınları tarafından Ağustos 1999'da basılan ‘‘Kürt Portreleri’’ isimli kitabı elime yeni geçti.
Önsözünde Kürtlere hakaret ediyor, aşağılıyor. Özetleyerek, ama utanarak ve Kürtler'den özür dileyerek veriyorum:
‘‘Kürtlerde yazma geleneği yok ki portre yazarı çıksın. Kürt geriliği, dünyanın ‘‘sekizinci harikası’’dır. Bu illetle, bu irinle, bu çürümüşlükle her gün savaşmak gerekmektedir. Başka da yolu ve çaresi yoktur.
Kürt geriliğinin bir de çarıklı erkanı harpliği ve köylü kurnazlığı vardır. Gelişmemiştir, geridir, size ve dünyaya tepeden bakar. Küçük dağları o yaratmıştır. Kabadayılığı kurudur.
Zoru görünce yüreksizleşir, kaçar, küçülür.
Kendisini profesyonel devrimci görür, size de garnitür gözüyle bakar.
Etrafına ve size burjuva aydını der, küçümser.
Ama neticede bir gün gelir, bir bakmışsınız ki itirafçı olmuş bu keskin devrimci, bu profesyonel revolusyoner (ihtilalci).
Yüzüne dikkat edin, tatminsizdir.
Doyum nedir bilmemiştir.
Açgözlüdür.
Esasında kendisi sizin sahip olduğunuz nimetlere sahip olsa, avantajlarınıza sahip olsa, bir gün önce sapıtacak. Onu görmez.
Gelişmemiş bir kişiliktir. Ustalık çıraklık ilişkisi nedir bilmez. Hiçbir ustanın rahle-i tedrisinden (öğretisinden) geçmemiştir.
Görgü, bilgi nedir bilmez.
Saygı, sevgi nedir bilmez.
Emeğe, işe saygının çok uzağındadır.
Yoz, boş, kof bir yaratık olduğu halde iddiacıdır, cehaletini (cahilliğini) onunla örtmeye çalışır.
Kendi ulusal tarihi, ulusal kültürü, ulusal değerleri hakkında bir şey bilmez. Dünyadan haberi yoktur...
Castro, Ortega, Che Guevera desen, bizim meyhaneci Kör Agop'tan bahsettiğimizi sanır.
Romandan, şiirden, edebiyattan, müzikten hiçbir nasip almamıştır. Onu ilgilendirmez. Dünya bir yana, o bir yanadır.
Bu genel bir Kürt portresidir.’’
***
PKK'nın para babası Yaşar Kaya, kitabında Kürt'ü anlatmaya ve Kürt'e hakaret etmeye devam ediyor:
‘‘Bir başka Kürt tipi daha vardır. Her nasılsa bir yüksek okul bitirmiş ve büyük metropollerden (kentlerden) birine yerleşmiştir. Kazanç yolları vardır.
Kimisi kelepir arsa bulup üzerine han hamam yapıyor, kimisi Van ve Lice üzerinden İstanbul'a akan uyuşturucu davaları, akşam üzerleri yazıhanelerine dolan, viski içen ve de İngiliz kumaşından elbise giyen İstanbul Adliyesi'nin yaşlı hákimleri ile al takke ver külah pazarlıyorlar.
Geceleri lüks gazinolara gidilir. Bunların ara sıra Kürtlük damarı tutar, İbo'dan veya başkasından Kürtçe şarkı bile isterler.
Gazinolara bir gecede milyonlar ödenir ama evlerine gidin, lavabo kırıktır. Ampuller yanmaz, sifon çekmez, kısaca evde oturulmaz.
Bunlar Kürtlerin sonradan görmüşleridir.
Seçim zamanı olsa herkesin önüne geçmeye çalışırlar.
Bukalemun gibi yanar dönerler.
Akıllı olduklarını sanırlar.
Uzmanlık dalları da vardır. Manifaturadan tutun kuyumculuğa kadar piyasaları bölüşmüşlerdir.
Hiçbir siyasi davaya girmezler ama Kürt partilerine genel başkan olmak için sıraya girerler. Bu da bir başka Kürt tipidir.’’
***
Kitabında Kürt'ü aşağılamayı sürdürüyor:
‘‘Ve bilinen maceralarla buralara kadar geldik. (Apo enselendi, örgüt dağıldı.)
Şimdi de bizim yol ve yordamımızı beğenmiyorlar. ‘‘Gelin doğru yolu gösterin, biz size hizmet edelim’’ diyoruz, ona da gelmiyorlar.
Zaten bir atımlık barutları yok. Onu herkes biliyor ama ona rağmen kendilerini ‘gündemde' tutmak istiyorlar.
Kimin nasıl durduğu gittikçe belirgin hale geliyor.
Muhbirler, işbirlikçiler, yığın yığın ortaya çıkıyor.
Birbirimizi tanımada fayda var.
Herkesin bölüğü belli olmalı.’’
***
Bunları yazan adam, uzun yıllar PKK’nın akıl hocası olarak görev yaptı. Türkiye'de PKK'nın sesi olarak geçmişte çıkarılan ve nice insanımızın dolaylı katili olan Özgür Gündem Gazetesi'nin sahibi ve yazarıydı. İnsanları tehdit ederdi. Uğur Mumcu'nun öldürülmesi gerektiğini yazdı ve dediği çıktı!
Sonra Yaşar baktı ki pabuç pahalı, kapağı Avrupa'ya attı. Şimdi orada PKK'nın parasıyla krallar gibi yaşıyor, yine kendi çapında Kürtçülük yapıyor!..
Ve kitabında Kürtlere hakaret yağdırıyor, alay ediyor, aşağılamaya kalkışıyor!
Eğer bu ülkede PKK terörü 40 bin'e yakın insanımızın ölümüne neden olduysa, bunun tek sorumlusu tetiği çekenler değil. Yaşar gibi akıl hocalarının, yol göstericilerin vebali daha da ağır.
Bu Yaşar Kaya, acaba kitabında anlattığı Kürt tiplemelerinden hangisine uyuyor?
Açgözlü mü, yüreksiz mi, korkak mı, yoz mu, kof mu, doyumsuz mu, muhbir mi, işbirlikçi mi, hangisi?
Yoksa Kürtler'in sırtından köşeyi dönmüş zavallı bir ajan mı?
Paylaş