İşte AB’nin sonuçları

SEVGİLİ okuyucularım, Güneydoğu’da kaç günden beri olanları hep birlikte utanarak, yüzümüz kızararak izledik. Bu tablo karşısında üzülelim ama gerçekleri asla unutmayalım.

Eğer unutursak, sonra başımıza daha büyük belalar açılacağını iyi bilelim.

Daha nice olaylar izleyeceğiz.

Şimdi ortalık duruldu diye sevinmeyelim.

Ayrıca bir şeyi çok iyi algılayalım. Bunlar durup dururken olmuyor.

Biz kendi başımıza iş açtık... Çünkü AKP hükümeti ilk gününden beri AB’nin bize verdiği emirleri uyguladı.

Sonuç ortada.

1- AB istedi, ceza yasalarını, terörle mücadele yasalarını değiştirdik. Suçluya, suç işleyene inanılmaz olanaklar sağladık. Örneğin, gözaltı süresi kısaldı. Polisin ve yargının yetkileri elinden alındı.

Şimdi akılları başlarına geldi, terörle mücadele yasasını yeniden değiştireceklermiş.

2- Bu süreç sonrasında vatandaş kendi hakkını kendisi aramaya başladı. Suçluya cezayı vatandaş veriyor! Yakalanan hırsız, kapkaççı, gaspçı, terörist vesaire sokak ortasında dayak yiyor. Niçin?.. Çünkü polise ve yargıya güven kalmadı.

3- Kürtçülük yoğunlaştı. Dahası, siyasallaştı. Ardında tümüyle AB desteği var.

4- Son olayları başlatan, sokak olayları için direktif veren Roj TV, Danimarka’dan yayın yapıyor. Bizim hükümetimiz Danimarka’yı protesto ediyor (!) ve kanalın kapatılmasını istiyor. Kapatılsa kaç yazar? Bir başka AB ülkesinden değişik isimle yayın yapar. Daha önce bunlar İngiltere, Belçika’dan değişik isimle yayın yapmıyor muydu?

5- Güneydoğu’da ahaliyi devlet değil, DTP il ve ilçe başkanlarıyla belediye başkanları yönetip yönlendiriyor. Sokak olayları, gösteriler, vurup kırmalar, Kürtçülük hareketleri, PKK desteği onların elinde ve güdümünde. Oralarda devletin valisinin, kaymakamının, polisinin değil, özellikle belediye başkanlarının sözü geçiyor. Güneydoğu’da iki ayrı devlet var! Ne yazık ki tablo böyle.

6- Bu işler Ankara’da nutuk atmakla olmuyor. Nutuk atıp bu olayları kınayan hükümet, örneğin belediye başkanlarına karşı hiçbir önlem almıyor, alamıyor... Çünkü yetkisini kullanıp görevden alma gibi bir girişimde bulunsa Güneydoğu’da ahali ayaklanacak. Artı, AB bu olayı kınayacak, yeni bir baskı oluşturacak.

***

Görüyorsunuz, ülkemizin asayişi, milyonlarca insanımızın giderek yok olan can ve mal güvenliği, devlete, polise ve yargıya olan güvenin yitirilmesi, pek çok şey AB’ye endeksli.

Bu iktidar bütün bu değişiklikleri yaparken, burada kendi adıma ısrarla yazdım, yalvardım, feryat ettim.

"Yapmayın, etmeyin... Biz İsveç, İngiltere, Danimarka değiliz. Bizim koşullarımız AB’den çok farklı. Türkiye’nin kendine özgü koşulları var. Biz bir terör ülkesiyiz. Açlar ülkesiyiz. Hırsızlık, kapkaç, genel asayişsizlik boşuna böyle artış göstermiyor. AB’nin emirlerini, onların kurallarını aynen uygularsanız başımıza büyük belalar açılır."

Umursamadılar! Aldırış etmediler. Bunları söyleyen sadece ben değildim. Nice siyasetçi, bilim adamı ve milyonlarca vatandaşımız olacakları görmüş, aynı yakınmayı dile getiriyordu.

AKP’nin bütün amacı, AB’den yalvara yakara bir müzakere tarihi alabilmekti. Bu yüzden onların kapılarını aşındırdılar, rica minnet ettiler. AB ne istediyse, hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan aynen verdiler. Ülke olarak onurumuzu yitirdik. Müzakere tarihini aldılar. Sonuç? Sıfır. İş orada durdu.

***

Danimarka’dan "Roj TV’yi durdur" diye ricada bulunuyorlar! Durdursa ne olacak? Bu kez karşımıza başka bir AB ülkesinden "Moj TV’yi çıkaracaklar.

Belçika’dan Fehriye Erdal’ı bile alamayanlar işte bunlar.

Siz AB olsanız, kapınızda yalvaran bir ülkeye başka türlü mü davranırdınız?

Onu ciddiye mi alırdınız?

Dün elime İngiltere’deki PKK yandaşlarının nevruz kutlama programı geçti. Kitapçığın önsözünü Londra Belediye Başkanı yazmıştı. Kitapçığın içinde Kürdistan haritası yer alıyordu. Tüm Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Kürdistan olmuştu. Bize Karadeniz sahili ile İskenderun’un batısı kalmıştı!

Koskoca Londra Belediye Başkanı bu belgeye imzasını koymuştu.

***

Burada "çok basit" bir konuyu daha sizlere anımsatmak isterim. Son olaylar nerelerde yoğunlaştı? Tayyip Erdoğan’ın seçim bölgesi Siirt. Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in bölgesi Van. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun bölgesi Diyarbakır.

Peki oralarda devlete isyan provası yapılırken kendileri neredeydi?

Tayyip Erdoğan Sudan ve Suudi Arabistan, Hüseyin Çelik 12 günlük Avustralya ve Yeni Zelanda turunda, Abdülkadir Aksu Ankara’da!

Ama DTP’li belediye başkanları, tüm Kürtçü takımı ve PKK ekibi olay yerlerindeydi!

Olmuyor, olmuyor, bu işler Ankara’dan nutuk atmakla olmuyor.
Yazarın Tüm Yazıları