Emin Çölaşan: DYP'nin ev baskını


Emin ÇÖYLAŞAN
Haberin Devamı

DÜNKÜ yazımı herhalde okudunuz. Tansu Çiller bana bir açıklama gönderiyor ve yayınlanmasını istiyor. Yayınlıyorum ve açıklamasındaki gerçek dışı hususlara da tek tek yanıt veriyorum.

Dün bu yazı çıkıyor.

Öğlene doğru bütün basın kuruluşlarına DYP'den bir faks gönderiliyor.

‘‘Prof. Dr. Tansu Çiller hakkındaki asılsız ve MEZHEPSİZ’’ yazımdan dolayı, DYP'li bir grubun beni protesto edeceği bildiriliyor.

DYP'li grubun benim evime gelip siyah çelenk bırakacağı, evimde bildiri okuyacağı da ayrıca vurgulanıyor.

İşin en vahim yanı, her yere faksladıkları bu bildiride ev adresim açıkça veriliyor.

DYP tarafından resmen hedef gösteriliyorum.

Ev adresimi vererek beni hedef gösterenler bir terör örgütü değil, bir siyasi parti!

Türkiye'de böylesine bir kepazelik herhalde ilk kez yaşanıyor.

***

Saat 13.00'te gelecekler! Evimin çevresinde polis önlem alıyor. Polis araçları, resmi ve sivil polisler, oturduğum sokağı ve apartmanı kuşatma altına alıyorlar.

Çevrede oturan herkes rahatsız, tedirgin. İnsanlar pencerelerde. Alınan önlemleri gören bazıları, evlerinden çıkıp gidiyor. Sokakta üç büyükelçilik var, bütün diplomatlar hadiseyi şaşkınlıkla izliyor.

Saat 13.00 oluyor ve belli bir güruh DYP otobüsü ile sokağın başında görünüyor.

Otobüsten iniyorlar, ellerinde beni kınamak için siyah bir çelenk!

Çoğu DYP çalışanı.

Siyah çelenk polislerin gözetimi altında evimin kapısına bırakılıyor. Bir de basın bildirisi okuyorlar:

‘‘Tansu Çiller bütün soruşturmalardan aklanmış! Her şeyin hesabını vermiş! Ben bu hükümeti korumaya devam ediyormuşum! Artık bu dönemin yolsuzluklarının üzerine gitmeliymişim! Haddimi bilmeliymişim.’’

Bir cümle çok ilginç:

‘‘Beni dikkatli bir şekilde takip ediyorlarmış.’’

***

Bu DYP'nin ilginç bir huyu vardır. Genel başkanları aleyhine bir şey yazdığınız zaman, o yayın kuruluşunun önüne adamlarını gönderip protesto eylemi yaptırır.

Bu protesto dün ilk kez bir gazetecinin konutuna yönelikti.

Dahası, bildiride ev adresi veriliyor ve gazeteci açıkça hedef gösteriliyordu.

Tansu Çiller ve kocası şunu iyi bilsinler:

Ben bu gibi işlerden korkacak biri değilim. Ben nice badireler atlatmış, nice cumhurbaşkanları, başbakanlar, üst düzey siyasiler ve bürokratların nice pisliğini ortaya çıkarmış bir gazeteciyim.

Ben bu işlerden korkacak olsaydım, onun bunun sofralarında beslenir, egemenlere yalakalık yapıp günümü gün ederdim... ‘‘Cumhurbaşkanı bana dedi ki, Başbakan bana dedi ki, falanca bakan bana verdiği özel demeçte dedi ki’’ masallarıyla okuyucularımı uyutur, Nasreddin Hoca fıkralarıyla kilometre doldururdum.

***

Ben karşımda, yolsuzluk iddialarından Meclis'te kelle hesabıyla aklanan Tansu Çiller gibi nicelerini gördüm.

Tansu Çiller'i iyi tanırım. Zoru görünce, gerçekleri inkára yeltenir. Kaçak elektrik kullanan şirketlerinin elektrik borcunun affedilmesi için bakanlık unvanını kullanıp Enerji Bakanlarına ‘‘rica yazıları’’ yazar.

Çiller ailesi adına herkesin anasına avradına açıktan söven ÖNCÜ Gazetesi gibi pisliklerin foyası ortaya çıkınca ‘‘Benim o konuda hiçbir bilgim yoktu ki, ben o gazeteyi okumazdım bile’’ der!

Tansu Çiller ve partisini burada bir kez daha uyarıyorum. Kendi haklarında yazı yazan gazetecilerin evlerine ve işyerlerine bundan sonra otobüs dolusu adam sevk etmesinler.

Hiçbir işe yaramaz, bazı yüreksizler dışında hiç kimseyi de korkutmaz.

Bunlar ucuz işlerdir.

Yürekli siyasetçi, başkalarının evine bindirilmiş kıtalar sevk eden değildir. Yürekli siyasetçi, Meclis'te siyasi pazarlıklarla ve kelle hesabıyla aklanmak yerine, Yüce Divan'a çıkmayı kabul eden, hesabını verip orada aklanandır.

Yürekli siyasetçi, ABD'deki villaları, otelleri ve apartmanları için Amerikan devletine örneğin bu yıl kaç dolar vergi ödediğini açıklamaktan korkmayandır.

Ben her gün evimdeyim efendim, yine beklerim!

Yazarın Tüm Yazıları