VAN savcısı günün birinde oturup iddianame hazırlıyor. Yazıp bitiriyor! Tamamı 100 sayfadan oluşuyor. Bu iddianamede Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı "yargıyı etkilemekle, gizli örgüt (!) kurmakla" suçluyor.
İddianamenin ister istemez akıllara getirdiği, AKP iktidarının hiç hoşlanmadığı Yaşar Büyükanıt’ın önünü bu yolla kesmeye çalışmak ve zan altında bırakarak, spekülasyon yaratarak, onun 30 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanı olmasını önlemek.
Şimdi size bazı "ilginç" gerçekler:
100 sayfadan oluşan iddianamenin tam 21 sayfası, yani beşte biri, TBMM’de kurulan Şemdinli Komisyonu’na Mehmet Ali Altındağ isimli bir şahsın verdiği ifadeden oluşuyor! Bu şahıs Diyarbakır’da gazete çıkarıyor, şimdi Kürtçe yayına geçmek üzere olan televizyonu var ve aynı zamanda müteahhitlik yapıyor. Devletten iş alıyor.
Şemdinli Komisyonu çalışmalarını henüz tamamlamadı, raporunu yazmadı. Komisyonun çalışmaları gizli! O kadar ki, görevliler bile içeriye örneğin cep telefonu sokamıyor.
Pekiii, Meclis Komisyonu’nun bu gizli çalışması nasıl oluyor da haftalar öncesinden Van Savcısı’na iletiliyor, sızdırılıyor? Bu sorunun yanıtı dün belli oldu. Tutanakları Van savcısına Komisyonun Başkanı AKP milletvekili Musa Sıvacıoğlu’nun habersizce göndermiş olduğu ortaya çıktı.
Bakar mısınız savcı ile AKP milletvekili arasındaki şu "ilginç" işbirliğine!
***
Şimdi size iddianameden bir alıntı yapıyorum. Daha doğrusu, Mehmet Ali Altındağ’ın ifadesinden bir bölümü aynen veriyorum:
"...Aynen böyle güldü, sırıttı. Mehmet Ali Bey memlekette iblis çok dedi...
-Kim dedi bunu?
-Paşa söyledi.
-Hangi Paşa, Yaşar Büyükanıt Paşa mı söyledi?
-Heee, Yaşar Büyükanıt ya. Ben 20 seneden beri Milli Savunma ihalelerini yapan bir firmayım. Birdenbire beni sakıncalı gördüler yaa. Paşa bunu da söyledi... Bu kelimeyi şey etti."
Paşa Diyarbakır’da bunun tekerine çomak sokmuş. Adam yakınıyor. Adamın yakınmaları komisyon tutanaklarına geçiyor ve oradan Van’a gönderilip savcının iddianamesinde tam 20 sayfa yer alıyor!
İlişkiler zincirine bakın!
***
Adalet Bakanı Cemil Çiçek pazartesi günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklamalar yapıyordu. Sinirleri gergindi, pek çok soruya yanıt veremiyor, geçiştirmeye çalışıyordu.
"Ben iddianameyi görmedim ki! Adalet Bakanı orada yazılanları bilemez ki!.."
Savcıya karışmasının mümkün olmadığını söylüyordu.
Ne zaman ki olaylar birbiri ardına patladı, iddianamenin kapsamı çorap söküğü gibi ortalığa döküldü, şimdi Van Savcısı hakkında inceleme ve soruşturma başlatmaya karar verdi.
Van’a müfettişlerini gönderiyor.
Niçin?.. Gayet basit... Çünkü askerler bastırdı ve Cemil Bey bu kararı almak zorunda kaldı.
***
Üşenmedim, 100 sayfalık iddianameyi baştan sona okudum. İçerisinde çeşitli rütbelerden tam 27 komutan suçlanıyor.
Dahası var!
İddianamenin 89. sayfasında başlayan bir "değerlendirme" bölümü var ki, tam anlamıyla evlere şenlik.
Yorum yapılıyor, devlet düzeni hakkında ahkam kesiliyor, PKK’nın internet sitesi adresleri veriliyor!..
"Cumhuriyetin kuruluş yıllarında uygulanan olağanüstü güvenlik önlemlerinin bugün de sürdürülmek istenmesi" eleştiriliyor.
Savcı Bey ülkemizin 1984 yılından beri yaşadığı terör olaylarında 35 bin insanını yitirdiğini, 100 milyar dolardan fazla parayı terörle mücadele için harcadığını acaba unuttu mu?
(Eğer unuttuysa, birkaç gün önce Batman’da PKK teröristlerinin açtığı ateş sonrasında dört polisimizin şehit edilmiş olması, kendisine bazı acı gerçekleri acaba hatırlattı mı?)
Dahası var.İddianamede yer alan bu değerlendirme ve yorum bölümü -çok ilginçtir!- Fethullah Gülen’in geçmişte yazdıklarıyla bire bir örtüşüyor.İnanılmaz bir uyum!