Paylaş
BİZİM Melih uzun bir ABD gezisi yaptı ve döndü. Gösterdiği gerekçe ‘‘Keçiören'e havadan metro yapacağım, onun finansmanı için gitmiştim’’...
İyi de, oralarda Yahudi lobisiyle işin ne? Metroya onlar mı finansman bulacak?
Bu belediye uçan kuşa borçlu. Örneğin dışarıya ödemesi gereken borcunu ödemediği için 1 milyar 835 milyon dolarlık borcunu Hazine üstlenmek zorunda kaldı. Bunu 11 Mart 2001 tarihli yazımda belirtmiştim, yalanlamadı. Ayrıca geçen yıl BOTAŞ'a 157 milyon dolar borcu vardı. Şimdi belki 200'ü geçmiştir. Uçan kuşa borçlu olan bu belediyeye ABD'de kim finansman sağlar? Buna beş yaşında çocuklar bile inanmaz.
O halde bu adam ABD'ye niçin gitti? Çünkü Fazilet'in başkanı olmak istiyor. Orada kulis yapıp kendini tanıttı. Aynen Özal amcası gibi ABD'den icazet almaya çalışıyor. O kadar ki, Turan Yılmaz'ın dünkü Hürriyet'teki haberinde olduğu gibi, ABD'de Yahudi lobisiyle bile görüşüp destek istedi.
Fazilet Partili Melih ve Yahudi lobisi! Gel de çık işin içinden!
Ancak, bir başka konuda ise büyük değişim gösterdiği anlaşılıyor. ABD'de görüştüğü kimselere sürekli olarak şu mesajı veriyor:
‘‘Ben Atatürkçüyüm. Atatürk'ün yolundayım.’’
Aman maşallah! Oysa ‘‘Türkiye'de Yıkıcı Faaliyetler’’ isimli devlet raporunda kendisinin geçmişte Mücadele Örgütü isimli bir örgütün liderlerinden olduğu, Türkiye'ye şeriat düzeni getirmek için çaba harcadığı vurgulanıyordu.
ABD'ye gidip ‘‘Atatürkçü’’ olduğunu söylemesi, gerek Yahudi lobisine ve gerekse orada konuştuğu Türklere ‘‘Atatürk'ün yolundayım’’ gibi mesajlar vermesi çok sevindiricidir!
Şimdi aynı mesajları gerek Türk kamuoyuna ve gerekse partisine, Türkiye'de de vermesi beklenmelidir.
* * *
Bu şahıs bir konuya daha açıklık getirmelidir. Bu ABD gezisini kaç kişiyle yaptı?
Bu gezinin maliyeti ne kadardır? Parayı kim ödedi, belediye mi, yoksa cepten mi?
Kulis için gidip belediyeye ödetti ise ortada suç vardır. Metro finansmanı işin örtüsüdür. Metro için gittiyse Yahudi lobisiyle işi nedir? Bu sorulara yanıt vermesi gerekir.
* * *
Bu Melih tarafından Ankara'nın başına musallat edilen hilkat garibesi amblemi burada defalarca sergiledim. Atakule'nin içkili restoran olan yuvarlak tepesi bir cami kubbesi yapılmış, yanından iki adet minare fışkırtılmış, alt tarafına başaşağı duran bir ay ve yıldız oturtulmuş, yıldız ise Arap bayrakları gibi ayın içine gömülmüş.
Hem dinimizi, hem de bayrağımızı küçük düşüren iğrenç bir nesne.
Cumhuriyet'in başkentini bu ipe sapa gelmez ucube temsil ediyor! Bunu Cumhurbaşkanı görüyor, Başbakan görüyor, İçişleri Bakanı, Bay Vali görüyor ama kimse kılını kıpırdatmıyor.
Avukat Rahmi Kumaş bu nesnenin iptal edilmesi için 6 yıl önce dava açtı. Ankara 2. İdare Mahkemesi bu amblemi Esas 2001/1330 sayılı kararıyla ve oybirliği ile iptal etti. Bu konuda artık yargı kararı var.
Ayrıca Valilik de bu amblemin kullanılmayacağına göstermelik olarak karar verdi ama hepsi o kadar! Ankara Valisi olan muhterem, bu konuyla ilgilenecek zamanı bir türlü bulamıyor!
Ankara'nın her tarafı bu rezil amblemle dolu. Şimdi ne olacak? Bu kubbeli, minareli, başaşağı ayyıldızlı nesneyi Ankara'dan kim kazıyacak?
Bence bunu yine bizim Melih yapacak!.. Çünkü artık Atatürkçü oldu ve bunu ABD'de açıkladı!
Haydi İ. Melih Gökçek, göster kendini ey Atatürkçü!
SOBACI DİYE BİRİ
Bu Fazilet Partisi gerçekten çok ilginç. İçlerinde Melih gibi ‘‘Atatürkçüler’’ ve bir de Tokat milletvekili Bekir Sobacı gibi ‘‘Sütü bozuk 28 Şubat’’ diyenler var.
Fazilet Partisi korkudan tutuştu ve bu adamın Meclis kürsüsünden söylediği sözlere karşı çıktı... ‘‘Kişisel görüşleridir, bizi bağlamaz’’ dedi.
Bunlar normal şeylerdir. Korku dağları bürüyünce karşı çıkmak zorunda kalırsın.
Kimdir bu Sobacı denilen şahıs?
İran ve Suudi Arabistan'la bağlantıları olmuş mudur?
Örneğin milletvekili seçilmeden önce merkezi Tebriz'de bulunan bir İran şirketiyle ticari bağlantılar kurup bu şirketin Türkiye'deki işlerini takip etmiş midir? Aldığı para arttırılmayınca, iki yıllık ilişkisini sona erdirmiş midir?
1998-1999 yıllarında, ünlü terörist Usame Bin Ladin ile bağlantılı olduğu bilinen ve kara para aklayıcısı olarak tanınan Suudi vatandaşı Yasin Al Kadi'ye ait Caravan şirketi ile ilişkisi olmuş mudur?
Ankara'daki İran Büyükelçiliği'nde görevli ataşe Ahmad Mahdavi Moghaddam ile görüşmeler yapmış mıdır? Yapmışsa hangi konularda?
Dahası, bu adamın ismi Fazilet'in 12 Mayıs 2001 günü Ankara'da yapılan kongresinde, bizim Melih tarafından hazırlanan müşterek listede ‘‘Yenilikçiler’’ arasında yer almış mıdır?
Neyse, soruları daha fazla uzatmayalım! Şimdilik burada bitirelim!
Ben inanıyorum ki, Bekir'in bir bildiği var! Yakında o da Melih gibi ‘‘Atatürkçü’’ olacaktır. Yeter ki Amerika'ya yolu bir düşsün, orada Yahudi lobisiyle temaslarda bulunup önü açılsın!
Paylaş