Paylaş
Fenerbahçe’nin bugün kullandığı armayı yaratan büyük golcünün resim yeteneğini ve yeğeni büyük ressam Fikret Mualla ile olan bağlarını.
Hikmet Topuzer’le ilgili ayrıntılı bilgilere sahip değiliz. Sade ama derin bir hikâyesi var. O yüzden o tarihte onu, şu tarihte bunu yaptı diyemeyeceğim bu yazıda. Zaten sanıyorum hikâyesi gibi kendisi de sade ve derin bir adammış. Koskoca Fenerbahçe için yarattığı armayı “Rozetimizi çizerken, ona şu manayı vermeye çalıştım: Kalpten gelen bir bağımlılıkla bu kulübe hizmet etmek…” biçiminde bir sadelikle anlatmış çünkü.
Hikmet Topuzer, kalıplı bir futbolcu olduğu için arkadaşları tarafından “Topuz Hikmet” olarak anılır. Soyadı Kanunu’ndan sonra lakabını terk etmeyip “Topuzer” soyadını seçer. Fenerbahçe’nin sol açığı olarak oynadığı zamanlarda özellikle penaltı kullanışlarındaki başarısı nedeniyle “Penaltı Kralı” olarak da anılır.
Hikmet Topuzer, ressam Fikret Mualla’nın dayısıdır. Biricik dayısı. Fikret Mualla’nın, çocuk yıllarının idolüdür. Ondan futbol aşkını da devralmıştır. Ancak ne yazık ki Fikret Mualla, 12 yaşında futbol oynarken bir sakatlık geçirecek, aldığı hasar bütün hayatını derinden etkileyecek bir rahatsızlığa dönüşecektir. Futbol sevmenin bedelini bütün hayatı boyunca sürükleyecektir. Hem bedeninde hem ruhunda.
Fikret Mualla büyük bir ressam olduğu yıllarda da, derin sıkıntılara düştüğü zamanlarda hep dayısına sığınır, dayısıyla dertleşir, onun mektuplarıyla moral bulur. Ruhen de çok sıkıntılı zamanları olur. Ağır tedaviler görür. Maddi manevi bir türlü huzur bulamadığı şu hayattan arkasında paha biçilmez resimler bırakarak gider. Kendisi göremez ama sonra; hayatı da eserleri de kitaplara, tezlere, önemli çalışmalara konu olur. Müzelerde onun resimlerinin önünde uzun kuyruklar oluşur. Çalışmaları sanat tarihimizin önemli duraklarından olur.
Hikmet Topuzer, futbolu bıraktıktan sonra Denizyollarında veznedarlık yapar. Tıpkı yeğeni gibi arkasında paha biçilemez bir eser bırakır: Fenerbahçe’nin suretini. Bildiğimiz kadarıyla çizdiği amblemi Manchestar’da yaşayan Tevfik Taşçı Bey'e yollar. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bugünkü ambleminin bulunduğu ilk rozet 1910 yılında Almanya'da yapılır.
Dayı-yeğen huzur içinde uyusunlar. Geride bıraktıklarını başımızın üstünde taşıyoruz. Sonsuza kadar da öyle olacak. Ölümsüzlük böyle bir şey çünkü.
Paylaş