Burak Yıldırım’ı hatırlıyor muyuz?

Daha bir sene bile geçmedi. Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanan derbi maçından sonra, 20 yaşında gencecik bir delikanlının; Burak Yılmaz’ın cenazesini kaldırmamızın üzerinden.

Haberin Devamı

Onun ardından; “Futbolcuyu boğaz boğaza getiren, taraftara bıçak çektiren bu asılsız şiddeti pompalayan zihniyetten zerre kadar kendine bulaşmadığını düşünen, bu öfke selinin ortasında kendini suçlu hissetmeyen kim varsa ayağa kalksın” diyeli daha bir sene bile geçmedi.

Söz sırası gerçek sporseverlerin, sporu kardeşlikle yoğuranların olsun, sokakları, statları onlar doldursun diye haykıralı.

Örgütlü taraftar olunsun ama çeteleşme olmasın; kendine karşı, çocuğuna karşı, topluma karşı sorumluluk taşıyan örgütlü taraftar ayağa kalksın. Kalksın ve şiddete, çeteleşmeye lanet yağdırsın diye ağlayalı. Daha bir sene bile geçmedi.

Ama işte Denizlispor maçından sonra, iki taraftar grubunun Kütahya’da başlayan tartışması, Denizli’de önce kavgaya sonra çatışmaya dönüşmüş. İki pompalı tüfeğin kullanıldığı çatışmada Fatih Eroğlu ağır yaralı olarak kaldırıldığı Denizli Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirmiş.

Ama biz o sıralar başka şeylerle çok meşguldük. O yüzden bu ölüm üzerine Galatasaray’ın defans sıkıntısı üzerine konuştuğumuz kadar konuşmadık. Hakem kararlarının tartıştığımız kadar tartışmadık. Kasımpaşa Stadı’ndaki zemin problemi üzerinde durduğumuz kadar durmadık. “Hangi kramponlarla o zeminde kayılmaz” tartışmasının yanından kayıp gitti bir hayat daha.

Biz o sıralar başka fotoğraflarla çok meşguldük. O yüzden maçtan önce Denizlispor “taraftar”larının üstlerinde formalar, ellerinde pompalı tüfekler ve balta ile çektirdikleri o kan dondurucu fotoğrafı göremedik. Biz pozisyon fotoğraflarında el ararken pompalı tüfek tutan bir el kıydı bir hayata daha.

Kasımpaşa-Galatasaray maçında çıkan kavgada bir taraftarın tribünden aşağı atıldığı anın fotoğrafını da göremedik.

Haberin Devamı

Ne zaman o fotoğrafları göreceğiz, ne zaman yasaklamaların ötesinde gerçek çözümler arayacağız işte o zaman işler yoluna girecek.

O fotoğraflar ne zaman “Pozisyonda el var mı?” fotoğraflarından daha önemli olacak, işte o zaman bu kan gölünden kurtulacağız.

Yöneticiler, spor insanları, yorumcular ne zaman gerçekten sağduyulu açıklamalar yapacak; ne zaman şiddet, düşmanlık, nefret pompalanmayacak, işte o zaman o fotoğraflardan kurtulacağız.

Burak Yıldırım’ı hatırlıyor muyuz? Fatih Eroğlu’nu?

Yazarın Tüm Yazıları