Paylaş
Türkiye’nin ilk OSB’si olan Bursa OSB’nin kuruluşuna büyük emek vermiş ve daha sonra aktif olarak bugüne kadar iş dünyasının içinde olmuş. Bursa’yı ve Bursa’nın sanayileşme serüvenini çok iyi biliyor. Prof. Dr. Necmi Gürsakal… Uzun yıllar Uludağ Üniversitesi’nde yürüttüğü akademisyenlik görevini şimdi Fenerbahçe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde sürdürüyor. Bu iki güçlü isim, Bursa’nın ekonomi tarihine farklı bir bakış açısıyla mercek tutan yeni bir esere birlikte imza attı. ‘Sanayileşmeyi Anlamak: Bursa’nın Sanayileşme Serüveni’ adlı kitap raflarda yerini alırken, Kağıtçıbaşı ve Gürsakal, kitaplarını düzenledikleri bir toplantı ile tanıttı. Kitap, Osmanlı’nın 1790’lı yıllarda başlayan sanayi devrimlerine geç kalması ve bu durumun alışkanlık haline dönüşmesini çarpıcı örneklerle anlatırken, Bursa’nın da hâlâ 1960’lı yılların sonunda olduğu gibi tekstil, otomotiv ve makine sektörlerinin ötesine, yani elektrik-elektroniğe geçemediğine vurgu yaparak, ‘Endüstri 4.0’ devrimini ıskalamamak için ülke ve Bursa olarak yapmamız gereken çok iş var’ mesajı veriyor. Son sözü ‘Umarız bu kez geç kalmayız’ olan kitap, Bursa’da sanayileşme sürecini ekonomi, ekonomi tarihi, uluslararası ilişkiler, istatistik, biyografi, edebiyat gibi disiplinler arası bir yaklaşımla anlamaya, onun köklerini bulmaya çalışıyor.
Kitabı alır okursunuz ama ben bazı ipuçları vermek adına toplantıda Ergun Kağıtçıbaşı ile Necmi Gürsakal’ın hepsi çok çarpıcı sözlerinden aldığım notları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ergun Kağıtçıbaşı:
- Sanayileşme bir gelişme, kalkınma meselesidir. Bir zenginleşme meselesi değildir. Her zengin toplum sanayici olmayabilir, ama her sanayici toplum zengindir.
- Sanayileşme bir dünya görüşü, yaşam biçimidir. Bugün şu kadar milyar teknoloji almak bir güç değil, şu kadar milyar dolara teknoloji üretip satmak bir güçtür.
- Bursa, ilk siftahını kervan ticaretiyle yapmış ve Bursa fevkalade zengin bir duruma gelmiş. Fakat zamanla Osmanlı’nın sanayileşmede geç kalması, geri kalması, yanlış anlaması nedeniyle bu parlak başlangıç sürdürülememiş ve sanayileşmede büyük hatalar yapılmıştır.
- Teknoloji ve sanayileşme gelişmeleri, artık yıllara, hatta aylara döner hale geldi.
- Endüstrileşmede 4.0’ı dünlerde göremediysek, 4.0’ın sonrasını da hayal edemiyorum. Bu şekilde baş döndürücü bir süratle gelişirken, Türkiye’nin sanayileşmede geri kalmaya, arka plana düşmeye lüksü yoktur, hakkı da yoktur.
- Gelecek kuşaklar adına sanayileşme, kalkınmayla eş değer bir kavram olarak gündemin en başlarında tutulması gereken bir husustur. Teknoloji ve sanayileşmeyi takip etmeden geçen iki gün sonra ülkeler fakirleşir.
- Bursa, olabileceği kadar olamamış bir şehirdir. Türkiye’nin artık geç kalma şansı yoktur. Sanayileşme ve teknoloji ikiz gibidir. Bize düşen sanayileşmenin aydınlık yüzüdür, bu tek yoldur.
Prof. Dr. Necmi Gürsakal:
- Bursa Rönesans’a katkıda bulunan bir şehir.
- 50 yıl önce Bursa’da ‘sanayi’ denince tekstil ve otomotiv akla geliyordu. 50 yıl sonra sorulduğunda yine tekstil ve otomotiv diyoruz. Bugün bu noktadayız. Bizlere yeni hikâyeler lazım. Hikâyeden kastım, sektör ve sanayileşmektir. Yeniden heyecanla bir şeylere başlamaktır. Bursa değişimi gerçekleştirecek güce sahip bir şehir.
- Bugün Amerika Venezüellalıları veri etiketlemede kullanıyor. Bu terimi ileride çok sık duyacağız. Çin’de bu konuda bir enstitü kuruldu. Dünya çok hızlı değişiyor. Bazı meslekler çekiliyor, yeni bazı meslekler geliyor. Bilmem duydunuz mu ama en son Danimarka bir elçi atadı ve bu elçi bir ülkeye değil, Silikon Vadisi’ne atandı. Bakın ortada bir devlet yok, büyük bir sanayi, teknoloji bölgesi var. Kavramlar ne kadar büyük bir hızla değişiyor.
Bursa’ya, sanayileşme ile ilgili olaylara farklı bir pencereden bakmaya çalışan kitabın yazarlarının çarpıcı sözleri böyle… Geleceği okumak adına bu önemli eserin okunması ve herkesin kendi üzerine düşen kıssadan hisseyi alarak gereğini yapması gerekiyor.
Paylaş