GARİP bir ailenin çocuğu hastalanmış. Kendi haline bıraksan, belki de çocuk iyileşecek. Ama aile olayı ciddiye almış ve kasabanın nefesi kuvvetli hocalarına başvurmuş.
Hocalardan biri, hastalık hikáyesini dinledikten sonra yapılması gerekeni şöyle anlatmış. Bu çocuğun işi çok zor. Ben niye hastalandığını tam anlamadım. Durum çok karmaşık. Onu iyileştirse iyileştirse Tuzcu Baba iyileştirir. Yapmanız gereken Tuzcu Baba türbesine tuz koyup, yatırdan şefaat dilemektir. Eğer iyileşmezse, bunun sebebi koyduğunuz tuz miktarının az olmasıdır. Ertesi gün daha fazla tuz koyun. Çocuk iyileşinceye kadar koyduğunuz tuz miktarını her gün artırın...
* * *
Nefesi kuvvetli diğer hoca ise, çocuğu muayene ettikten sonra teşhisini ve tedavi yöntemini şu şekilde özetlemiş. Bu çocuğun bedenine cin girmiş; cini çıkarmak gerek. Onun için çocuğu bir güzel dövün. Bedenine vurduğunuz her sopa, içeri gizlenmiş cine de çarpacaktır. Dayak yemek istemeyen cin, bir süre sonra çocuğun bedeninden çıkacaktır. O zaman çocuk şıp diye iyileşecektir. Eğer çocuk iyileşmezse, bunun anlamı dayağın az geldiğidir. Cin, bedeni terk edinceye kadar dayağa devam etmelisiniz. Sakın çocuğa acıyıp tedaviyi yarıda kesmeyin. Böyle yaparsanız esas o zaman çocuğa kötülük etmiş olursunuz. Aile de işi garantiye almak için, iyisi mi biz ikisini de yapalım demiş.
* * *
Tam uymasa da bizim enflasyonla mücadelemiz de bu hikáyeye döndü. Enflasyonu düşürmek için, hem bütçeyi hem de parayı sıkıyoruz. Ya da parayı sıktığımızı sanıyoruz. ABD’nin devasa dış açıkları yüzünden para piyasalarında dolar arzı arttı. Çin de dünya mal piyasalarına ucuz mal vererek büyüdü. Dünyanın "devalüasyon-enflasyon" sarmalına girmiş tüm ülkelerde, bu sayede enflasyon düştü. Aynı sebeplerle bizde de düştü. Ama biz bunu yüksek faizle iç talebi kısarak düşürdüğümüze inanıyoruz. Enflasyonda bir kıpırdama olunca, hemen aklımıza faizleri artırmak geliyor. Geçen ay Merkez Bankası yöneticileri bir ekonomi yorumcularıyla toplantı yapmış ve enflasyonla mücadelede sonun gözüktüğünü söylemişti. Bunu da gelecek yıl enflasyonun %4 seviyesine ineceğini söyleyerek sayısallaştırmıştı. Ben de bunu sizlere bu köşeden nakletmiştim. Geçen ayın enflasyonu, beklenilenden yüksek çıktı. Hava bozuldu. Üstelik hem faizler (beklenilen reel getiri hesabıyla) "çok yüksekti", son zamanda biraz gevşemiş olsa bile Türkiye’de beş yıldır sıkı bütçe uygulaması sürüyordu. Bir bakıma Tuzcu Baba’ya ve Cinci Hoca’ya hizmette kusur etmemiştik.
* * *
MB muhiplerine soruyorum. İzlenen para politikasında yanlışlık olabileceği ihtimali aklınıza hiç gelmiyor mu? Yüksek faiz-ucuz döviz politikasının yol açtığı "kaynak tahsis çarpıklıklarını", "haksız gelir/servet transferlerini" ve Türk ekonomisini "dış şoklara karşı kırılganlaştırdığını" görmüyor musunuz? Hadi bunları görmüyorsunuz diyelim. Enflasyonu düşürdüğüne inanılan yüksek faizin, gereğinden "uzun süre ve yüksek dozda" uygulanınca, ters etki yaparak enflasyona yol açması mümkün değil mi?