TRAFİK kazaları, toplam araç parkına göre oransal bir azalma gösterse bile, bütün şiddetiyle devam ediyor.
Hepimiz, her an, muhtemel bir trafik kazasının olası kurbanlarından biriyiz. Bir kazanın kurbanı olmak, o kazanın sorumlusu olmamak anlamına gelmez. Aynı anda, herhangi bir kazanın hem ‘‘faili’’ (yapanı), hem de ‘‘mef'ulü’’ (yapılanı) olabiliriz. Şahsen ben kaza yapmaktan, istemeyerek kazaya karışmaktan veya tamamen günahsız bir şekilde bir kaza kurbanı olmaktan korkuyorum. Ancak en fazla neden korkuyorsun diye sorsanız, cevabım ciddi bir trafik kazasına sebep olmaktır derim. Eminim araç kullanan herkes de benim gibi hissetmektedir. Yani kişi için çok acı olan, sadece kazaya uğramak değil, o kazanın sorumlusu da olmaktır. İşte bu duygu, bir trafik kazası karşısında neler düşündüğümüzü belirleyen en önemli husustur.
* * *
Gazeteciler, son tahlilde aynen politikacılar gibi ‘‘halk yağcısı’’dır. Olmaya da mecburdur. Çünkü geçimi bu yüzdendir. Gazeteci veya daha geniş deyişiyle yazar, ‘‘kendi okuru’’ olan müşteriye, onların okumak istediklerini yazan kişidir. Aynen politikacıların, kendi ‘‘seçmen tabanlarına’’ onların duymak istediklerini söyledikleri gibi. Bu yüzden yazarların hem hayranları, hem de nefret edenleri vardır. Aynen politikacıların, hem militan taraftarları, hem de can düşmanları olduğu gibi. Bu sebeple, toplum genelinde yapılan ‘‘güven’’ anketlerinde, toplumun en az güvendiği meslek sahipleri arasında politikacılar ile gazeteciler hep en alt sıraları paylaşır. Çünkü o meslek sahipleri iş icabı ‘‘belli bir müşteriye’’ hitap eder. Bunu yaparken diğer sosyal kesimleri, ister istemez karşısına alır.
* * *
Trafik kazası haberlerinin yazılış tarzına dikkat edin, gazetecinin hangi okur tabanına veya kimselere yağ çekmeye çalıştığını derhal teşhis edersiniz. Mesela gecenin çok geç bir saatinde, çevre yolunda bariyerlere çarpan aracın sürücüsü genç ve üstelik kız ise, habere mutlaka ‘‘bir başka araç tarafından sıkıştırılmış’’ ibaresi eklenir. Taşradan gelen trafik kazası haberlerinde, eğer kazayı yapan, o kentin sevilen ve sayılan bir kişisiyse ‘‘aniden kontrolden çıkan araç’’ ifadesi yer alır. Bildik bir kamyon, yokuş aşağı giderken kaza yapmışsa, kesinlikle ‘‘freni patlamış’’tır. Eğer kaza yapan sürücü, önemsiz ve isimsiz biriyse, o kişi ‘‘trafik canavarı’’dır. Yok, kazayı yapan gazetecinin sevdiği bir tip ise ve ortada sürücüyü kusursuz gösterecek hiçbir geçerli sebep yoksa ‘‘önüne aniden çıkan köpeğe çarpmamak için’’ ifadesi kurtarıcı olarak metne dahil edilir.
Trafik kazası haberleri, trafik güvenliği eğitiminin bir parçasıdır. Trafik kurallarına ve özellikle hız sınırlamasına uymamanın, trafik kazalarının bir numaralı sebebi olduğunu artık kabul edelim. Hız yapmak, sürücüye inanılmaz zevk verir. İnsan adeta doyuma ulaşır. Bu hazzı tatmak için, sürücülerin ve özellikle genç sürücülerin yapmadıkları kalmaz. Okurların, vicdan azabı duymadan, hızlı araç sürmelerini sağlamak için trafik kazası haberlerinde ‘‘aşırı hızın, kazanın esas sebebi’’ olduğunu gizlemek zararlı bir okur yağcılığıdır. Daha az kaza istiyorsak, bu tarzı değiştirelim.
SON SÖZ: Gerçek, görmezden gelsek de, varlığını sürdürür.