THY'nin dayanılmaz saygısızlığı

YAKLAŞIK iki hafta önce, THY ile Londra'ya uçtuk. Zamanında meydana gittik.

Güvenlik yoklamasından geçtik ve biniş kartı almak üzere yolcu kabul bankosunun önündeki kuyruğa girdik. İşlem sıramızı beklerken, ortada bir anormallik olduğunu anladım. Çünkü kuyruk yürümüyordu. Hemen bizim arkamızda Amerikalı genç adam, onun da arkasında bir İngiliz çiftle birlikte olan bitenden habersiz, kuzu kuzu beklememizi sürdürüyorduk. Dayanamadım, sıra bana gelmediği halde, bankoya yaklaştım. İşlem sırası gelmiş, ama bir türlü biniş kartlarını alamayan çifte, ‘‘Hayrola, bir aksilik mi var?’’ diye sordum. Onlar da ‘‘Uçak doluymuş, business sınıftan gelmeyen olursa, yer açılacakmış onu bekliyoruz’’ dediler. Ben hemen ‘‘Demek yedeksiniz, o zaman müsaade edin, biz biniş kartımızı alalım, çünkü bizim yerlerimiz teyidli’’ dedim. Meğer onların biletleri de ‘‘OK’’liymiş. Derken yan bankodan bir cayırtı koptu. Gençten bir kadın feryada başladı. ‘‘Yanımdaki annem hasta, bizim de OK'li biletimiz var, bu uçakta mutlaka uçmalıyız. Londra dışından akrabalarımız gelecek, bizi alandan alıp evlerine götürecek, uçamazsak perişan oluruz’’ diye avazı çıktığı kadar bağırıyor. Bir türlü sakinleşemeyen hanım, son çare olarak şantaja başvurdu: ‘‘Dün bir kadın soyunmuş, onu uçurmuşlar, bizi de uçurun yoksa ben de soyunacağım’’ demeye başladı. (Pek tabii sonunda başardı ve onlara yer bulundu.)

* * *

Bankodaki genç memureye, nedir bir rezalet dedim. Gayet sakin bir şekilde ‘‘IATA’’ya (yani Uluslararası Havayolları Şirketleri Birliği) dahil bütün havayolu şirketleri, gelmeyen yolcular yüzünden uçak boş gitmesin diye yüzde 10 fazla teyidli bilet keser; bazen yolcuların çoğu gelir. İşte o zaman, şu an yaşadığmız gibi durumlar ortaya çıkar dedi. Ona göre, bunda büyütülecek bir şey yoktu. Yedi saat sonraki uçakta yer vardı, istersek onunla, istersek ertesi gün veya aktarmalı uçabilirdik.

* * *

Bize ve bizim gibi OK'li bileti olduğu halde uçağa alınmayan yerli ve yabancı yolculara yapılan bu muameleye çok içerledim. Bugüne kadar, ulusal havayolu şirketimizdir diye tercih ettiğim (bundan sonra da aynı sebeple tercih edeceğim) THY'nin, müşterisine karşı saygısızlık (aslında daha ağır bir sıfat kullanmam lazım) yapmaktan hiç fütur getirmemesine üzüldüm. Diyelim ki, başka havayolu şirketleri de aynı şekilde, fazla bilet kesiyor. Sözleşmeyi bozuyor. Yani, daha fazla para kazanmak için, küçük bir ihtimalle olsa dahi ‘‘müşteriye karşı mahcup olma riskini’’ göze alıyor. Peki bu riski alan firma, riskin tecelli etmesi halinde ne yapmayı planlamalı? Gayet açık ki, ‘‘müşteriden özür dileyip, onda oluşabilecek memnuniyetsizliği telafi etmeyi’’ hedeflemeli değil mi? Ne gibi derseniz, mesela uçuramadığı yolcusuna CİP salonunu açmak, bedava yemek ikram etmek, ilave mil puanı vermek, bedava bilet sunmak, hatta para vermek gibi jestler yapmalı. Yani ‘‘kusurunu telafi etmeli’’. Nitekim bunu yapan havayolları var. Ama THY, bunların hiçbirini yapmıyor. Yapmaya gerek duymuyor. Böyle bir kültürleri yok. Hukuk bilmiyor. Memurlar yolcuya, ne var bunda diyor? Bankonun önü ana baba günü, canhıraş bağırtılar tavanlara yükseliyor, ortada yetkili diye tek bir Allah'ın kulu gözükmüyor. Çünkü hepsinin çok önemli işleri var.

SON SÖZ: Adamı olan adam, OK'siz biletle de uçar.
Yazarın Tüm Yazıları