Peygamber'in Atatürkçü torunu

Ege CANSEN
Haberin Devamı

Ürdün Kralı Hüseyin ebediyete intikal etti. Hüseyin, İslam'ın peygamberi Hz. Muhammed'in 42 göbekten torunuydu. Hüseyin, Haşimi ailesine mensup olup, aslen Hicaz'lıdır. Soyu itibariyle Arabistanlıdır. Ürdün ile ilgisi yoktur. Eğer Suud ailesi, Batı devletlerinin tezgâhıyla ve özellikle Amerika'nın yardımıyla Riyad'da Osmanlılar'a karşı darbe yapıp, Arabistan'da iktidarı ele geçirmemiş olsaydı, Suudi Arabistan Krallığı'nın adı, ‘‘Haşimi Arabistan Krallığı’’ olacaktı. Kral Hüseyin de Ürdün'ü değil, Arabistan'ı yönetecekti.

Kral Hüseyin, Hicaz emirinin soyundan gelmesi hasebiyle, Suudi Arabistan'dan her yıl para alırdı. Bir nevi o topraklarda bıraktıkları mülklerinin kirası olarak. Kral Hüseyin, her yerden para alırdı. Başta İngiliz ve Amerikalılar olmak üzere Batılılar, her zaman Kral Hüseyin'e ve doğal olarak onun sayesinde Ürdün'e para vermişlerdir. Ürdün'ün bu yüzden adı ‘‘en zengin, fakir ülke’’ (the richest poor country) idi. Ürdün, gidip gezenler bilir, yaşam standardı yüksek bir ülkeydi. Üstelik, topraklarından bir gram petrol çıkmamasına rağmen.

Bizim zamanımızda (yani Milat'tan Önce) Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde çok sayıda Ürdünlü öğrenci vardı. Bunlar, mezuniyetten sonra ülkelerinde önemli görevlere geldiler. İçlerinden biri, Merkez Bankası Başkan Vekili Dr. Michel Marto, benim yakın arkadaşımdır. Kendisi aslen Filistinli Hıristiyan Arap'tır. Onun sayesinde Ürdün'ü tanıdım. Ürdün'ü sevdim. Kendimi orada, çok rahat hissetmişimdir.

Ürdün Kralı Hüseyin'in gerek aile hayatında, gerek ülke yönetiminde izlediği yol, tam anlamıyla ‘‘Atatürk’’ün yoludur. Lütfen, İslam'ın Peygamberi Hz. Muhammed'in torununun evlendiği kadınların saçına, başına, kılığına, kıyafetine, kocalarıyla ve çocuklarıyla olan ilişkilerine bir bakın. Çektirdikleri resim ve filmleri tekrar tekrar izleyin. Hiçbirinde ‘‘yobaz ve bağnaz’’ bir Müslümanlık bulamayacaksınız. Gerek Kral Hüseyin, gerek onun en yakın çalışma arkadaşı, kardeşi Hasan (pek tabii o da Hz. Muhammed'in torunudur) tam anlamıyla çağdaş insanlardı(r). Ülkelerini çağdaş hale getirmeye canla başla çalıştılar. Asla, bir Suudi Arabistan, bir İran, bir Afganistan olmasını istemediler. Bunda da başarılı oldular. Peygamber torunu Hüseyin herhalde(!) Arapça bilirdi. Kuran'ı da Türkçe çevirisinden değil, aslından okurdu ve de anlardı. Ne anladığını da ‘‘laik düşünce’’ ve ‘‘davranışları’’ ile tereddüde mahal vermeyecek kadar açık ortaya koymuştur. Onun ‘‘laik’’ çizgisine ‘‘Atatürkçü’’ demem bu yüzdendir. Yoksa kendisi, herhalde hayatında bir kere olsun ‘‘ben bir Atatürkçüyüm’’ dememiş ve göğsüne Atatürk rozeti takmamıştır.

Kral Hüseyin'in ölümüne Ürdünlülerin çok büyük bir kısmının samimi olarak üzüldüğüne inanıyorum. Hüseyin, Ürdün için bulunmaz bir nimetti.

SON SÖZ: Kral olmak, adam olmaya engel değildir.



Yazarın Tüm Yazıları