Paylaş
Ekonomi yazılarını bir sınıflandırmaya tabi tutsak, bunların çoğunun ‘‘para’’ ile ilgili olduğunu görürüz. Döviz rezervleri, sıcak para, dolanımdaki para, Merkez Bankası bilanço büyüklükleri, para programı, Hazine'nin tahvil ve bono ihraçları, faizlerin inip çıkması, döviz fiyatları, bütçe açıkları, vergiler, fiyat zamları, enflasyon gibi konuların odağında ‘‘para’’ vardır.
Bu yazıları yazan iktisatçılar, halkın dikkatini paraya çeker. Adeta ‘‘iktisat eşittir para’’ olur. Hal böyle olunca, iktisadi sorunların çözümü de ‘‘para’’da aranır. Halk gitgide fukaralığı, ‘‘parasızlık’’ olarak görmeye başlar. Piyasalar, sürekli ‘‘para sıkışıklığı’’ndan bahseder. İşten anlamayan işadamları, ‘‘para’’ bulamadığı için, işini geliştiremediğini söyler ve sürekli ‘‘iyi bir finansman müdürü’’ arar. Ülkeyi yönetmeye soyunanlar, ‘‘para problemi’’ olmasa, ekonomiyi çok iyi hale getireceğine inanır. Ekonominin başına, paradan iyi anlayan bir bakan getirip, kendisi diğer işlere bakmak ister.
* * *
Paranın ekonomideki işlevini küçümsemek mümkün değil. Fiyat mekanizması içindeki rolü dolayısıyla, paranın ekonominin işleyişinde bizatihi büyük bir önemi vardır. Para işlerini iyi yöneten ülkeler ve firmalar, para işlerini beceremeyenlere nazaran daha başarılı olur. Ama ekonomiyi, paradan ibaret sanmak da gaflettir. Ancak ‘‘para’’nın, ekonomi içindeki rolüyle karıştırılan bir başka özelliği daha var. Para, ekonomiyi ölçülebilir bir ‘‘sistem’’ olarak modellememizi sağlayan ortak paydadır. Herhangi bir ekonomik model, ‘‘para’’sız tasarlanamaz. Ne var ki; modeldeki ‘‘para’’ ekonominin ‘‘belirleyici’’ unsuru değil, ‘‘görüntüleme aracı’’dır.
Bu ifademi bir misalle açıklamaya çalışayım. Diyelim saçımızı taramak istiyoruz. Bunun için ‘‘tarak’’ gerekli, ama yeterli değil. Bir de ‘‘ayna’’ya ihtiyacımız var. Aslında, aynayı saçımıza hiç sürmeyeceğiz. Ama aynaya bakarak, tarağı doğru kullanıp kullanmadığımızı anlayacak, varsa hatayı düzelteceğiz. Şimdi misalimizin en can alıcı noktasına geldik: ‘‘Saç tarama hatası, aynada düzelmez. Aynaya bakarak, başta düzelir.’’ Eğer saçımızı doğru dürüst taramamışsak, aynadaki görüntü de kötüdür. Yapılması gereken, baştaki saçın doğru taranmasıdır. Aynada görünen, gerçek değil, görüntüdür. Dolayısıyla, düzeltmeler de görüntüde değil, ancak gerçek nesne üzerinde yapılabilir.
* * *
Ekonomi, ‘‘gerçek’’ (reel) ve ‘‘gerçek olmayan’’ (finansal) olmak üzere ikiye ayrılır. Her ne kadar bu iki kesim arasında birbirini karşılıklı etkileme süreci varsa da, sonucu belirleyen reel ekonomidir. Reel ekonominin ‘‘tanrı’’sı da verimliliktir. Hem firma, hem de ülke düzeyinde verimlilik. Ekonomi düzelecekse, gerçek kesimde düzelecektir. Yoksa, siyasiler sabahtan akşama kadar, faiz, döviz, tahvil, borsa, bono, para programı diye türkü çağırarak, Hazine ne yaptı, Merkez Bankası Başkanı'nın ne dediğini yorumlayarak, ekonomiyi bir yere götüremez.
SON SÖZ: Para, ekonominin kendisi değil; görüntüsüdür.
Paylaş