“KÜRT Açılımı” gayet profesyonelce yönetilmektedir. Açılımın pişirildiği mutfakta ve halkın yemesi için sofraya konumunda görev alan uzmanlar iyi çalışıyor.
Böylesi karmaşık bir proje hayata geçirilirken ortaya çıkabilecek olumsuzlukların hepsini öngörmek ve bunlara hâkim olmak mümkün değildir. Ancak planlama aşamasında “ne olursa, nasıl davranılacaktır” hallerini kapsayan senaryo çalışmaları yapılır. Anlaşılan bu yapılmıştır. Nitekim Habur’da Kürtlerin sahnelediği “Muzaffer Savaşçıların Dönüşü” şenlikleri karşısında soğukkanlı davranılmıştır. Çeşitli kent ve kasabalarda sergilenen “intifada” gösterilerinde nümayişçilere sadece su sıkılmıştır. Polisin davranışı, yerel idarecilere merkezden kesin talimat verildiğini göstermektedir. Sadece bu bile takdire değer. * * * Türk toplumunun değer yargılarını değiştirmeyi hedefleyen açılımın şifreleri, hükümetin kullandığı dilde mevcuttur. 1. TC, Kürt meselesini bu güne kadar “Tek Vatan, Tek Millet, Tek Devlet, Tek Bayrak ve Tek Dil” ilkelerinden ödün vermeden çözmeye çalışmıştır. Devlet, bu ülkü uğruna kendi vatandaşına baskı uygulamıştır. Bunun için insanlar ölmüştür. Bunun için “Şehitler ölmez; Vatan bölünmez” diye haykırılmıştır. Bu yüzden başbakan “Ya sev, ya terk et” demiştir. 2. Açılımla birlikte bu sözler, ağza alınmaz olmuştur. 3. Bunların yerine “Analar ağlamasın”, “Terörü sona erdirmek için ne gerekse yapılacak” “Barış için her bedeli ödemeye razıyız” sloganları devreye sokulmuştur. 4. Yani TC’nin öncelikleri veya değerler dizisi değişmiştir. Buna “paradigmayı kaydırmak” denir. * * * TC, Kürt meselesini dört aşamada ve dört ayrı yöntemle çözmeye çalışılmıştır. Yöntemler “en düşük maliyetlisinden en pahalısına doğru” sırayla ele almıştır. Bu doğrudur. 1. Birincisi, yani en ucuz çözüm yolu, görmezden gelerek sorunun bir süre sonra kendiliğinden ortadan kalkmasını ummaktır. Bu tavır takınılmış ama sorun sürmüştür. 2. İkinci aşama “atalarım bu tür sorunları nasıl çözmüşse, ben de öyle yaparım” yöntemidir. Atalarımız, isyan varsa, bastırılır; isyancıyla pazarlık edilmez demiştir. TC, bunu uygulamıştır. Ancak yöntem ABD ve AB’nin tepkisinden dolayı başarılı olamamıştır. 3. Üçüncü aşama, sebebi ortadan kaldırarak sorunu çözme yöntemidir. Sebep bölgenin fakirliğidir denmiş, meselenin üstüne para dökülmüştür. Sebep yanlış saptandığı için, dökülen onca paraya rağmen sorun çözülememiştir. 5. Dördüncü aşama, ilk üç yöntemle çözülemeyen sorunlar yumağını “çözülebilir parçalara ayırıp her parçayı tek, tek çözmektir”. Şimdi bu aşamadayız. (Devamı var.) Son Söz: Öznel tercihin, nesnel gerekçesi olmaz.