Köpek ve disko

SON yıllarda, zaman zaman gündemi işgal eden sosyal meselelerimizden biri, başıboş sokak köpekleri ise, diğeri de ‘‘ölü uyandıran’’ şiddette müzik yayını yapan diskoların önlenemeyen yaygınlığıdır.

* * *

Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin kurucularından ve İdari İlimler Fakültesi'nin ilk dekanı Fuat Çobanoğlu'nu bu sütunlarda sık sık yád ediyorum. Uzun yıllar kimya mühendisliği yaptıktan sonra, sosyal bilimlere geçen Fuat Bey'in, karmaşık sosyal süreçleri, tek bir kimya denklemine hatta tek bir molekül formülüne indirgeyen müthiş tanımları vardı. Sokak köpeği ve gürültü kirlenmesi (disko) meselelerine, onun medeniyet tarifini tekrar ederek bir yaklaşım getirmek istiyorum. 1959 yılında ODTÜ öğrencileri, Hollandalı profesörler sayesinde iki kafile olarak, Hollanda'ya gittik. Yola çıkmadan bir hafta önce Fuat Bey, bizleri bir dershanede topladı. Avrupa'da, Türk'ün adına leke sürmemenizi istiyorum dedi ve şunu söyledi: ‘‘Batı medeniyeti, üçüncü şahsın haklarına saygıdır. Adab-ı muaşeretin (toplumsal yaşayış kurallarının) ayrıntılarını bilmiyor olabilirsiniz. Herhangi bir davranışınızın uygunsuz olup olmadığına karar vermek için, tek bir soru sorun: Bu davranışım, üçüncü şahısların haklarına bir tecavüz teşkil ediyor mu? Onları rahatsız ediyor, hayatı onlar için yaşanması zor ve çirkin hale getiriyor muyum? Eğer böyle bir şeye sebep vermiyorsanız, dilediğiniz gibi hareket etmekte serbestsiniz.’’

Fuat
Bey'in bu konuşmasındaki en önemli kavram, ‘‘üçüncü şahıs’’tır. İnsanlar, doğal olarak ‘‘birinci şahsın’’ yani kendilerinin çıkarını, rahatını kollar ve zevklerini tatmin eder. Yine genellikle, ‘‘ikinci şahıs’’ların (yani bildikleri, bilindikleri ve önemsedikleri kişilerin) haklarına saygı gösterir. Buraya kadar medeniyetten bahsedilmez. Medeni davranış, bilmediğimiz, görmediğimiz, bizi bilmeyen, bizi görmeyen, yakınımız veya ahbabımız olmayan, bize bir iyiliği veya fenalığı dokunması beklenmeyen şahısların, yani ‘‘üçüncü kişilerin’’ haklarına saygı göstermektir.

* * *

Sokak köpekleri ve yüksek sesle yayın yapan diskolar, ‘‘üçüncü şahıs’’ların haklarına açık bir tecavüzdür. Dolayısıyla medeniyetsizliktir. Bunlarla mutlaka mücadele edilmelidir. ‘‘Hayvan sevmeyen, insan sevmez’’ veya ‘‘Bize Ertegün değil, Bodrum lazım’’ gibi hedef saptırtan şımarık ve küstah ifadelerin tuzağına düşmeyeceğim. Pek tabii her insan, hayvanları ve özellikle köpekleri sevecek bir kalbe sahip olmalıdır. Pek tabii, bir Ertegün için Bodrum'un cıvıl cıvıl hayatı feda edilmez. Kimsenin bunların aksini söylediği yok. Mesele çizginin nerede çizileceğidir. Bu da hukuktur.

* * *

Bu meseleleri çözmek için pratik bir teklifte bulunmak istiyorum. Madem ki milletçe Avrupa Birliği'ne girmeyi bu kadar istiyoruz ve TBMM bu yolda kanunlar çıkartıyor, köpek ve disko gürültüsü sonununa da Avrupa Birliği mevzuatı içinde çözüm arayalım. Sırf bu sorunlar için AB'den uzman çağıralım. Bizdeki gerçek durumu, yerinde kendi gözleriyle görsünler. Davanın esasını anlasınlar ve AB standartlarında bu ihtilafın çözümü şudur desinler. Hele bunu bir duyalım, sonra nihai kararı, kendi kamu yöneticilerimiz veya yargıçlarımız verir.

SON SÖZ: Soyutta değil, somutta anlaşma esastır.
Yazarın Tüm Yazıları