ÖYLE veya böyle, Türkiye bir genel seçime gidiyor. Bu seçimlerden sonra da bir iktidar değişikliği olacağı kesin.
Herhalde, bundan dört ay sonra Ecevit'in hálá başbakan olması mümkün değil. Yeni bir seçim, işbaşında bulunan hükümeti teşkil eden partiler için dahi, bir ‘‘yenilenme’’ fırsatıdır. Nitekim son yıllarda izlenen (Derviş aksini söylese de) gerçekte IMF tarafından empoze edilen, yani dayatılan, iktisadi politikanın aynen uygulanmaya devam edeceğini söyleyen tek bir siyasi parti başkanı yok. Hatta Derviş'in bizzat kendisinin milletvekili adayı olduğu CHP'nin lideri Baykal dahi, ‘‘IMF'ye teslim olmayacağız’’ diyor.
* * *
Tesadüfen, Türkiye'de tam bunlar konuşulurken, IMF'nin uyguladığı ekonomi politikalarına yıllardır karşı çıkan, Nobel ödüllü Amerikalı iktisatçı Stiglitz'in ‘‘Küreselleşme ve Onun Yarattığı Hoşnutsuzluklar’’ adlı bir kitabı piyasaya çıktı. Stiglitz 1997-2000 yılları arasında, IMF'nin kardeş kuruluşu olan Dünya Bankası'nın baş iktisatçısı olarak çalışmış. Kitap, başından sonuna kadar IMF tarafından uygulanan iktisadi politikaların, yanlış ve eksik yönlerini vurguluyor. İktisatçılar, diğer sosyal bilimciler gibi çok başarılı analizler yapar. Ancak bir türlü somut bir sentez üretemez. Mesela bir iktisatçıya ‘‘Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye, halkının refah seviyesini artırmak için bugünden sonra ne yapmalıdır?’’ diye sorun ve cevap vermesi için kendisine bir saat süre verin. Bilin ki, bu 60 dakikanın 59 dakikasında, geçmişte yapılanların eleştirel bir analizini yapacaktır. Son bir dakikada da muğlak ifadelerle bazı önerilerde bulunacaktır.
* * *
Azgelişmiş ülkelerin krizlere düşmemesi için ne yapılmalı, sorusuna Stiglitz'in tabiri caizse, 59 dakikada değil, son bir dakikada söylediklerini, onun söylemediği kesinlikte özetleyeceğim:
1. Başta sıcak para olmak üzere, her türlü sermaye hareketlerini denetim altına alacak düzenlemeler yapılmalıdır.
2. İflas kertesine gelen firmalar, iflas etmelidir. Bu firmalara ödünç veren bankalar kurtarılmamalıdır.
3. Yabancı özel kişilerin, yerli özel kişilere verdiği borçlar, ülke ekonomisi krize girince IMF tarafından sağlanan kredilerle kamu borcu haline dönüştürülmemelidir.
4. Bankaların batma ihtimalini azaltmak için, bankacılık sektörü ülkenin şartlarına göre düzenlenmeli ve denetlenmelidir.
5. Reel faizlerde ve döviz kurlarında aşırı dalgalanmaları önleyecek risk yönetimi mekanizmaları inşa edilmelidir.
6. Gelişmekte olan ülkelerde KOBİ'leri ve tarım sektörünü koruyacak özel tedbirler alınmalıdır.
7. Bir ülkede ortaya çıkan bir mali krize müdahale edilirken, hazırlanan tedbirler paketi, o ülkenin siyasi ve sosyal yapısını göz önünde tutmalıdır.
8. Mali krizlerle mücadele edilirken, ekonomiyi küçültücü değil, büyütücü iktisat politikaları kullanılmalıdır.
SON SÖZ: Eleştiren de, eleştirilmeyi göze almalıdır.