Ama ‘IMF direksiyonda uyuyor’ ifadesi benim aklıma gelmedi. Gelseydi de bunu başlık yapmaya cesaret edemezdim. Bu, benim için taşıması ağır bir külfet olurdu. Bu ifade, Amerikan Hazine Bakan Yardımcısı Timothy D.Adams’a ait. Eylül ayının son günlerinde yapılan IMF toplantısı vesilesiyle söylenmiş. Bu konuda Timoty D. Adams yalnız da değil. Ámiri, Amerikan Hazine Bakanı John Snow da aynı paralelde düşünüyor. IMF’nin ‘politika tesbit’ (policy setting) toplantısında yaptığı konuşmada ‘Biz (Amerikan hükümeti demek istiyor), IMF’nin etki ve yetkisini döviz kurlarına yön verecek şekilde kullanmasının gerekli olduğuna inanınıyoruz’ diyor.
* * *
Pek tabii bu ağır konuşmaları yapan Amerikalı devlet adamlarının kafalarının gerisinde ve dillerinin altında Çin parasının aşırı ucuz tutulması var. Zannetmeyin ki; Türk Lirası’nın aşırı değerli hale gelmesinden bahsediyorlar. Türkiye’nin kırılgan mali yapısı, dünya için bir tehlike teşkil etmiyor. Olsa olsa Türkiye için bir tehlike söz konusu olabilir. Bu da Amerikan Hazine bakanlığının derdi değil. Bu zatlara göre Çin, parasının değerini kasten düşük tutuyor. Ucuz işçilik avantajına, bir de pahalı döviz avantajını katarak, dış ticarette yüksek rekabet gücü kazanan Çin yüzünden, diğer Pasifik ülkeleri de paralarının yeterince değerlenmesine izin vermiyor. Amerikan Hazine bakanı ve yardımcına göre, Amerika’nın yılda 700 milyar dolar ‘cari işlem açığı’ vermesi bu yüzden. ABD’nin dış açıkları nereden bakılırsa bakılsın ‘sürdürülemez’ bir tablo arzediyor. Mutlaka bir düzeltme olması gerek. Amerikalı yetkililere göre, bu açığın kapanması için, Amerikanın ithalatını kısması değil, cari işlem fazlası veren ülkelere ihracatını arttırması gerek. Bunu yapmanın yöntemi ise, kur değişikliği yoluyla, Amerikan mallarının fiyat açısından o ülkelerin iç pazarında rekabetçi hale gelmesi.
* * *
Nedense, Amerikan Hazine Bakanlığı, Dünya finansal sistemini tehdit eden, ABD dış açıklarının sebebini ‘Amerikalıların az tasarruf etmelerine’ bağlamıyor. Faizleri arttırır, bu meseleyi çözeriz demiyor. IMF’ye kızmalarının sebebi ise, ‘yaklaşan bir global finansal krizi’ görmemesi ve tedbir almaması. Bunun için ‘IMF, direksiyonda uyuyor!’ gibi ağır bir ithamda bulunuyorlar.
Yaklaşık yarım asır önce, ilk defa ‘para banka’ dersi aldığımda, hocamız ‘IMF’nin görevi, devalüasyona engel olmaktır’ demişti. Sürekli devalüasyon erteleyen bir ülkenin evladı olarak, bu ifadeyi anlamakta zorlanmıştım. Şimdi anlıyoruz ki, gereksiz devalüasyonlar da revalüasyonlar da finansal krizlere sebep oluyor.