KISA bir süre önce devletin faiz giderleri üzerine bir yazı yazmıştım.
Bu yazıdaki hesaplarda, Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan kamu borcu stokları ve nominal faiz giderleri rakamları ile Prof. Kızılot'un bu yıl için yüzde 85 olarak tahmin ettiği, ‘‘TL cinsinden faiz gelirlerini enflasyondan arındırma yüzdesi’’ni kullanmıştım. Neticede, 2002 yılı için kamunun yaklaşık 10 milyar dolar civarında bir reel faiz ödeyeceğini söylemiştim. Enflasyonun düştüğü, dolayısıyla ‘‘ortalama enflasyon’’un yılbaşı-yılsonu enflasyonundan yüksek olduğu yıllarda, yürürlükteki ‘‘faiz gelirlerini enflasyondan arındırma yüzdesi’’, olması gerekenden yüksek çıkmaktadır. Yani yüzde 85 enflasyondan arındırma yüzdesini kullanarak yaptığım hesapta, kamunun TL'li iç borcunun ‘‘reel faizi’’ gerçekte olduğundan daha küçük çıkmaktadır. Buradaki sistemik hatayı düzeltmek için, devletin faiz hesabını tekrar yapmak istiyorum. Siz de irdeleyin.
* * *
2002 bütçesinde devletin iç ve dış borçlara ödeyeceği faiz 42.795 katrilyon olarak yer almaktadır. Görünen odur ki, bu rakam 45 katrilyon lirayı bulacaktır. Devletin 54 milyar dolar dış borcu var. Bu borca, 3.4 milyar dolar faiz ödeyecek. Dolar/TL paritesini ortalama 1.6 kabul etsek, dış borç faizi 5.4 katrilyon lira eder. Dövizli iç borç miktarı ise 25 milyar dolar civarında, bunun yıllık faizi de 3.2 milyar dolar veya 5.1 katrilyon lira. Böylece dövizli borçların toplam faizi, 10.3 katrilyon TL ediyor. Bunu 45 katrilyon TL'lik, toplam faiz giderinden düşersek, geriye 39.5 katrilyon TL ‘‘nominal’’ faiz kalır. Devletin TL'li iç borçlarının 2001 yıl sonu bakiyesi yaklaşık 85 katrilyon lira. Bu yıl yüzde 35 enflasyon olsa, bu borç stokunun aynı kalması için, nominal olarak 30 katrilyon lira şişmesi gerekir. Demek ki, 39.5 katrilyonluk nominal faizin 30 katrilyon lirası aslında ‘‘şişme’’, yani anapara aşınmasıdır. Geriye kalan 9.5 katrilyon lira ise, reel faiz. Bunu, ortalama kura, yani 1.6'ya bölersek, yaklaşık 6 milyar dolar buluruz. Demek ki, devletin 2002 yılı içinde ödeyeceği faizlerin dolar cinsinden toplamı, olsa olsa 12.6 milyar dolardır. 12.6 milyar dolar, yaklaşık 45 milyar dolarlık devlet gelirlerinin yüzde 28'i, muhtemelen 170 milyar doları bulacak 2002 milli gelirin yüzde 7.4'ü eder. Bu hesabı, bütün siyasetçilerimizin, kendi ekonomi uzmanlarına tahkik ettirmelerini rica ediyorum. Eğer ciddi bir yanlış yoksa, meydanlara çıkıp bütçenin tamamı faize gidiyor gibi, moral bozan laflar etmesinler. Tabii, aynı irdelemeyi, fetvacı özel sektör temsilcilerinden de bekliyorum.
* * *
Devlet İstatistik Enstitüsü, her ay ‘‘Seçilmiş Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranlarını’’ yayınlar. Masamda ağustos bülteni duruyor. Bir yılda, yani Ağustos 2001'den Ağustos 2002'ye kadar, TL mevduatın reel getirisi TEFE'yle düzeltilince yüzde 8.5, TÜFE'yle yüzde 11.3 olmuş. Borsa, Dolar, Euro ve Altın'ın getirisi ise ‘‘eksi’’. Yani bunlara yatırım yapanların serveti eksilmiş. Devlet káğıtlarının yüzde 20 veya yüzde 30 reel faiz getirdiği yazılıp duruluyor. Zaman zaman böylesi yüksek getiriler olmuyor değil. Ama vatandaş için, bu yükseklikte getiriyi yakalamak çok zor. Daha önemlisi, halkın tasarruflarının çoğu zaten dövizde. TL'de olanlar ise, ya repoda ya da mevduatta. Repo da bir süredir çok düşük seyrediyor.