Ahlak ve iktisat

BİRKAÇ yıldır Asaf Savaş hocayla birlikte, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde ve Kıbrıs Türk kesiminde dinleyicilerin de tartışmaya katıldığı sohbet toplantıları yapıyoruz. Bu sohbetlere, davet sahibi bankanın müşterileri geliyor.

Geçen salı günü İzmir’deydik. Salonda, tasarruf büyüklükleri ve uyanıklık bakımından, 400’den fazla kalburüstü insan vardı. Katılımcılar bir buçuk saat boyunca cin gibiydiler. İktisadi söyleşiler, halkın gitgide daha fazla ilgisini çekiyor. Asaf’a göre, bizim "şov"a gösterilen rağbetin bir sebebi de, konferanstan sonraki ikramın zenginliği.

* * *

Tahmin edileceği üzere, sohbet başlıklarından biri de Amerika’da başlayan ve oradan Avrupa’ya ve Dünya’nın hemen her yerine derece, derece yayılma ihtimali olan "finansal kriz"di. Uzunca bir süredir dünyada "mülk" fiyatlarındaki artış, "mal ve hizmet" fiyatlarındaki artışın üstünde seyrediyordu. Bu olaya, Tüketici Fiyatları Endeksi ile ölçülen, bildiğimiz enflasyondan yüksek seyreden "Varlık Fiyatları Enflasyonu" da denebilir. İktisat tarihi bize, her şişmeyi, bir patlamanın izlediğini gösteriyor. Buna İngilizcede "boom and bust" deniyor. Son olay, şu soruları akla getirdi.

1. Merkez bankaları, sadece tüketici fiyat endeksiyle ölçülen enflasyonu önlemekle mi sorumludur? Merkez bankalarının sorumluluğu içine, varlık fiyatları enflasyonunu da önlemek girmez mi?

2. Varlık fiyatları enflasyonu, günün sonunda bir varlık fiyatları deflásyonu (fiyat düşmesi) yaratıyorsa, bu bir düzeltme değil midir? Düzeltmeye niye müdahale ediliyor? Çarpıklık sürsün daha mı iyi?

3. Nasrettin Hoca’nın, tamahkár komşusunu eleştirdiği gibi, varlık fiyatları şişmesinden yararlananlara, fiyatları düşünce "mademki kazanın doğurduğuna inandın, niçin öldüğüne inanmıyorsun" denemez mi? Böyle söylemekte ne beis var?

4. Varlık fiyatlarının kısa zamanda hızla düşmesi, varlığa dayalı menkul kıymetleri finanse etmiş bankacılık sisteminde bir nakit sıkışması yarattı. Hatta bu sıkışma, ödeme sistemini tehdit etti diyelim. Ödeme sistemi çökünce, ekonominin gerileyeceği sinyali alındıysa, merkez bankalarının sisteme nakit şırıngalaması, yanlış mı oldu?

5. Gayrimenkul fiyat artışları, pek çok dar gelirliyi borçla yatırıma itti. Devletin, borç ödemede acze düşenlere, bu yatırıma girerken bana mı sordunuz, şimdi cezanızı çekin demesi ahláki midir? Ahlákiyse, tedbirsiz yatırımcıların zarara uğraması, durgunluğa çare midir? Durgunluğu sürdürüp, çoğunluğu zarara sokmak iktisadi midir?

6. Riski alan, kárı da zararı da hak eder. Kárını toplumla bölüşmeyenin, zararını toplumla bölüşmeyi önermesi ahláklı bir davranış mıdır? Değilse, merkez bankalarının, ekonomik duraklamadan toplum zarar görmesin diye, batakçıları kurtarmaya çalışması ahláki olabilir mi?

7. Merkez bankalarının risk iştahı yüksek batakçıları kurtarması, ileride yeniden risk iştahı daha da yüksek irrasyonel yatırımcıların ortaya çıkmasına sebep olmaz mı? Bu "kurtarma" toplum vicdanında bir "ahláki zafiyet" (moral hazard) inşası değil midir?

Son Söz: Ahláki olan, iktisadidir.
Yazarın Tüm Yazıları