Paylaş
Bilmeyenler için açıklayayım, sosyal medya fenomenlerinin ve YouTuber’ların artık kendine has bir Türkçesi var ve bu Türkçe gençler arasında inanılmaz yaygınlaşmış durumda. Peki nedir bu kendine has dil?
-Her ama her cümlenin sonuna biliyorsun koymak
-Bir şeyi nitelemek için cümlenin başına ‘baba’ kelimesi koymak,
-Durumu anlatmak için ‘.... diye ben’ demek
-Birine sinirlenince ‘Yalak’ diye bağırmak
-Birine onay verirken ‘heraldee’ diye karşındakinin lafını onaylamak
Bunlar benim ilk aklıma gelenlerden... Örnek vermek gerekirse... Mesela karnınız çok acıktı: ‘Baba acıktım biliyorsun...’ diyeceksiniz, ya da bir duruma çok şaşırdınız: ‘Baba şok diye ben...’ diye bağıracaksınız.
Fenomen Kerimcan Durmaz ve arkadaşlarının popülerleştirdiği bu laflar gerçekten sokakta, kafelerde iş yerlerinde insanların kullandığı ifadeler haline geliyor.
Yaygınlaşan bu dilin farkına varan Gülse Birsel de senaryosunu yazdığı Jet Sosyete dizisinde Enis Arıkan’ın rol aldığı karakteri aynı böyle konuşturuyor. Tony, her cümlenin sonunda ‘biliyorsun’ diyor. Dizideki karakter bu deforme olmuş garip kelimeler üzerinden mizah üretse de bu dilin televizyonlarda duyuluyor olması ifadeleri yaygınlaştırıyor.
Aynı durum Avrupa Yakası’ndaki Selin karakterinde de yaşanmıştı. Birsel genç kadınların kendi arasında kullandığı ‘Oha felan oldum yani’ ifadesini eleştirel bir dille mizah ögesi haline getirmişti. Ancak herkes bu lafa bayılmış uzunca bir süre dilimize yapışmıştı.
BÜLENT ERSOY'U 'HERALDEEĞ' DİYE BAĞIRIRKEN GÖRDÜK...
İşin enteresan yanı bu dili Kerimcan’la birlikte gezen herkesin kullanıyor olması. Demet Akalın’dan Fatih Ürek’e onunla birlikte olan herkes ‘baba eğleniyorum diye ben’ diyerek dolaşıyor.
En son dün gece Kerimcan’ın Instagram hikayesinde Bülent Ersoy’un ‘heraldeeeeeğ’ diye bağırırken görünce şaşkınlıktan küçük dilimi yutuyordum. Osmanlıca kelimelerle dolu Türkçesiyle dil konusuna önem veren Bülent Ersoy bile bu yeni dile uyum sağladıysa iş işten geçmiş demektir.
UZMANLAR NE DİYOR?
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık, mobil iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla dilde de hızlı bir değişim yaşanmaya başladığını söylüyor.
Kullanılan sözcüklerin, bunların yerine geçen imge ve sembollerin global bir yapıya kavuştuğunu ifade eden Kırık, "Türkçede yer almayan sözcükler literatüre girdi. Bu durum kültürel değişimleri de beraberinde getirdi. Özellikle 'Z kuşağı' diye tabir edilen 2000'li yılların sonrası doğan nesil, kelimeleri kısaltarak dilin yozlaşmasına zemin hazırladı." diyor.
Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayda Sabuncuoğlu, ise “Bizler sosyal medya nedeniyle dilde yaşanan yozlaşmayı açık bir şekilde görüyoruz. Ancak gençlerin psikolojik sağlığını ve kişisel itibarlarını da olumsuz etkileyecek çok ciddi bir tehlike söz konusu” ifadelerini kullanıyor.
Paylaş