Arada bir eften püften sebeplerden dolayı ha bire ceza aldığım ve tuğla kalınlığında bir sicil dosyasıyla mezun olduğum için lise yıllarımı sitemkár bir dille anıyorum filan ama...
Yukarıda Allah var, haklarını yiyemem... Hakikaten anlayışlı öğretmenlerin elinde büyümüşüz...
İzmir Amerikan Lisesi’nin forma kuralları epey esnek olmasına rağmen, genciz ve süs ve isyan peşindeyiz ya, forma kurallarını ille ki ihlal ederdik.
Ekoseli yeşil etek ve beyaz gömlek standart. Onların üstüne ve altına beyaz, siyah, lacivert, kırmızı, bordo ve yeşil renk çorap ve kazak serbestti. Bunların yanında okul sweat-shirt’leri de giyilebilirdi.
Zevkine göre kombin yap işte...
Yok abicim, biz baklavalı kazaklar, yeşil ekoseli eteğin altına -o nasıl bir zevksizlikse artık- çingene pembesi çoraplar, ille ki lastik ayakkabılar peşindeydik...
Okuldaki komitelere, ondan-bundan-şundan sorumlu öğrenciler, yine öğrenciler tarafından seçilirdi.
Ve birkaç şeyin yanında kıyafet kurallarıyla da ilgilenen bir komite vardı ki ismi Düzen Kurulu idi.
Ben her zamanki gibi ihlál durumunu biraz abartmış olsam gerek, sorumlu öğretmenin hunhar planı neticesinde üzerime ihale kaldı.
O yıl, Düzen Kurulu için seçim yapılmadı. Zira sınıfın Düzen Kurulu sorumlusu olarak ben atandım. Görev, Mutena Hanım tarafından yüzüme alaycı bir sırıtış eşliğinde tebliğ edildi.
Zira efendim, Mutena Hanım, beni hizaya sokmanın yegáne formülünün beni hizadan sorumlu kişi yapmak olduğuna karar vermişti.
Zira ona soracak olursanız, ister beğeneyim ister beğenmeyeyim, hatta istersem inkár edeyim ama benim sorumluluk bilincim fazlasıyla gelişkindi.
Ne oldu dersiniz?
Tabii ki sene boyunca öğretmenlere ebelenen arkadaşlar haricinde hiçkimsenin ismi kural ihlálinden dolayı gerekli yerlere iletilmedi.
Fakat bu satırların bedbaht yazarı, koca seneyi baklavalı kazaklarına hasret, nizami üniformasıyla geçirdi.
Batuhan Susup’un (14) başına gelenleri okudunuz mu?
Emlakbank Süleyman Demirel Lisesi birinci sınıf öğrencisi Batuhan, geçtiğimiz Cumhuriyet Bayramı, okuldaki törene, ceketi yıkandığı için sadece gömlekle katılmış.
Ve disiplin kurulu tarafından ‘Kıyafet yönetmeliğine uymamak ve ulusal bayrama karşı sorumsuz davranış’ gerekçesiyle bir günlük uzaklaştırmayla cezalandırılmış.
Bu durum, Batuhan’ın babası Uğur Susup’un fena hálde ağırına gitmiş.
‘Oğlum gerçekten terbiyeli ve kurallara uyan bir çocuk. Biz de aile olarak disiplinli, kurallara saygılı bir aileyiz. Özellikle Cumhuriyet Bayramı gibi bir bayramımıza saygısızlığın lafı bile mümkün değil’ diyen baba Uğur Susup, İzmir Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Disiplin Kurulu’na itirazda bulunmuş.
Sonuç?: Başvuruyu inceleyen kurul, gereğini düşünmüş: Batuhan’ın ‘bir yıl boyunca okuldaki her türlü sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere katılması yasssah!’
İşin komiği, bu önceki cezanın ‘hafifletilmiş’ háli!
Tüm bu hikáyede mantık aramak mümkün değil ama her şeye iyi yanından bakan eblehçe iyiniyetli Polyanna olsak?.. Ne diyebilirdik?..
Batuhan kardeşim, sen yat kalk, şahane bir babaya sahip olduğun için dua et. Bu ülkedeki babaların büyük bir kesimi, bırak çocuğuna destek olup onun hakkını aramak adına gerekli mercilere şikáyette bulunmayı, ceza aldığı için oğlunu eşek sudan gelinceye kadar döverdi.
Senin baban bir ömürlük yáren...
Ayrıca merak etme, bak okulunun müdürü Hasan Demiral da söylemiş: ‘Pratikte çok uygulanacak bir ceza değil. Öğrenciye bir etkinliğe katılma denir mi?’
E, denmez yani... Akıl var, mantık var, vicdan var. Burası gestapo kampı değil, eğitim merkezi... Tabii ki bu ceza dile getirildiği şekilde uygulanamazzz.