Özellikle genç yaştaki kadınlardan dudak estetiği konusunda çok talep geliyor.
Bazı kadınların dudakları yapısal olarak incedir. Dudaklar, yaşlanma, cilt elastikiyetinin azalması gibi nedenlerle daha da incelebilir. Bu durumda bir uzmana başvurmak kaçınılmaz olur.
Ameliyatlı ve ameliyatsız yöntemlerle bu sorunu düzeltebilmek mümkündür.
Eğer ameliyat yöntemini tercih ediyorsak, dudağa başka bir alandan yağ taşır, ihtiyaç oranında yağ enjeksiyonu yaparız. Ancak bu yöntemin kalıcılığının az olması, tekrarlanma gerekliliği, bizi uygulaması çok daha kolay olan dolgu maddelerine yöneltir. Dolgu maddelerinin kalıcılığı, yağa göre daha fazladır.
DOLGUNLAŞTIRICI ENJEKTE EDİLİYOR
Enjeksiyon ile dudak estetiği, direkt dudak dokusuna veya dudak çevresinde belirlenmiş noktalara, dudağı yeniden şekillendirme, hacmini artırma ve çevresindeki kırışıklıkları azaltma amacıyla çeşitli dolgu maddelerinin enjekte edilmesi prensibine dayanır.
Kadınlar içinde bulundukları yaştan daha da yaşlı, yıpranmış göründüklerinde bu görüntüye tahammül edemiyor. En kısa sürede estetik işlem yaptırmak istiyor. Bu işlemlerin başında yüz bölgesine yapılan estetik müdahaleler var.
Kadınların yüz bölgelerinde en fazla tercih ettikleri 5 estetik işlem var. Bu estetik işlemler, kadınların beklenti ve isteklerini doğru bir şekilde karşılayabiliyorsa, kadınlar kendilerini çok daha genç, güzel, tazelenmiş hissediyor. Yüzde en fazla tercih edilen 5 estetiğin neler olduğuna gelince şöyle sıralayabiliriz: Yüzün orta bölümündeki yüz germe işlemleri, yüzün alt bölgesindeki germe işlemleri, kaş kaldırma operasyonları, gözkapağına uygulanan işlemler ve çeşitli dolgu maddelerinden yararlanılarak uygulanan estetik işlemler.
YAŞLI GÖSTEREN YANAK ÇİZGİLERİ:
Kadınların en yoğun olarak şikayetçi oldukları konuların başında yanak bölgelerinde oluşan derin çizgiler ve katlanmalar gelir. Bu çizgiler yüze hem sert bir ifade verir, hem yorgunluk hissi uyandırır, hem de kişiyi olduğundan daha yaşlı gösterir. Yüzün orta bölgesi olarak adlandırdığımız bu alanda yapılacak en etkili işlem, şakak bölgesinden yapılacak kesiyle endoskopik olarak yanaklara doğru ilerleyip o dokuları yukarı doğru çekme işlemidir.
Bunlar da endoskopların gelişmesiyle güvenli ve etkili bir şekilde yapılabiliyor. Bu tekniğin dışında daha basit işlemlerle de orta yüz bölgesini gençleştirmek sözkonusu olabiliyor. Örneğin göz kapağı ameliyatlarında yapılan kesilerle de orta yüz bölgesinde gençlik elde etmek mümkündür.
ÇENEDE SARKMA OLABİLİYOR:
Yanakların alt kısmında ve çene kemiklerinin etrafındaki yumuşak dokularda zaman içinde sarkıklıklar oluşuyor. Bu sarkıklıkları ve yaşlanma belirtilerini ortadan kaldırabilmek amacıyla yüzün alt bölgesini kapsayan bir estetik işlem gerçekleştiriyoruz. Kulak etrafından girerek, kulak konturlarına uyacak ve kulak kıvrımlarının içinde kalacak şekilde kesiler yapıyoruz. Bu kesileri de gözle görülür bir iz bırakmayacak şekilde gerçekleştiriyoruz.
KAŞ KALDIRMA KADINLARIN VAZGEÇİLMEZİ:
Yüzdeki doğumsal lekeler genellikle derinin renk verici pigment yapısını içeren tabakasındaki sorunlar nedeniyle oluşabildiği gibi, derinin damarsal yapılarının yarattığı farklı renkte kırmızı lekelerle de oluşabiliyor. Deride ortaya çıkan, bu damarsal ve yapısal sorunlara “Hemanjiyom” diyoruz.
Hemanjiyom aslında damar orijinli iyi huylu yapılardır. Mutlaka da dışarı doğru çıkıntılar yapmış, adeta karnabahara benzer şekilde oluşması gerekli değildir. Hemanjiyomların bazıları da derinin üst tabakasında ince bir kalınlık biçiminde, yani kırmızı bir leke biçiminde kendini gösterebilir. Bu kırmızı lekelere “Porto Şarabı Lekesi” diyoruz.
Bu kırmızı lekelerin ortadan kaldırılmasında en etkili tedavi yöntemi bu çeşit hemanjiyomlara özel lazer tedavileriyle damarların yakılmasıdır.
Deriye zarar vermeden altındaki hemanjiyoma yönelik özel bir lazer kullanılır. Uzman bir hekim tarafından 8-10 seans halinde uygulanabilir. Bu seansların sonucunda kırmızı lekelerin ortadan kaldırılması mümkün.
LEKELERİN GELECEĞİNİ DİKKATLE İZLİYORUZ
Bir başka hemanjiyom çeşidi de doğuştan olan ve ciltte kabarıklık şeklinde bulunanlardır. Bunlar da genellikle 5 yaşına kadar büyüme gösteriyor. Büyük kısmı beş yaşına kadar geriliyor, kendiliğinden kaybolabiliyor, bazen belli belirsiz iz bırakabiliyor. Dolayısıyla bunlarla ilgili hayati bir risk yoksa, beş yaşına kadar beklemeyi tercih ediyoruz.
Eğer hemanjiyomu bulunan ve beş yaşına kadar yüzündeki lekede gerileme görmediğimiz bir hastaysa cerrahi olarak müdahale edebiliyoruz. Ayrıca lekenin içine ilaç uygulayabiliyoruz.
Memelerinin iriliğinden, hatta kadın memesine benzemesinden yakınan birçok erkek var. Neyse ki ‘jinekomasti’ olarak adlandırılan bu sorundan operasyonla kurtulmak mümkün.
Estetik operasyonların nimetlerinden sadece kadınlar değil, erkekler de yararlanıyor. Genellikle bölgesel yağlarından kurtulmak amacıyla liposuction yaptıran erkekler, bazen de ‘jinekomasti’ dediğimiz meme büyümesine yönelik cerrahi işlemlere başvuruyor. Bu ameliyatla memedeki fazla yağlar çıkarılıyor ve daha fit bir görüntü yaratılıyor. Genellikle de 18-40 yaş arası erkekler, bu sorundan kurtulma konusunda daha istekli davranıyor.
FAZLA YAĞ LIPOSUCTION İLE ALINIYORYakın zamana kadar bu sorunla yaşamayı bir kader gibi gören, beyaz tişört giyemeyen, denize ve havuza girmekten çekinen erkekler, bu ameliyat sayesinde sosyal yaşamlarındaki sıkıntılarından kurtuluyor. Artık koyu renk tişörtlerle, cepli, kocaman kareli gömleklerle dolaşmak zorunda kalmıyor.
Erkekte büyük memeyi küçültebilmek için önce memedeki renkli kısmın renksiz kısımla birleştiği yerden küçük bir kesi açıyoruz. Memenin bez dokusu ve çevresindeki dokularda bulunan fazla yağları liposuction’la alıyoruz. Geriye sadece deri altı dokusu kalıyor.
Her liposuction işleminde olduğu gibi burada da doğru miktarda yağ alınması çok önemli. Çünkü fazla yağ alınırsa, çukurluklar meydana gelebilir. Az alınması halinde de meme bölgesinde yine bir şişkinlik kalacaktır. Sonrasında düzeltme yapılması zor olduğundan, gerektiği miktarda yağ almak önemli.
Vücudumuzun güneşe maruz kalan bölgelerinde, lekeler ortaya çıkıyor. Güneşin zararlı ışınları lekelere yol açmakla kalmıyor, vücudumuzdaki benlerin de kansere dönüşme riskini artırıyor. Güneşin zararlı etkileriyle ilgili olarak insanları en fazla korkutan cilt kanseridir. Cilt kanserlerinin ise başlıca üç tipi görülüyor. Bazal ve skuamoz hücreli kanserler daha yavaş seyreden ancak yine de tedavi edilmesi şart alan iki kanser tipidir. Melanom dediğimiz ve cilt benlerinden gelişen kanserse, hızlı ilerlediğinden dolayı erken tanı ve tedaviyle çözümlenmesi çok önemli olan bir sorundur. Cilt kanserlerinin en önemli tedavisi nedir diye sıkça soruluyor.
Bu sorunun yanıtı, erken tanı ve cerrahidir. Hastanın yaşı ileri de olsa tedavi edilmesi gerekir. Kanser yavaş ilerleyebilir, ancak örneğin göze veya buruna çok yakın bir alanda çıktığında gözkapağında, burun kıkırdağında tahribata neden olur. Yaşam kalitesinin düşürülmemesi açısından, hastanın yaşı kaç olursa olsun tedavisi gerekiyor.
BENLERİN ŞEKLİ, RENGİ DEĞİŞİYORSA HEKİME BAŞVURUNBazal ve skuamoz hücreli kanser tipleri, boyun, kafa derisi, eller, kollarda daha çok görülüyor. Melanom adı verilen kötü huylu kanser tipi sadece görünen bölgelerde olduğu kadar avuç içi, ayak tabanı ve saçlı deride bile görülebiliyor.
Kanserin ortaya çıkması anlamında en riskli alanlar güneş gören alanlar olsa da, vücudun güneşe maruz kalmayan bölgelerinde de cilt kanseri ortaya çıkabiliyor. Günlük yaşamda kişilerin hekim kontrolü dışında her ay banyoda vücutlarındaki benleri kontrol etmelerinde fayda vardır. Hekimler hangi benlerin kanser olduğunu, kansere dönüşme riski olduğunu özel sistemler yardımıyla anlayabiliyor. Her ben kanser olacak diye bir kural yoktur. Ancak benlerde kanserin habercisi olan bazı değişikler vardır.
Bu belirtiler kanser tiplerine göre değişebilir. Bazal ve skuamoz hücreli tipte, deride kabarık, yara izine benzeyen görüntüler vardır. Bunlar eğer tedavi edilmezse iyileşmeyen yaralardır. Melanomda yani ben kanserinde siyah veya kahverengi renkler hakim oluyor. Ben eğer düz bir şekildeyse, kabarıyorsa, asimetrikse, boyutu 6 mm’den büyükte, içinde kırmızı, yeşil renkler, kanamalar varsa zaman kaybetmeden doktora başvurmak gerekiyor.
Kadınlar yüz bölgesinde çukurluklar, çizgilenmeler, kırışıklıklar ortaya çıktığında, bu durumun kendilerinde oluşturduğu rahatsızlığa göre yüz germeyi ve botoksu tercih ediyor. Ancak bazı kadınlar radikal cerrahi işlemlerden çekiniyor, dolgu maddeleriyle güzelleşmek istiyor.
Dolgu maddeleri organik ve sentetik olmak üzere ikiye ayrılıyor. Organik dolguların içinde kişinin kendi yağ dokusundan alınan yağı sayabiliriz.
Sentetik dolgular ise laboratuvarda hazırlanmış ticari ürünler olarak bilinen maddeler. Bunların arasında en fazla kullanılan; aslında vücudumuzda da bulunan doğal bir maddenin eşdeğerine yakın olan ‘hyarulonik asit’tir.
Laboratuvar şartlarında elde edilen hyarulonik asit, aslında vücutta yara iyileşmesi için doğal olarak salgılanan bir maddedir. Bu maddeler zamanla eriyebiliyor. Belli sürelerle tekrar edilmesi gerekiyor. Bu durumda kadınların imdadına dolgu maddeleri yetişiyor. Plastik cerrahi hekimleri olarak bizler aslında dolgu maddelerinin uygulanması konusunda oldukça tecrübeliyiz. Çünkü sık sık liposuction yaptığımızdan, kadınların vücutlarında istemedikleri bölgelerde bulunan yağları alıyoruz. Bu yağlar laboratuvar koşullarında bazı özel işlemlerden geçirilerek estetik amaçlı olarak uygulanabiliyor. Bu nedenle zaten liposuction nedeniyle yağ dokusuyla uğraştığımız için, dolgu maddesi olarak kullandığımızda nasıl ve ne sürede etki edeceğini de tahmin edebiliyoruz.
Organik ve sentetik dolgu ayrımını aslında yüzdeki ihtiyacın büyüklüğüne ve hacimsel genişliğine göre de yapıyoruz. Örneğin bir kişinin yüzünde günlük hayatında sık yaptığı mimiklerden dolayı oluşmuş çizgiler, oluklar varsa bunlar sentetik olarak üretilen, az miktardaki dolgularla giderilebiliyor. Ancak kişinin yüz bölgesinde sarkma, çökme, zayıflık varsa ameliyathane şartlarında yağ enjeksiyonu yapıyoruz. Yağ enjeksiyonları yüz dışında küçük ve volümü düşük memelerin dolgunlaştırılmasında da kullanılabiliyor.
Ancak memesine yağ enjeksiyonu yapılan kişilerin çok büyük beklentiler içinde olmaması gerekiyor. Çünkü bir silikon protezin yarattığı etkiyi, yağ enjeksiyonu yaratamaz. Silikon protezle istenilen ölçüde meme yapılabilirken, yağ enjeksiyonuyla bir-iki beden değil, yarım beden kadar bir dolgunlaştırma yapılabilir. Bunun dışında yağ enjeksiyonunu vücutta yüzdeki çöküntülerin giderilmesinde, ayak bileklerinin kalınlaştırılmasında kullanıyoruz.
Yağ enjeksiyonları kişinin doğal yağ dokusundan alınarak yapıldığı için, vücudun her yerinde uygulanabilir, ama miktarını ve cinsini iyi belirlemek lazım.
Yaz mevsimi gelince kadınların selülit dokusundan kurtulmanın telaşına düşmesi sorunu ortadan kaldıracağına inanılan önerilerin sayısının da artmasına yol açıyor. Oysa beslenmedeki dengesizlikler, yapısal bozukluklar, ayaküstü atıştırmalar, fast food tarzı yiyeceklerle beslenmenin artması, hareketsiz yaşam, hazır gıdalar kadınlarda selüliti gündemden düşmeyen bir sorun haline getiriyor.
Üstelik kadınlar bu dertten kurtulmak için başvurdukları yöntemlere yüksek oranda para harcamak zorunda kalıyor. Günümüzde portakal kabuğuna benzeyen, karın, basen, bacaklarda toplanan, bazen sırt ve kollarda bile görülebilen, aslında yağ hücrelerinin büyümesiyle kendini gösteren bu sorun, sıklıkla kilo nedeniyle meydana geliyorsa da, bazen de çok zayıf kişilerde görülebiliyor.
Burada yapısal sorunlar etkili oluyor. Öncelikli olarak söylememiz gereken, selüliti gideren bir ilacın hali hazırda mevcut olmadığıdır. Selülit tedavisinde kullanılan mezoterapi, LPG, benzeri aletli tedaviler, selüliti önlediği öne sürülen kremler de yüzde 100 sonuç vermiyor.
Bu nedenle en önemlisi kadınların hareketi, sporu yaşamlarından çıkarmaması gerekiyor. Kadınların şu gerçeği her fırsatta kendilerine hatırlatmaları gerekiyor: “Selülitlerimle savaşmak istemiyorsam hazır gıdalardan uzak duracağım, bulduğum her fırsatta hareket edeceğim, imkanım varsa spor yapacağım. Yağlı yiyeceklerin tüketiminden, aşırı tuz tüketmekten uzak duracağım.”
Beslenme ve spor desteği almadan selülit savaşının kazanılması mümkün değil. Ama tüm bu önlemlere rağmen genetik faktörler de selülit oluşumuna zemin hazırlayabiliyor. Günümüzde ergenlik çağına erişmemiş kız çocuklarında bile selülit dokusuna rastlamak mümkün. Hal böyle olunca da beslenme önerilerine daha fazla uyulması, spor yapmaya daha çok özen gösterilmesi gerekiyor.
LİPOSUCTİON BÖLGESEL SELÜLİTİ AZALTIYOR
Liposuction, selüliti gidermede birinci derecede etkili bir yöntem değildir. Öncelikle bir beslenme uzmanının gözetiminde kilo verilmesi, spor yaparak vücudun sıkılaştırılması, yağ yakıcı fitness programlarının uygulanarak vücuttaki yağ dokusunun azaltılması gerekiyor. Liposuction ile alınabilen yağ miktarı çok kısıtlı olduğundan, sadece vücut hatlarının düzeltilmesinde etkili oluyor, şişmanlığın ortadan kaldırılmasında bir etkisi bulunmuyor. Bölgesel olarak yağ birikmesi sorunu yaşayan kişilerde, yağlanmanın olduğu bölgede liposuctionla yağ miktarını azaltmaya yönelik işlem yapabiliyoruz.
Peki erkekler en çok hangi estetik işlemleri yaptırıyor?
Öncelikle kadınlar için vazgeçilmez bir estetik işlem olan botoksu, erkeklerin de sık yaptırdığını söyleyebiliriz. Hekim öncelikle erkeğin neden estetik yaptırmak istediğini öğrenmelidir. Kişinin yüzünde memnun olmadığı noktaların dışında, hekimin gördüğü ve değerlendirdiği bazı mimiklerin sık yapılmasından kaynaklanan sorunlar da giderilmelidir.
Erkeklerde dikkat edilmesi gereken bir nokta, kadınlara yapıldığı gibi kaşları kaldırmamaktır. Çok incelikle kaş kaldırma yapılmalı, erkeksi yüz hatları mutlaka korunmalıdır.
Doğuştan gelen kusurların giderilmesi amacıyla kişinin burnunda, kulaklarında, gözkapağı şekli bozukluklarında, kaş düşüklüğü, çene büyüklük ve küçüklüklerinde, alt ve üst çenenin yanlış kapanması halinde estetik yapılabiliyor. Bunların dışında yaşlanmayla birlikte derinleşen burun- yanak çizgisi, kaş çatma olukları, alın çizgilerini muayenehane şartlarında düzeltmek lazımdır. Sentetik bazı dolgu maddeleri de yapılabilir. Özellikle de yanakları çökmüş, sarkmış kişilere yağ enjeksiyonu yapılabilir. İsteyenlere yüz germe de yapılabilir.
Kapak düşüklükleri: Bazı erkeklerde üst göz kapağı düşüklüğü oluyor. Bu hem kişinin yaşlı görünmesine, hem de estetik olmayan bir görüntüye yol açıyor. Eğer kişinin anatomik yapısı uygunsa, üst göz kapağı ameliyatına ek olarak kaş kaldırma işlemi de yapılabilir. Bazı anatomik özellikler nedeniyle sadece kaşa dokunmak ve kaşları küçük bir cerrahi işlemle asmak bile, göz kapağı ameliyatına gerek bırakmayabiliyor.
Yüz germe: Erkekte yüz germe ameliyatı yapılacaksa, birkaç farklı yöntemden hangisinin uygulanmasının doğru olduğuna karar verilmesi gerekir. Bu ameliyatlar sedasyon ve lokal anesteziyle yapılabilir. Ancak bazı kişilerin tıbbi durumu ya da korkması nedeniyle genel anestezi de uygulanabilir. Bu ameliyatlar uygulanan yöntemin farklılığına göre yaklaşık 2,5-3 saat sürebilir. Erkeklerde damarsal yapı farklı olduğundan kadınların aksine, damarların çokluğu nedeniyle kanamaya meyil fazladır. Kadınlarda kulak arkasından açılan kesilerle yüz germe yapılırken, erkeklerde sakal hattının aşılmaması gerekiyor.