Heba etmeyin, okul yapın

Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Alinur Aktaş, ‘çelik konstrüksiyon kısmının dış etkenler ve iklimsel şartlar nedeniyle yıpranmasından dolayı, can ve mal kaybına yönelik’ onarım ve bakım çalışmaları başlattı.

DANS EDEN TAŞLAR

Efendim, Altıparmak girişinde bulunan, Bursalıların kahrını çeken o meşhur SSK binaları yıkılıp, yerine meydan yapılacaktı.
Binalar 7-8 yıl önce, jet hızıyla yıkıldı.
İki adet hareketli, taş blok dikildi.
Yüzen Taşlar Heykeli yabancı bir sanatçıya yaptırıldı.
Vatandaşlar, bu ‘esere’ dans eden taşlar diyor...
*
Doğal kayalık yamaç, taş duvar ile kapatılıp şelale görünümü verildi.
Duvar, plastik yeşilliklerle kapatıldı.
Ankara, Keçiören Belediyesi taklit edildi.
Dikilen taşlar, aydınlatmalar, kent mobilyaları ve mermer döşemeler ile ‘Altıparmak meydanı’ oluşturuldu.
Garip bir meydan olmuştu, çok tartışılmıştı ama yapılmıştı bir kere...

ALTIPARMAK MEYDANI

Görevden azledilen zamanın Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin projesiydi bu...
Belediyenin ciddi paralar harcadığı bu işe Bursa Ticaret ve Sanayi Odası BTSO’da destek vermişti.
Bugünkü rakamla 2 milyon lira civarında para harcanmıştı, belki de daha fazla....
*
Güya sadece meydan olacaktı burası!..
Alanın yarısına BTSO yeni bir bina yaptı..
Halkın gözünün önünde oldu bunlar.
İtirazlara aldırış eden de olmadı zaten!..

CAN VE MAL KAYBI

Şimdi Belediye Başkanımız sayın Alinur Aktaş, eksikleri görmüş, yıkmaya başlamış.
O duvarı yıktı...
Korozyon varmış, duvar dökülüyormuş, demirler çürümeye başlamış, her an bir kaza yaşanabilirmiş.
Onarım ile şimdi can ve mal kaybının önüne geçilecek.

SORUŞTURMA AÇMALI

7-8 yıl önce yapılan bir iş hemen arıza verir mi?
Bu kadar kısa sürede imalat bozulur mu?
Bozuluyorsa ‘uygun iş yapılmamış’ olmuyor mu?
Sayın Aktaş, sevgili Başkanım bu projeyi yapanlar hakkında lütfen soruşturma açın!..
Bakınız Bursa’nın birçok okulunda sınıflar hala çok kalabalık.
Çocuklarımız kalabalık sınıflarda zor öğreniyorlar, nitelikli eğitim yapılamıyor.
Kalabalık, yavrularımızın sağlığını da etkiliyor. Yetkililere sordum, ezberden yazmıyorum, 40 kişilik sınıflara normal gözüyle bakılıyor.
En fazla 30 kişilik, mümkünse 20 öğrencili, modern sınıflar oluşturulmalı.
Okullarımızın birçok ihtiyacı var;
Laboratuvar malzemeleri, bilgisayarlar, projeksiyonlar, araç, gereçler, akıllı tahtalar, kitaplıklar, spor ve müzik aletleri vs...
Veliler, analar babalar hala okulları destekliyorlar, yoksa çok şey yüzüstü olacak!..
Beyler, paranız çoksa derslik sayılarını arttırın. Allah daha çok versin, paranız ganiyse okullar yaptırın.
Özellikle BTSO...
Ve tabii ki Büyükşehir ve ilçe belediyelerimiz...
Deprem dayanıklılığı testlerinden sınıfta kalan ve apar topar kapatılıp, yıkılan okullar yeniden yapılmayı bekliyor sevgili yetkililerimiz...
Bu konuya bir el atın!
Bir el atın ki tüm okullarımızda ‘tam gün’ eğitime geçilsin.
Bir el atın ki, Türkiye’nin en gelişmiş illeri arasında olan Bursa’da sabahçı, öğlenci yani ikili eğitim kalmasın.
*
Bu şehrin ve ülkenin paraları doğru yerlerde kullanılsın, kaldırım sök-yap, park taşlarını yık-yap, asfalt kazı-döşe işleriyle israf edilmesin.
Nüfus yoğunluğuna göre semtlerde çok sayıda okul açmalı ki millet çocuklarını servislerle şehrin bir ucundan diğer ucuna göndermesin.
Bölge dışından, merkezi okullara gelen çok sayıda öğrenci ile kontrolden çıkan okullarda eğitim kalitesi düşmesin.
Trafik yoğunluğu, kirlilik, kargaşa oluşmasın.
Aileler servis parası altında ezilmesin. Eğitim seviyesinin yüksekliği ve başarıları sebebiyle tercih edilen Setbaşı, Dörtçelik, Emek, Akıncıtürk ve Nilüfer’de ki birçok okulun feleği şaştı.
Böylesi güzide okulların idarecilerinin ve öğretmenlerinin kaliteyi düşürmemek için üstün çabalar gösterdiklerini biliyorum. Para varsa çarçur etmemeli, yeni yeni derslikler ve okullar yapmalı, her öğrenci kendi mahallesinde, semtinde okumalı...
Her işin başı sağlık ise, her işin yolu da eğitimden geçer...
O yüzden kaynakları heba etmeyin, okul yapmaktan geri kalmayın.
Paranız varsa öğrencilerin sağlıklı olmaları için ücretsiz yemek verin, besleyin...
*
İsraf konusunda bir örnek daha vermek isterim.
UEFA standartlarına uydurmak maksadıyla Bursa Atatürk Stadını 10 yıl önce, 10 milyon tl harcayarak onardılar.
İki yıl sonra da dolmayan stadı ‘seyirci kapasitesi yetersiz’ diye yıktılar!...
Sonra da şehrin tam merkezine, Bursa Büyükşehir Belediyesi parasıyla, Dikkaldırım’a “‘5 tane stat yapılacak para harcanarak ancak hala tamamlanamamış, yarım yamalak bir stat’ yaptılar...
*
Yazık değil mi o paralara,
Kaç okul, kaç derslik yapılırdı o parayla?..
Bunun hesabı sorulmamalı mı sizce?..
Bugün çekilen ekonomik ve sosyal sıkıntıların altında o paraların ve kaynakların çarçur olmasına neden olan anlayışın payı yok mu sizce?
*
Lüzumsuz harcama ve israf yapanlar, halkın ihtiyaçları için harcanması gereken paraları yerinde kullanmayanlar; hesaplarını mahşer gününe kalmadan, bu dünyada vermeliler.
*
Başkan Aktaş ‘kepçeyi vurdu.’
Mal ve can kaybına neden olmadan şelalenin duvarını yıktı...
İnşallah sorumsuzca harcama yapanlar için de o kepçe bir başlangıç olur!..