Paylaş
Hem ülkemizde hem dünyada yaşamı etkileyen sorunların başında küresel kuraklık, iklim değişikliği ve hava kirliliği geliyor. Bununla baş edebilmenin en tesirli yöntemlerinden birisi ağaçlandırma faaliyetleridir.
CUMHURİYET VE ORMAN
Orman teşkilatının geçmişi bin 800‘lü yıllara dayanır, deneyimi, birikimi ve kültürü oluşmuştur. Savaşlar, göçler, kıtlık, yokluk, ilgisizlik, bakımsızlık ve bilinçsiz kullanım ile iyice azalan ağaç varlığı sorununa karşı cumhuriyetimiz ağaçlandırma çalışmalarına ve ormanlara özel bir önem vermiştir. Örneğin, 1924 yılında çıkarılan 442 sayılı köy kanunu ile muhtarlara, köyün, köy yollarının ve boş alanların ağaçlandırılması görevini yüklemiştir.
ORMAN KANUNU
1937 yılında da 3116 sayılı meşhur ‘Orman Kanunu’ yürürlüğe girmiş, 1956‘da da 6831 sayılı kanun kabul edilmiştir. Sert bir kanundur. Tapulu arazinde bile izinsiz ağaç kesemezdin, alırlardı ifadeni! Bir yanda ‘Ormancı’, diğer yanda ‘Jandarma’ titretirdi insanı…
*
Katı bir anlayışla korunan ve geliştirilen ormanlarımız zaman içerisinde daha çok kazanma hırsı, hatalı ve yanlış uygulamalarla, bazen de ihtiyaçlar baskısı altında tükenmeye başladı. Doymak bilmeyen insanların baskısıyla kanun ve yönetmelikler yumuşatıldı. Buna tahribatlar da eklenince kayıplar büyük olmaya başladı.
*
Oysa; Orman yağıştır, yağmur ve kardır. Orman oksijendir, nefes nefes solunan temiz havadır. Orman sağlıktır, kirli havayı temizleyen dev süzgeçtir. Orman gezidir, yürüyüş, spordur. Orman yaban hayatıdır, canlıların evidir. Orman ülkelerin süsüdür. Orman bereket, mutluluk ve huzurdur. Orman geçimdir. Orman hayattır; Ormanları korumalıyız…
NEFES SEFERBERLİĞİ
Daha yeşil bir Türkiye için, iki yıl önce, ‘11 Kasım 2019 Ağaçlandırma Günü’nde “Geleceğe Nefes Seferberliği” ilan edildi. Devlet kurumları ve belediyeler, şirketler, okullar, üniversiteler, askeri birlikler, spor kulüpleri, federasyonlar, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, gönüllüler, mezun grupları fide dikme ve ağaçlandırma faaliyetlerine katıldı. Etkili bir kampanya oldu. Bu çabalar ile ormanlarımız çoğalacak. Benzeri faaliyetleri, ibadet gibi yıllardır gerçekleştiren yurttaşlar ile kurumlarımızı kutluyorum.
Orman teşkilatı bir yandan sorunlarla uğraşıyor, diğer yandan da olumlu adımlar atıyor.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “2021 yılında her bir vatandaşımız için 3’er fidan dikeceğimiz müjdelemiştik. Geleceğe Nefes seferberliğimizin bu yılki planında, bu müjdemizi gerçeğe çevirecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Yılsonu itibariyle tam 252 milyon fidanı toprakla buluşturacak ve orman varlığımızı artırmaya devam edeceğiz” açıklaması yaparak, “Yanan ormanlarımız için her bir vatandaşımız adına 3 fidan dikiyoruz, geleceğe nefes oluyoruz” demişti.
21 Aralık günü itibariyle Türkiye genelinde 240 milyon 153.838 fidenin toprakla buluştuğunu gördük. Bursa’ya dikilen fidan sayısı da, son 20 yılda 105 milyon 827.000 ‘a ulaşmış.
ÜÇ FİDANIM VAR
Geleceğe Nefes kampanyasında İzmir, Kastamonu ve Bartın illerinde adıma üç fidan dikilerek ‘sahiplendirme’ yapılmış. Zarif bir belge bile hazırlanmış. Orman Genel Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığı çalışanlarına teşekkür ediyorum. Sonunda benim de dikili ağacım oldu…
ŞANSSIZ ORMANCI
Serada, tarlada, bağda, bahçede ekersin, dikersin, sularsın yedi, sekiz ay sonra hasat, harman yaparsın. Ürünlerini daha erken elde eden çiçekçiler, çiftçilerden şanslıdırlar. Ya ormancılar!.. Toprağı hazırlarlar, fidanları dikerler, aylar yılları kovalar… O fidanlar 30 yılda koru, 50-60 yılda da yetişkin ağaca dönüşür, orman oluşur. Bu sebeple ormancı talihsizdir. Fidanların ormana dönüştüğünü görmeye bazıların ömrü bile yetmez...
ORMANI KORUMAK VATAN SAVUNMASI
Yaşam için ormancılar özel ve yeryüzünün önemli insanlarıdırlar. Bizim ormancılar da vatanı savunur gibi ormanları müdafaa ederler.
*
Eskiden daha da cesur ve yetkiliydiler. Orman köylüsü, hayvanlar ve kaçakçılar ormana dadandığında onlar bir şekilde baş edebilirlerdi. Şimdi öyle mi!.. Altıncısı, kromcusu, mermercisi, linyitçisi, Otelcisi, turizmcisi, seracısı, Arkasını partilere yaslamış siyasetçisi, Rantçısı, avantacısı, kupon arazicisi, Hesçisi, rüzgarcısı, güneşçisi cümbür cemaat ormancının karşısında… Ne yapsın ormancı!
*
Bir de şu ciğerlerimizi yakan yangınlar… Ege ve Akdeniz bölgesi yangınlarını söndürme çalışmaları konusunda orman memurlarına zerre laf söyletmem. Onlar gecikilen her saniyede kahroldular, biliyorum. Ne oldu, müdahalede niye bu kadar geç kalındı? Uçaklar niçin yoktu? Cevaplarını gelecek yıllarda alacağız!..
Eksikler var ama orman teşkilatı donanımlı. Modern ekipmanları var, teknolojiyi kullanıyorlar. Ormancılarımızın yürekliliğini, kararlı duruşu, ağacı, kurdu, kuşu, böceği, yaban hayatını koruma azmi ve mücadelesini görmezden gelebilir miyiz… Büyük yangınlarda hayatlarını kaybeden kahramanları anmadan, dua göndermeden olmaz…
O AĞACIN ALTI
Havamızı temizleyen, oksijen üreten, yağış çeken, yağmur yağdıran, erozyonu önleyen, sera etkisi, toksik gazlar ve zararlı ışınların olumsuz etkilerini azaltan, yurdun, kentin ve mahallenin süsü, çocukların salıncağı, tahtasından, meyvesinden, serinliğinden yararlanılan ağaç için ne yazsak eksik kalır.
Nice sosyal olayların tanıklarıdır. Düğün, dernek, nişan, kına, sünnet, damat tıraşı, asker uğurlaması, sohbet, tavla, eğlence, buluşma, ne bileyim belki de ilk öpücük… “O ağacın altını şimdi anıyor musun!..”
Fidan dikmeye çocuklukta başlanmalı, alışkanlık haline getirilmeli. Geleceğe ve dünyaya nefes olmalı, ağaç ve toprak sevgisi dalga dalga yayılmalı, küresel kuraklık, iklim değişikliği ve hava kirliliğiyle mücadele edilmeli. Yarınlara daha da yeşil bir miras bırakmalı.
Paylaş