Gazoz kapakları davet ediyor buyurun antika pazarına

Elektronik ve dijital teknoloji ürünü, sosyal medya dönemi etkilerinin yaygınlaşması, kişilerarası iletişimin zayıflaması, toplumsal kopukluk, mutsuzluk ve yalnızlaşma kişileri maziye bakmaya, eskileri daha çok aramaya itiyor.
Albümleri daha sık karıştırıyor, okul arkadaşlarımızı daha çok arıyor, toplantı, anma ve gezilerde buluşuyoruz.

ÜÇÜNCÜ PAZAR GÜNÜ

Eski eşya ve antika ilgisi geçmişe duyulan özlemle ilgili.
Sonra bu duygu bir tutkuya dönüşüyor.

*

Kaç zamandır gitmeyi düşündüğüm halde geçtiğimiz pazar günü gidebildim Nilüfer Antika Pazarı’na.
Umduğumdan çok daha farklı, dopdolu bir yaşanmışlıklar müzesine düştüğümü anladım...

*

Bursa’nın ilk, Türkiye’nin de üçüncü antika pazarı.
Nilüfer Belediyesi, Bursa Antikacılar ve Antika Sevenler Derneği, Bursa Sivil Toplum Derneği iş birliğiyle iki yıl önce İhsaniye Kapalı Pazaryeri’nde hizmet vermeye başlayan Nilüfer Antika Pazarı yerli ve yabancılar tarafından büyük ilgi görüyor.
Antika ve eski eşya meraklılarının buluşma noktası haline gelen Antika Pazarı, her ayın 3’üncü pazar günü kuruluyor.

*

İlk günden bu yana etkisini ve etkinliğini arttırdığı ortada.
Sadece Bursa’dan değil, İstanbul, Ankara, İzmir, Balıkesir, Eskişehir, Kütahya, Konya, Afyonkarahisar, Manisa ve daha birçok kentten gelen 250 esnaf tezgah açıyor burada.

ZAMAN TÜNELİNDE

Günümün yarısını tezgahlar arsında, birbirinden özel parçaları inceleyerek, gezerek geçirdim.
Binlerce antika ve eski eşya burada yeni sahiplerini bekliyor.

*

Profesyonel koleksiyoncuların parçaları dikkatle incelemelerine, sıkı pazarlık yapmalarına şahit olmak, hemen her kesimden insanın varlığını, gençleri, yaşlıları, kadınları görmek, hele babaların çocuklarıyla gelip, geçmişin eşyalarını, kullanımlarını onlara anlatma çabalarını gözlemlemek harika bir duygu.
Bu bir zaman tünelinde, geçmişe yolculuk...

*

Çocukluğumda, sattığım Golden ve Melek sakızlarının teneke kutularına yeniden dokunmak var ya... O ne muhteşem bir duygudur, gözlerim doldu...
Ya efsanevi hayal kahramanlarımız Teksas, Tommiks, Zagor satan Cihangir Dönmez ile yaptığımız sohbet...
Dönmez, yaşını başını almış Devlet Memuru, o da anılarıyla mutlu.
Tezgahında neler yok ki... Siyasilere sert muhalefetiyle bildiğimiz ‘Akbaba’ düşündürüyor insanı mesela...

*

O mizahı, o hicivi yapacak, o karakterleri çizecek, kültür, yürek ve yetenek sahibi kaç kişi kaldı günümüzde!..
Dönmez, ‘ziyaretçiler burada geçmişlerine yolculuk yapıyorlar, ben de mutlu oluyorum’ diyor. Doktor bey, reçetene tezgah numaramı da yaz dedi. “Cihangir Dönmez, G-36/37” yazdım işte...

DOST BULUŞMALARI

Antika pazarının açılmasında İrfan Altıkardeş›in de önemli gayreti olduğunu biliyorum. Sonrasında da sosyal medyadan burasının tanıtımını etkili yapıyordu.
Onunla muhabbet ederken saatler, tesbihler, gümüş yüzükler, külahların ağırlıklı olduğu tezgahın ziyaretçilerinin Bursanın seçkinleri olduğu gözümüze çarptı hemen.
Geleni gideni, soranı bilgi alanı, her zamanki güler yüzü ve latif sözüyle karşılayan dostum, bu işi hobi olarak yapıyor.
Altıkardeş, gazeteci. İhlas Haber Ajansı’nın en kıdemlilerinden, Bursa’dan sonra İstanbu’a transfer oldu.

*

Tanıdık yüzler dökülüyor teker teker.
Yıldırım Belediyesinde yıllarca görev yapan, kentimizin tanınmış Mimarlarından Mustafa Karakoç ile karşılaştık. O da pazarın müdavimlerindenmiş.
Yakalamışken, ‘ne olacak bu Bursa’nın hali?’ üzerine ve mimari gelişmeler, projeler hakkında konuştuk tabi...

AVM DEĞİL, ÇARŞI - PAZAR

Çarşıda yok yok...
Gramofonlar, plaklar, misketler, giysiler, takılar, çizmeler, yemeniler, başlıklar, örtüler, kitaplar, dergiler, fermanlar, yazmalar, tokmaklar, kapılar, çiniler, şişeler, çanak çömlekler, kılıçlar, kalkanlar, incik boncuk, binlerce tarihi kültürel obje.
Kimi antika, kimi eski...
Yormayın beni, yazılmaz hepsi; gidin görün...
AVM‘lerde sağlıksızca vakit geçirileceğine, buralarda dolaşılmalı!

*

Dolaşıyor, takılıyor, elliyor, kurcalıyor ve objelerin öykülerini dinliyoruz.
Tezgah başında ki insanlara ‘satıcı’ diyemiyorum, imkanları olsa bir çoğu bunları satmayacak neredeyse. Güzel yürekli, kültürlü, birikimli, sanatsever insanlar...

*

Bir baba çocuklarını almış gelmiş. Çocuklar gazoz kapaklarıyla ilgileniyorlar, yüzlerinden mutluluk akıyor.
Kızılay kapakları var, ben de onları evirip çeviriyorum.
Baba soruyor;
- Kaç para bu kapaklar? Satıcı;
-Bunlar 5, bunlar 30, bunlar da 40, 50 lira...
-İkisine 5 lira vereyim!..
-Olmaz.
Adam oyalandı gitti, geldi... 3 tanesine 5 lira vereyim!..
-Olmaz!
Gitti tabi...
Tezgâh sahibi yıllardır bu işi yapıyor. Bak abi diyor;
- Bana, çocuk yeni başlıyor. Değerini biliyorum ama bunu uygun bir fiyata yapar mısın deseydi para bile almaz, hediye ederdim. Bu gönül işi, her zaman para olmaz!.. Hiç kimse emeğimizi görmezden gelmemeli!
Bence de haklıydı Afyonkarahisar’dan gelen kardeşimiz.

*

Aklım, gazoz kapağında kaldı, bir tanesi 40-50 lira...
Zengin olmayı taa başında kaçırmışız...

BİR ÇİFT KARA LASTİK

Dalıp gitmiştim yıllar öncesine, bir çift ‘karalastik’ alıp, götürdü beni...
Herkes giyemezdi bunu da!..
Küçücük lastikler... Kim bilir bunları giyen çocuk hayatta mıdır? Yaşıyorsa bugün ne durumdadır, hali vakti nicedir?..
Çocukları, köylüleri, emekçileri, insanları seviyor mudur?
Unuttu mu yoksa lastik giydiği günleri!..
Kim bilir...

*

Zaman yolculuğundan Tayfun Çavuşoğlu çekip aldı beni.
Çavuşoğlu, Bursa’nın yazar çizerlerinden, gazeteci, araştırmacı, kültür adamı. Birçok kitap yayınladı.
Meğer o da müdavimmiş.
Kemal Karagöz dostumuzun tezgâhına iliştik. Çaylar geldi gitti, dost halkası genişledi, sohbeti demledik ayaküstü...
Tarihin karanlık dehlizlerinden, aydınlık yarınlara ulaştıracak belgeler, bilgiler, yaşanmışlıklar, kitaplar, yayınlardan bahsettik.

*

Nilüfer Antika Pazarı harika bir yer.
Alış veriş yapmak gerekmiyor.
Bu toprakların sesi, inceliği, teri, aklı, emeği, sanatı sergileniyor.
Sadece bu toprakların mı?
Hayır..!
Tüm insanlığın...

*

İhsaniye kapalı pazaryerinde binlerce ürün sergileniyor.
İnsanlığın el emeği, göz nuru, geçmişe ait tüm değerlerin daveti var size;
Buyrun antika pazarına...