PaylaÅŸ
SanayileÅŸme ve kentleÅŸme sonucudur da diyebiliriz bu duruma.Â
Bu duruma yılların yanlış yönetim anlayışları da sebep oldu denilebilir.Â
Son tahlilde ‘BüyükÅŸehir yasası’ köyleri mahalle yaptı. Â
O mahallelerde köy yaÅŸamı bir ÅŸekilde, zorlukla devam ediyor. Â
Kırsal köy ve mahallelerde genç nüfus kalmadı. ‘Çocuk sesine hasret köylerimiz’den bahsetmiÅŸtim bir yazımda. YaÅŸlılar, herhangi bir üretim, hayvancılık ve zirai faaliyet yapmadan yaÅŸam mücadelesi veriyorlar buralarda. Â
Yapanlar da ancak kendilerine yetecek, oyalanacak kadar…Â
Ãœretim genç ister, çalışacak güç ister.Â
DEVLET BÖYLE Ä°STEDÄ°Â
Bursa gibi batı kentlerinde köylerde toplam nüfusun %10 ‘u ancak yaşıyor.Â
Kırsalda nüfus azalması kendiliÄŸinden olmadı. Â
Devlet böyle istedi!..Â
*Â
Kentlere ucuz ve çalışkan iÅŸ gücü gerekiyordu… Â
Sokakların çöpünü toplayacak, inÅŸaatlarda amele olacak, fabrikaları, vardiyaları çevirecek ucuz iÅŸ gücü…Â
Hem itaatkar, hem kanaatkar.Â
Hem güçlü, hem çalışkan.Â
Hem saygılı, hem sessiz.Â
Örgütlenme talebi olmayan sendikasız…Â
Türk köylüsü ve çiftçisinin delikanlıları, kızları böyle ‘uysal çocuklar’... Â
Sanayi için bundan iyisi olamaz!Â
*Â
Uysal çocuklar’ı deÄŸeri ve önemini önce Avrupa ülkeleri fark etmiÅŸti.Â
1960 ‘lı, 70‘li yıllar ÅŸahittir, Türk gençlerinin Belçika’dan Almanya’ya, Fransa’dan Hollanda’ya iÅŸ için, para için, çalışmak için gidiÅŸlerine.Â
Ve milyonlarca Anadolu insanı dördüncü, beÅŸinci kuÅŸaklarıyla oraları yurt bellediler. Kaldılar oralarda…Â
ALARM ZÄ°LLERÄ°Â
Bugün de iÅŸ ve çalışma imkanı bulacak, emek ve alın terinin karşılığını alacak yerler arıyor insanımız.Â
Tarımsal faaliyetlerimiz ve hayvancılık hiç olmadığı kadar azaldı. Â
Bilinçli olarak yıllardır sürdürülen ucuz ithalat sonunda ÅŸimdi yere serildik.Â
Sektörde alarm zilleri çalınıyor...Â
Hem üretim yok, hem üretilen para etmiyor…Â
Fabrikaların çarkları daha az dönüyor. ÇoÄŸu kapasite düşürdü, işçi çıkardı. Kapatanlar da az sayılmaz. Â
Nereden mi belli sanayinin kullandığı enerjiden belli… Enerji tüketimi artmadığı gibi azalıyor…Â
*Â
Ä°ÅŸsiz kervanı çığ gibi…Â
COVID-19 pandemi dönemi de bu durumu ağırlaÅŸtırdı ama zaten ülke üretim açısından büyük bir dar boÄŸaza girmiÅŸti zaten.Â
Ä°thalata dayalı üretim yapılıyordu.Â
Ä°hraç ettiÄŸimiz ürünlerin bile %70 ‘ini dışarıdan alıyorduk, ithal ediyorduk…Â
Velhasıl günümüzde millet iÅŸ arıyor.Â
Ä°ÅŸsizlik rekor kırıyor...Â
FIRSAT KOLLANIYORÂ
60 ‘lı, 70‘ li yıllarda olduÄŸu gibi bu ülkenin genç insanları gözünü yabancı memleketlere çevirmiÅŸler okumak ve çalışmak için fırsat ve imkan kolluyorlar.Â
Huzur ve güven içinde yaÅŸamak isteyen insanlar da, acaba oralarda yapabilir miyiz diye düşünüyorlar…Â
Hal böyledir kısaca!Â
*Â
Ä°yiyiz, çok iyiyiz deyip duruluyor; bugün dünden iyi, yarın da bugünden iyi olacak, nisan marttan, mayıs nisandan iyi olacak sözleri ile karın doymuyor, fabrika çarkları dönmüyor, tarlalar yeÅŸermiyor, cüzdanlara para dolmuyor…Â
Kışa gireceÄŸimiz bu günlerde halk nasıl ısınacağız diye kara kara düşünüyor.Â
DoÄŸalgaz, elektrik ve su faturalarını ödemekte güçlük çeken vatandaÅŸlara Allah yardım eylesin.Â
*Â
Hayat devam ediyor. Â
Bir yandan salgınla mücadele, bir yandan iÅŸsizlik, geçim sıkıntısı ve hızla artan yoksulluk ile mücadele etmek elbette kolay deÄŸil.Â
Devlet yönetim anlayışını revize etmeli!..Â
Ä°YÄ°SÄ°N, ÇOK Ä°YÄ°SÄ°NÂ
Millet halinden ÅŸikayet edip sızlandığında, canı yanıp, çaresiz kalıp feryat ettiÄŸinde; ‘halinize şükredin, eski yoklukları ve kuyrukları unuttunuz mu?’ hatırlatması yapılıp, ‘şimdi öyle bir durum yok, her ÅŸeyiniz var, hatta evlerde üç dört adet pahalı ve modelli cep telefonlarınız bile var, nankörlük etmeyin!’ diye de paylanıyor!..Â
Sonra da ‘İyisiniz, iyisiniz’ diye de gaz veriliyor.Â
Bilirsiniz iÅŸte…Â
BU HALE GELMEK Â
Hikayeler, fıkralar vardır, yeri geldiÄŸinde anlatılmadan geçilemez.Â
Tam yerine geldi ben de anlatmadan geçmeyeyim…Â
*Â
Ä°ki boksör ringe çıkar, maç baÅŸlar. Â
Taraflardan birisi fırtına gibidir. Birinci rauntla birlikte yumruklarını çalıştırmaya baÅŸlar. Kelebek gibi dans eder, arı gibi sokar yani… Bizimkinin gözü ÅŸiÅŸer, kaşı açılır. Gong çalar, köşeye gelir. Antrenörü ‘harikaydın, rakibini iyi hırpaladın’ derken diÄŸer yandan da açılan kaÅŸ onarılır.Â
*Â
Ä°kinci, üçüncü rauntlar da aynı ÅŸekilde biter. Boksörümüzün gözü kapanmış, gözünün altı morarmıştır. Kenara geldiÄŸinde antrenörü yine, ‘aferin oÄŸlum adamı ezdin, muhteÅŸemsin’ der. Â
Yardımcılar teri siler, omuzlara masaj yapar. Â
Dördüncü raunt baÅŸlar. Â
Boksörümüz rakibi karşısında çaresiz ve etkisizdir, seri yumruklar yemeye devam eder. DeÄŸil yumruk atmak ayakta durmakta bile zorlanır. Ä°yice sallanır, yıldızlar uçuÅŸmaya, çevre dönmeye baÅŸlar. Ha düştü ha düşecek ama yine gong… Antrenör, ‘aferin oÄŸlum… ÅŸahanesin, ringi adama dar ediyorsun, eziyorsun onu’ diye motivasyon yapmaya devam eder.Â
PEKÄ°, BENÄ° KÄ°M DÖVDÃœÂ
Son rauntlara doÄŸru bizimki öyle dayak yemiÅŸtir ki kaÅŸları açılmış, gözleri kapanmış, nefes alamaz, kolları kalkmaz olmuÅŸ, yıkıldı yıkılacak, tam nakavt olacakken gong imdada yetiÅŸir, köşeye gelir pelte halinde koltuÄŸa yığılır. Â
Bizim antrenör, ‘alacağız maçı aslanım, bırakma, dikkatli ol.., dağıttın, mahvettin, parçaladın, periÅŸan ettin onu’ derken, konuÅŸmakta güçlük çeken boksörümüz ÅŸiÅŸmiÅŸ dudaklarını zorlanarak açıp, hocam; ‘adamı ezmiÅŸ, periÅŸan etmiÅŸsem beni bu hale kim getirdi?’ diye seslenir..!Â
*Â
Sorumlulara iÅŸsizlik, yoksulluk, geçim sıkıntısı ve olumsuzluklara dair bir ÅŸey sorulamıyor.Â
Sorulunca da cevap; her ÅŸey iyi, çok iyi, Avrupa’nın ve dünyanın en baÅŸarılı ülkesiyiz cevabı veriliyor...Â
Peki o zaman bizi bu hale kim getiriyor?..
PaylaÅŸ