Kanser sözcüğünü duyduğu zaman yüreğini büyük bir korku sarıyordu.
Ailesinde kansere yakalanmış kişiler vardı ve bu genç kadın da aynı hastalığın pençesine düşeceğini düşünmekten bir türlü kendini alamıyordu. Günler geçtikçe yakın bir gelecekte kansere yakalanacağına iyiden iyiye inanmaya başlamıştı. ‘‘Korkunun ecele faydası olmaz’’ derler, bu genç kadın da günlerini korku içinde geçirmek yerine kanser riskini azalttığı bilinen önlemlere baş vurabilirdi.
1- Sigarayı unutun
Dünya Sağlık Örgütü'nün hazırladığı rapora göre, sigara alışkanlığıyla bağlantılı kanser türlerine (örneğin akciğer kanseri) yakalananların sayısında büyük bir artış var. Sigara alışkanlığı, tam 11 kanser türünde etkili.
2-Test yaptırın
Kadınlar, mammogram ve smear testi gibi sözcüklerden hiç hoşlanmıyorlar. Kendilerini sağlıklı hissettikleri sürece de bu önemli testleri yaptırtmaktan kaçınıyorlar. Oysa kanseri, başlamak üzereyken yakalayıp mücadeleye girişmek çoğu zaman hayat kurtarır.
3-Koruyucu yiyecekler
Posalı yiyeceklere ağırlık vermek, bağırsak kanserlerini önlüyor. Taze meyve sebze ve tahıl ürünleriyle oluşturulan beslenme düzeni bağışıklık sisteminin başta kanser olmak üzere pek çok hastalığa karşı direncini artırıyor. Elma, greyfurt, mango ve kivi gibi meyveler sofradan hiç eksik edilmemeli. Lahana, brokkoli, karnıbahar gibi sebzeler de kansere karşı koruyucu.
4-Alkolü azaltın
Alkollü içecekler konusunda asla aşırıya kaçmamalısınız. Ağız, gırtlak, nefes borusu, yemek borusu ve karaciğer kanserlerinin genellikle içkiyi fazla kaçıranlarda görülmesi bir rastlantı değil. Günde üç kadehten fazla alkollü içki içmek, kansere davetiye çıkarır.
5-Güneşe dikkat
Güneşin hayat ve enerji kaynağı olduğunu hiç kimse inkar etmiyor. Fakat meselenin bir de öbür yüzü var. Güneşteki zararlı mor ötesi ışınlar, son yıllarda deri kanseri vak'alarında bir patlama yarattı. Güneşe çıkarken her zaman koruyucu losyonlar kullanmalısınız. Yaz aylarında sabah 11 ve öğleden sonra 3 arası saatlerde asla güneşe çıkmayın. Günlük güneşlenme süresi 10 dakikayı geçmesin.
6- Çaya zaman ayırın
Çay, serbest radikallerle kıran kırana mücadele eden antioksidanlar bakımından son derece zengin bir içecektir. Fareler üzerinde yapılan deneyler, çayın kanserli tümörleri küçülttüğünü gösterdi. Çayı süt ile karıştırarak içerseniz, kanserden korunma şansınız daha yüksek olur.
7- Ailenizi araştırın
Ebeveynlerdeki hatalı genlerin daha sonraki kuşaklarda da kansere neden olabileceği unutulmamalı. Meme, rahim, bağırsak ve prostat kanserlerinin oluşmasında genetik faktörler rol oynuyor. Ailede kanser vakalarının görülmesi, sizin de mutlaka kansere yakalanacağınız anlamına gelmez. Sadece böyle durumlarda daha tedbirli olup gecikmeden gerekli önlemleri almalısınız.
8-Kilolardan uzak durun
Günümüzün en büyük sağlık problemlerinden biri de aşırı şişmanlık. Dünyada giderek yaygınlaşan şişmanlık bağırsak, böbrek, rahim çeperleri ve prostat kanserlerine de yol açıyor. İşte bu nedenle kanserden korunmak için dengeli ve sağlıklı beslenmeyi ilke edinmelisiniz. Ayrıca vücudun hareketsiz kalmamasına da dikkat edilmeli.
9-Değişikliğe dikkat
Günün 24 saatini kendinizi inceleyerek geçirmenizi önermiyoruz. Ama vücudunuzdaki beklenmedik değişikliklere de dikkat etmelisiniz. Vücudunuzdaki benlerin renk ve şekil değiştirmeleri ya da birden büyümeleri, kanser habercisi olabilir. Memelerin düzenli olarak kontrol edilmesi de meme kanserinin erken dönemde teşhis edilmesini sağlar. Bağırsakların faaliyetinde ani değişiklikler ve bunların bir haftadan fazla sürmesi de tehlike işaretidir.
10- Güvenli seks
Cinsel temas yoluyla geçen virütik hastalıklar cinsiyet organlarında kansere neden olabiliyor. Diğer sorunlar bir yana, kanserden korunmak için de güvenli sekse önem verilmeli. Cinsel temas yoluyla bulaşan hastalıklara karşı her zaman tetikte olmalıyız.
Derleyen: Azize BERGİN
SORULAR-SORUNLAR
PROSTATA AMELİYATSIZ ÇARE ARIYORUM
Ben 18 yıl önce by-pass ameliyatı geçirdim. 10 yıldan beri prostat sorunum var. Kalp ameliyatı geçirmiş olmam nedeniyle narkoz alarak ameliyat olamayacağım düşüncesindeyim. Sizin daha önceki yazılarınızda bahsettiğiniz prostata ameliyatsız çözüm yönteminden ben de yararlanabilir miyim?
Erhan Tiritoğlu
Daha önceden bir ameliyat geçirmiş olmanız, bu ameliyat kalp ameliyatı bile olsa, genel anestezi altında prostat ya da başka bir ameliyatı geçirmeniz için engel değildir. Tabii ki şu anda kalp ya da diğer hayati sistemlerinizle ilgili ek bir sorununuz olmamak şartıyla. Prostat bezi eğer büyüyerek idrar yolunu daraltmış ve idrar kesesinde çok miktarda idrar kalıntısına yol açıyorsa, bu birikme böbreklerinizi zorlayacaktır. Ayrıca da prostat bezinin selim karakterli büyümeleri ile kanserleri de bazen benzer belirtiler nedeniyle karıştırılabilir. Bu nedenle şikayetlerde önemli ölçekte değişme olmasa bile zaman zaman doktor kontrolünü ihmal etmemek gerekiyor. Bu kontrolde üroloji uzmanı mutlaka ameliyat öneriyorsa, kalp doktorunuzla görüşüp ameliyat engel bir halinizin olup olmadığını öğrenin.
Renklere göre beslenin
Dengelibeslenmek ve besinlerin yararlarını akılda tutmak için renklerine bakmak yeterli. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel, besinleri renklerine göre 7 kategoriye ayırarak, farklı renklerdeki besinlerin ayrı işlevleri olduğunu ifade etti.
MOR
Patlıcan, böğürtlen, kırmızı üzüm, kırmızı lahana, mürdüm eriği gibi mor renkli besinler, çok güçlü antioksidan özelliği taşır. Sağlıklı dokuları ve hücreyi koruyucu maddeler içerir. Kalp hastalıkları riskini azaltır. Ancak antioksidanlar, organizmanın savunma mekanizması için gerekli olan maddelerin yok edilmesine yol açacağı için iki ucu keskin bıçak gibidir. Ölçüyü ve dengeyi iyi tutturmak gerekiyor.
KIRMIZI Domates, karpuz, kan portakalı gibi ürünler, likopen içerdiği için bazı kanser türlerine karşı koruyucudur.
TURUNCU Kayısı, kavun, havuç, balkabağı gibi ürünler karoten maddesi içerir. Karoten hücreleri zararlı maddelerden korur.
SARI-TURUNCU Limon, portakal, armut, mandalina, greyfurt gibi sarı ve turuncu renkli besinler, çok güçlü vitamin deposu.
SARI-YEŞİL Kabak, salatalık, bezelye, kivi, kıvırcık salata, ıspanak, bakla, avakado gibi sarı-yeşil renkli sebzeler, katarakt gibi çeşitli göz hastalıklarına karşı koruyucu özellik taşıyor. Brokoli, lahana gibi yeşil renkli besinlerdeki B vitamininin öncülü olan flavanoidler tüm vücudun reaksiyonlarını etkiler.
BEYAZ Pırasa, turp, sarmısak, mantar, soğan gibi besinlerin yer aldığı bu grup, bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı oluyor.