Paylaş
Protein tozu eklenmiş kahve son dönemde popülerlik kazandı. Sadece Türkiye’de de değil! ‘Profee’ olarak adlandırılan bu içeceği TikTok fenomenleri ihtiyacınız olduğunda enerji kaynağınız olabilecek ‘sağlıklı bir yaşam ürünü’ olarak tanıtıyor. Oysa ‘profee’ gereksiz protein ve kafein tüketimini tetikleyerek sağlığa faydadan çok zarar da verebiliyor. Konuyu uzman diyetisyen Yasemin Batmaca ile masaya yatırdık.
Protein ve kahvenin birleşiminden oluşan ‘profee’ akımının yararını ve zararını iyi değerlendirebilmek için önce bu ikilinin vücudumuza olan etkilerine tek tek bakalım... Yetişkin bir insan vücudunun yaklaşık yüzde 16’sını oluşturan proteinler büyüme ve gelişmede, kas kütlesinin artmasında ve korunmasında görev alıyor. Özellikle COVID-19 sürecinde önemini daha da iyi anladığımız bağışıklık sistemimizi destekliyor. Vücudumuzda her şeyin yolunda gitmesini sağlayan enzimlerin ve bazı hormonların yapıtaşını oluşturuyor. Özetle; protein vazgeçilmezimiz. Kahvenin içeriğindeki kafeinin de olumlu birçok etkisi var. Batmaca bu etkileri “Kafein yorgunluk hissini azaltır, dikkati ve konsantrasyonu arttırır. Yüksek antioksidan etkinliğiyle vücutta zararlı birçok serbest radikale karşı vücudu korur” diye özetliyor.
Tüm bunlara rağmen proteinin ve kafeinin gereğinden fazla tüketilmesi vücudumuzda hiç de istemeyeceğimiz birçok soruna yol açıyor. Profee akımının en büyük riski de burada yatıyor. Batmaca, “Fazla protein kemikler, böbrekler ve karaciğer üzerine metabolik yük oluşturabiliyor. Özellikle böbrek hastalığı yaşayan veya riski taşıyan kişilerin çok dikkat etmesi gerekiyor” diyor.
GENETİK FARKLILIKLAR DA ETKİLİ
Egzersiz yapan bir bireyin ortalama protein ihtiyacını besinsel protein kaynaklarıyla yeterli ve dengeli beslenerek kolaylıkla karşılayabileceğini söyleyen Batmaca, protein alımını öğünlere yaymayı öneriyor: “Araştırmalara göre protein alımını öğünlerine eşit olarak dağıtanlar günlük proteinlerinin çoğunu bir öğünde tüketenlere göre yüzde 25 daha fazla kas proteini sentezi yapıyorlar.”
Gelelim kafeine... Sağlıklı yetişkinlerin günde 300-400 miligram, hamile ve emzirenlerinse günde 200 miligramdan fazla kafein alması çeşitli sorunları beraberinde getirebiliyor. Migren, uykusuzluk, sinirlilik, huzursuzluk, hızlı kalp atışı ve kas titremeleri bunlardan sadece bazıları. Çocukların, akıl hastalığı, kalp hastalığı ve hipertansiyonu olanlarınsa özellikle dikkat etmesi gerekiyor. Batmaca, bunlara ek olarak bazı çalışmalarla kafein alımında da genetik farklılıklara göre sağlığa zararlı, az yararlı veya çok yararlı olduğuna dair farklı gen tiplerinin tespit edildiğini anlatıyor.
Batmaca yine son yıllarda popüler olan ve Hindistan cevizi yağıyla hazırlanan ‘bulletproof kahveler’ içinse şunları söylüyor: “Hindistan cevizi yağı, bitkisel olmasına rağmen doymuş yağ içerir. Örneğin tereyağında yüzde 52 olan bu oran, Hindistan cevizi yağında yüzde 86’dır. Hem iyi hem de kötü huylu kolesterolü yükseltebilir.”
İHTİYACINIZA UYGUN DOZDA...
Diyetisyen Yasemin Batmaca proteinli kahvenin nadiren proteinli çay olarak da tercih edilebildiğini söylüyor. Kahvenin de
içine zaman zaman protein ilavesinin dışında badem sütü, şekerli veya şekersiz şuruplar eklenebildiğini belirtiyor: “Bazen proteinle beraber veya yerine kolajen de olabiliyor. Ancak tariflerde bir tutarlılık olmaması da bitkisel veya hayvansal protein kaynaklarının ve kafeinin aşırı tüketilmesi riskini taşıyor. Buradan proteinli kahve kesinlikle tüketilemez gibi bir mesaj da çıkmasın. Elbette tüketilebilir ancak bilinçsiz şekilde olmamalı. Protein ihtiyacı fazla olan sporcular, vegan ve vejetaryenler ile öğünlerini hızlı hazırlayanlar tüketebilir. Ancak mutlaka uzman kontrolünde, uygun dozda hazırlanmalı.”
Paylaş