Ramazanda psikolojiniz: Daha mı iyi daha mı kötü?

Şu günlerde etrafınıza baktığınızda huzurlu, mutlu, sakin insanlar görüyorsanız, onların ramazandan olumlu etkilendiğini düşünebilirsiniz. Çünkü araştırmalara göre, kişinin manevi dünyasının güçlü olması psikolojisine iyi geliyor, hatta uzun yaşamasına katkıda bulunuyor.

Haberin Devamı

Ramazan, çoğu kişi için ruhani duygulara, maneviyatı güçlendirmeye yeniden veya daha fazla yönelinen, bundan keyif alınan bir ay. Maneviyat veya Latin kökenli karşıtı spiritüel kelimesinin anlamı ise “hayatın muhteşemliğinin farkına varabilmek ve şükran duyabilme kapasitesi”... Spiritüalite, sıradanlık içindeki sıra dışılığı görmeye, varlığın anlamını kavrayabilmeye ve insanlığın ötesindeki gücü algılamaya yardım eder.
Ramazan ayı boyunca kişiler, bir yandan dini görevleri yerine getirmenin sağladığı manevi tatmini yaşarken, bir yandan da oruç sayesinde beden toksinlerinden arınıyorlar. Etrafınıza baktığınızda huzurlu, mutlu, sakin insanlar görüyorsanız onların ramazandan olumlu etkilendiğini düşünebilirsiniz. Çünkü araştırmalara göre, kişinin manevi dünyasının güçlü olması psikolojisine iyi geliyor, hatta uzun yaşamasına katkıda bulunuyor.

OKİNAWA’DAKİ İNSANLARIN SIRRI
Doğu Çin Denizi’ndeki Okinawa adasında yaşam beklentisi 81.2 yıl. Bu, dünyadaki en uzun ortalama. Ayrıca bütün dünyadaki yerleşimler karşılaştırıldığında, 100 yaşına gelmiş kişilerin sayısı en fazla bu adada yer almakta.
Bilim insanları Okinawa’daki bu insanların yaşam tarzını incelemiş ve uzun yaşamaya yardım eden faktörleri ortaya çıkarmış: İyi beslenme, hareketlilik, sosyalleşme, düşük stres ve maneviyat...
Okinawa’da insanlar hayatlarının anlamını manevi dünyada buluyorlar. Sık sık ibadet ediyorlar ve zihinlerini stres ve sorunlardan bu şekilde arındırdıklarına inanıyorlar.
Dünya üzerinde bulunan tüm dinlerin ortak hedeflerinden biri de, sağlıklı bir ruh ve bedene sahip olmak için insanlara yollar göstermektir. Dinlerin veya alternatif spiritüel yöntemlerin önerdiklerini uygulayarak psikolojik sağlık ve dengenin sağlanıp sağlanamayacağı, birçok bilim adamı tarafından araştırılmış bir konu... İleri klinik bozuklukları bir tarafa bırakırsak, meditasyon yapmanın ve dua etmenin insan üzerinde birçok olumlu etkiler yarattığı ispatlanmış.
Dini seremonilere katılanların, düzenli olarak spiritüel kitaplar okuyanların ve meditasyon yapanların, ruhani konulara uzak olanlara kıyasla birçok alanda daha sağlıklı olduğu saptanmış. Spiritüelliğe yakın kişilerde, daha az stres ve daha düşük tansiyon, daha az alkol ve uyuşturucu problemleri, daha düşük boşanma sayısı ve daha az kriminal davranış bulunmuş.
1998 yılında Duke Üniversite’sinde yapılan bir araştırmada da, fiziksel bir nedenden dolayı hastanede yatan 577 kişinin hastalıkla başetme becerileri incelendiğinde, spiritüel destek alanların, almayanlara göre daha az depresif semptom ve daha yüksek hayat kalitesi bildirdiği ögrenilmiştir.

HOŞGÖRÜ VE BAĞIŞLAMA AYI
Diğer taraftan, Ramazan ayı boyunca etrafınızda sinirli, huzursuz, öfkesini kontrol edemeyen, özellikle dini konular nedeniyle etrafındakileri eleştiren, yargılayan insanlar varsa, onlar bu manevi yolculuktan çok da fayda alamıyor olabilirler. Bu kişiler için bazı noktalara dikkat çekmek gerekebilir:
* Din, maneviyat, manevi gelişim için yapılacak tercihler çok özel ve bireysel bir süreçtir. Bu süreci her birey kendisi için yaşar. Dolayısıyla kişi ancak, etrafındakilerin ne yaptığı ya da yapmadığıyla ilgilenmek yerine kendi dünyasına odaklanırsa gerçek anlamda manevi keyif alabilir.
* Ramazan ayı Müslümanlar için otokontrolün, ruh eğitiminin, hoşgörünün, bağışlamanın öğrenildiği, uygulandığı aydır.
* Ruhun terbiyesi için gerekli olan kavramların başında hoşgörü, tolerans gelir. Her dinde ve spiritüel akımda olduğu gibi, manevi tatmini yaşamak, ruhen olgunlaşmak, sadece “yapılması gerekenleri yapmak” ile mümkün değildir. “Tolerans” sözcüğü Latin kökenli olup, müsamaha, dayanma, tahammül anlamına gelir. Tolerans, sosyal, kültürel, dini ve psikolojik alanlarda karşımıza çıkan, insanlık için çok önemli bir kavramdır. Anne babalar çocuklarının davranışlarını, arkadaşınız sizin öfkenizi, öğretmen öğrencisini, din başka dinleri, toplumlar başka toplumların örf ve adetlerini tolere eder.
* Toleransı yüksek olan insanların öfkeleri az olur, sosyal ilişkileri güçlü olur, stresle daha kolay başederler. Öfke kontrolünün en önemli şartlarından biridir tolerans.

TOLERANS SEVİYENİZİ GÖZDEN GEÇİRİN
* Ramazan ayı boyunca tolerans seviyenizi bir gözden geçirin. Oruç tutarken açlığınızı tolere edebiliyor musunuz? Tolere ettiğinizi sanırken, başkalarına sık sık öfkeleniyor, iş performansınız düşüyor, dikkatiniz zayıflayıp kendinizi veya başkalarını tehlikeye sokacak hatalar yapıyorsanız, bünyeniz açlığı tolere edemiyor demektir.
* Oruç tutmayanların dini veya spiritüel tercihlerine saygı göstermiyor, farklı ibadet şekillerini kınıyor veya ramazanda içki içenlere tepki gösteriyorsanız da tolere seviyeniz düşük demektir. Bu durumda, değişik inanç ve kültürleri daha sık eleştirir, daha agresif olur ve sosyal ilişkilerinizde ciddi problemler yaşarsınız.
* Şükretmek ve bağışlamak ramazan boyunca teşvik edilen duygulardır. Şükreden insan kendini, etrafını ve dünyayı sevmeyi öğrenir. Kendisini veya başkalarını bağışlayabilen insan, kendisini ve karşısındakini daha çok sever. Ünlü psikolog Aaron Beck, depresif kişilerin hayata bakış açılarını tanımlarken “olumsuz üçlü” kavramını kullanır. Beck’e gore depresif kişilerde; kendine dair olumsuz bakış açısı, başkalarına dair olumsuz bakış açısı ve geleceğe dair olumsuz bakış açısı hüküm sürmektedir. Kişiler bağışlama, kabullenme, umut ve şükran duygularını güçlendirdikçe, olumsuz düşünceler, algılar, bakış açıları değişir, depresif hissetmekten kurtulurlar.
* Yapılan araştırmalara göre, arkadaşlıklar, dostluklar depresyonla başetmeyi kolaylaştıran faktörlerin başında gelir. Aile ilişkileri, sosyal çevre ramazanda canlanır, güçlenir. Aileler ve arkadaşlar iftar sofralarında buluşurken, aslında birbirlerini dinleyerek, birbirlerine destek verirler. Anne, baba ve çocuklar birbirlerine duygusal olarak yaklaşırlar.
Özetle, diğer tüm dinlerde de öngörüldügü gibi, toleranslı olmak, şükretmek, başkalarına yardım elini uzatmak, sosyal ilişkilere değer vermek, bağışlamak, kendini sevmek ve hayatın muhteşemliğinin farkına varıp zevkini çıkarmak insanın ruhuna her daim iyi gelir.

Yazarın Tüm Yazıları