Paylaş
Danışan: Bayramda psikolojim çok bozuldu. Hâlâ kendime gelemiyorum. Bayramın ilk günü bir akrabamın ziyaretine giderken kaza yaptım.
Dr. Başak: Geçmiş olsun. Nasıl bir kazaydı?
Danışan: Aslında büyük bir kaza sayılmaz, önümüzde aniden duran arabayı görmedim ve çok hızlı çarptım. Çok şanslıydık, ne çarptığım arabadakilere ne de aileme bir şey oldu ama arabamız kullanılmayacak hale geldi. Önce çok korktum, sonra arabanın halini görünce kahroldum. O günden beri bir türlü kendime gelemiyorum.
Böyle ufacık bir kaza psikolojimi nasıl bu kadar bozdu anlayamıyorum. Bazı insanlar daha kötü kazayı bile iki gün sonra unutur, hayatlarına devam ederler. Keşke ben de öyle olabilseydim de bayramı kendime zehir etmeseydim.
Dr. Başak: Hepimiz, hayatımızın herhangi bir evresinde, hiç ummadığımız bir zorlukla karşılaşabiliriz. Bu bir kaza olabilir, sevdiğimiz birinin ölümü, iş kaybı olabilir, ciddi bir sağlık sorunu olabilir, bir felaketle karşı karşıya gelebiliriz veya ekonomik açıdan zora düşebiliriz. Bu tip zor ve beklenmedik olaylarla başa çıkma yöntemlerimiz birbirimizden farklı olsa da, eninde sonunda hepimiz belli yoğunlukta bir acı yaşarız. Bazı kişiler bu acıların üstesinden daha kolay gelir ve bu zor olayları daha kolay atlatır. Bazıları ise kendini yenilmiş, bitmiş ve hatta yolun sonuna gelmiş bile hissedebilir, hayata tekrar uyum sağlamaları daha uzun zaman alabilir.
Danışan: Ben de bu ikinci gruba giriyorum. Peki neden bazıları daha kolay atlatırken bazıları için daha zor oluyor?
Dr. Başak: Aslında çoğumuz, olayın hemen ardından yoğun acılar yaşasak da, zaman içerisinde hayata tekrar uyum sağlayabiliyoruz. Bu, insanoğlunun doğasında olan bir özellik. Bu özelliğe; kendini toparlama gücü, psikolojik dayanıklılık veya psikolojik sağlamlık deniyor.
Danışan: Yani hepimizde psikolojik dayanıklılık var ama dereceleri mi farklı?
Dr. Başak: Evet, psikolojik dayanıklılığı diğerlerine göre fazla olan kişiler, zorlu hayat koşullarıyla daha kolay ve daha başarılı bir şekilde baş edebiliyor.
Danışan: Psikolojik dayanıklılığı fazla olan kişiler nasıl olur?
Dr. Başak: Bu kişilerin birtakım ortak özellikleri olduğunu görüyoruz. Öncelikle, kendilerine ait olumlu bir bakış açısına sahipler, yeteneklerine ve güçlerine güveniyorlar. Bununla birlikte, diğerleriyle iyi iletişim kurabiliyorlar. Sorunları kolayca çözme yetenekleri var. Ayrıca, güçlü bir şekilde ortaya çıkan duygularını veya dürtülerini iyi yönetebiliyorlar. Son olarak; gerçekçi planlar yapıp bu planlara uygun adımlar atabilme becerilerine sahipler.
ÜSTESİNDEN GELİNEMEYECEK ZORLUK YOKTUR
Danışan: Bunlar öğrenilebilir mi?
Dr. Başak: Kendinizde eksik gördüğünüz konularda yoğunlaşarak bu becerileri kazanmaya çalışabilirsiniz. Ancak her kişi psikolojik dayanıklılık düzeyini artırmak için farklı bir yöntem izleme ihtiyacı duyabilir. Amerikan Psikologlar Derneği’nin önerdiği 10 farklı yöntemden size uygun olanlarını seçebilirsiniz;
1. Aileniz, arkadaşlarınız ve çevrenizdeki diğer kişilerle iyi ilişkiler kurun. Size yakın olan kişilerden destek ve yardım almak psikolojik dayanıklılığınızı artırır. Bununla birlikte, başkalarına yardım etmek de aynı derecede faydalıdır.
2. Karşınıza çıkan krizleri, üstesinden gelinemeyecek sorunlar gibi görmekten kaçının. Başınıza gelen stres dolu olayları değiştiremeyebilirsiniz, fakat bu olaylara bakış açınızı ve tavrınızı değiştirebilirsiniz. Unutmayın ki, üstesinden gelinemeyecek zorluk yoktur.
3. Değişimin, yaşamın bir parçası olduğunu kabullenin. Bazı hedefleriniz veya hayalleriniz, beklenmedik bir şekilde engellenebilir. Değiştiremeyeceğiniz olaylara odaklanmak yerine değiştirebileceklerinize dikkatinizi verin.
4. Hedeflerinize doğru hareket edin. Öncelikle, gerçekçi hedefler belirleyin ve küçük de olsa düzenli olarak hedeflerinize yönelik adımlar atmaya çalışın. Baş edemediğiniz adımlara odaklanmak yerine, kendinize ‘İstediğim hedefe ulaşmak için bugün ne yapabilirim?’ diye sorun.
5. Kararlı davranın. Olaylardan kaçmak veya yok saymak yerine, kararlı bir şekilde çözmeye odaklanın.
6. Zorlu hayat koşullarının ardından kendinizle, ilişkilerinizle, hayatla ilgili yeni özelliklerinizi keşfedin. Çoğu kişi, trajedilerden veya kayıplardan sonra daha güçlü ilişkiler kurar, olgunlaşır ve hayata karşı müteşekkir olmanın yeni yollarını keşfeder.
7. Kendinize dair olumlu bakış açısı geliştirin. Olayları çözebileceğinize her zaman inanın ve yeteneklerinize güvenin.
8. Resmin bütününe bakmaya çalışın. Acı veren olaylarla karşı karşıya olduğunuzda bile hayatınıza daha geniş bir açıdan bakın, olumsuz olayların hayatınızın tümünü karartmasına izin vermeyin.
9. Umudunuzu kaybetmeyin. Geleceğe dair olumlu bir bakış açısı size olaylarla baş etme gücü verir. Başınıza gelen olaylara odaklanırsanız kaygınız artar ve enerjinizi kaygınızı azaltmak için sarf edersiniz.
10. Kendinize iyi bakın. Dikkatinizi duygularınıza ve ihtiyaçlarınıza verin. Size keyif veren ve gevşeten aktivitelere katılın, düzenli egzersiz yapın. Ruhunuz kadar bedeninize de gerekli önemi verin.
NOT: Psikoterapi diyalogları, yaşanmış hikâyelerden esinlenerek, psikoterapi sürecinde kullanılan yöntemlere örnek oluşturmak amacıyla yaratılmıştır. İçeriği psikolojideki bilimsel gelişmelere paralel olmakla beraber genel bilgilendirme ve tavsiye niteliğindedir.
Paylaş