Barmen ‘Yazı mı tura mı?’ diye sordu. Tura yanıtım üzerine parayı fiskeyle havalandırdı. Washington’un kafası tezgahta belirdiğinde kazandınız diyerek şişeyi önüme sürdü...
Kapalı kapılar ardında yaprak hışırtılarını duyduğumuz senatoryum sessizliğindeki ortama veda edip New York’a döndük. Şehir bıraktığımız gibi. Trafik uğultusu, polis-cankurtaran sirenleri New York’un fon müziği. Alışkın olduğumuz için kulaklarımızı tırmalamadı.
Tatil sırasında kentte neler olup bittiğini anlatacak bir arkadaşla Chelsea’de ‘Flight 151’in barında buluştuk. Yanyana taburelere oturduğumuzda tezgah arkasındaki barmen avucundaki 25 senti gösterip ‘Yazı mı tura mı?’ diye sordu. Tura yanıtım üzerine parayı fiskeyle havalandırdı. Washington’un kafası tezgahta belirdiğinde ‘Kazandınız’ diyerek soğuk bir şişeyi önüme sürdü. Arkadaşım ‘Şanslısın. Yazı gelseydi bira parasını ödeyecektin. Müşteri çekmek için haftada bir kere para oyunu yapıyorlar’ dedi. Oysa ısmarlayacağım içki bira değildi. Şişeyi arkadaşıma transfer ettim.
Chelsea’ye gelirken cadde-sokakta, çok katlı mağazalarda kamuflaj üniformalı, otomatik silahlarını elde taşıyan askerler, adım başında polis devriyeleri gördüğümü söylüyorum. Dostum izah ediyor: ‘Cumhuriyetçi kurultayının güvenlik tedbirleri bunlar. Sadece teröristlere karşı değil Bush yönetiminin Irak politikasını protesto gösterilerine karşı da önlem aldılar.’
Yeni bir terör havası esiyor New York’ta. ‘Anavatan Güvenlik Örgütü’ Başkan Bush ve kabinesinin katılacağı kurultayın yanısıra tüm ülke El Kaide’nin olası eylemlerine karşı aşırı duyarlılık içinde. Ünlü yazar Tom Clancey’in ‘Kaplanın Dişleri’ isimli son kitabında Meksika hududundan sızan teröristlerin Amerika’nın çeşitli kentlerinde ’mall’ denilen alışveriş merkezlerini işgal edip içerdekileri rehin aldıklarını hikaye etmesi de yetkilileri kaygıya sürüklemiş. ‘Terörün tırmanmasında Irak’taki çarpışmaların büyük rolü var. Bazı çevreler askerlerimizin Irak’tan çekilmesini istiyor. Oysa bu imkansız. Bush böyle bir eğilim gösterse seçimi kaybeder. Irak’ın işgali devam ettiği sürece terörizmin yavaşlaması da mümkün değil. Usame’nin sağkolu El Zevahiri ‘Geri adım atmamız Endülüs trajedisi olur’ demişti ya’ diyor arkadaşım. Neyin nesi bu Endülüs trajedisi?
Kral Ferdinand beş asır önce İberya yarımadasından Müslüman Mağriblileri kovmuş. Mağrib Kralı Boabdil (Abu Abdallah) ordusuyla Endülüs’ten gözyaşları dökerek kaçarken annesi azarlamış Kral oğlunu: ‘Kadın gibi ağlayacağına erkek gibi savaşsaydın!’
Amerika’nın ne El Kaide ve diğer terörist örgütlerine ne de El Sadr direnişçilerine boyun eğmeye kesin niyeti yok ama süper güce karşı çok sayıda Müslüman ülkede nefret duygularının tırmandığı da bir gerçek. Nefretin sebebi Bush’un iddia ettiği gibi Amerika’nın özgür yaşamına tepki değil, Irak’ın işgali, Bush iktidarını yönlendiren yeni muhafazakarların kibirli politikaları ile petrol kaynaklarını kontrol amacıyla yozlaşmış petrol şeyhlerinin desteklenmesi. Olimpiyatları izlemek için Yunanistan’a gelen Amerikalı turistlerin ilk kez kimliklerini sergileyen gösterilerden kaçınması, Arap-İslam aleminin yanısıra diğer ülkelerde de Amerika’ya karşı hoşnutsuzluğun kanıtı.
SKANDALLAR ÜLKESİ
Arkadaşım polisiye ve ünlüleri içeren haberlerin de basının gündeminde geniş yer aldığına işaret ediyor: ‘California’da dokuz aylık hamile karısıyla bebeğini öldüren Scott Peterson’ın eski metresi Amber Frey’in mahkemedeki açıklamaları, Utah’da hamile eşini katleden Hacking’in itirafları tefrika halinde yayımlanıyor gazetelerde. Lakers’ın yıldız oyuncusu Kobe Bryant cinsel tecavüz davasından sıyıracak. Hakim, otel görevlisi genç kızın aynı gün başka bir erkekle seviştiği yolunda Kobe’nin dedektiflerinin topladığı delillerin incelenmesini kabul etti. Eşcinsel olduğunu açıklayan New Jersey Valisi Jim McGreevy’nin 5 milyon dolar sus payı vermediği takdirde ilişkilerini açıklayacağı tehdidinde bulunan erkek sevgilisi Golan Cipel, apar topar ülkesi İsrail’e döndü. Martha Stewart, John Rigas, Frank Quattrone gibi mültimilyoner şirket sahipleriyle bankerler cezaevi yolunda. Tyco, Imclone, Enron, WorldCom yöneticilerinin de yolsuzluk davaları sona ermek üzere. Polis-adliye muhabirlerinin başlarını kaşıyacak zamanı kalmadı.’
Filmlere konu olan mafya babası John Gotti’nin kızı Victoria yeni başladığı köşe yazarlığına devam ediyor mu? ‘Victoria’nın hayatı trajedi. Babası cezaevinde öldü, kardeşi John Jr. ile eski kocası da haraç almaktan hálá hapisteler. Oysa son iki yıldır yıldızı parladı. Yazarlığa devam ederken ‘Gotti Olarak Yaşam’ adlı bir TV dizisinde başrole çıkıyor iki haftadır. Üç oğlu Carmine, John ve Frank de yardımcı rollerde.’
Bilgilenme turumuz bitti, ülke gündemini iyi izleyen arkadaşımla.