Paylaş
İstanbul'dan gelen bir tanıdıkla buluşacağım restoranda garsonun masa göstermesini bekliyorum. Önümde benden önce gelen vizon kürklü, hafif geçkince bir kadın yanındaki genç kıza, ‘‘Sonra Hermes'e gidelim, Saadet'in bir siparişi var’’ diye konuşmaya başlayınca zengin kesimdeki Türklerin giderek New York'u kapı komşusu yaptıkları müşahadem bir kez daha pekişti. Yüksek sesle konuşmaya meraklı bir millet olduğumuz için ister istemez kulak misafiri oluyoruz. Vizonlu kadın anlaşılan Manhattan'da bir daire almış, ‘‘Avukatım tapu işlerini bitirince atlayıp geldim. Bir haftada ufak tefek mobilya işlerini hallettim. Büyük eşyalar Mayıs ortasında gelecek. İyi bir yatırım oldu bu iş, artık otellerden kurtulacağız.’’ Garsonun işareti üzerine ‘‘OK’’ diyerek arkalarda bir masaya yöneldiler.
Mahrem konulara girmek gerekiyorsa New York'ta artık sokakta, dükkan veya lokantada Türkçe'yi mikrofon kullanır gibi konuşmamak lazım. Omuz başında bir Türk dinleyici bulmak olasılığı fazla. Eş, dost son yıllarda New York'ta, özellikle emlak sahibi olan Türk sayısının hayli arttığına işaret ediyorlar. Ama zengin Türklere lüks mağaza, butik, sosyete uğrağı klüp, pahalı takıların satıldığı kuyumcular, kapalı gişe oynayan Broadway müzikalleri dışındaki yerlerde rastlamak kolay değil.
New York'ta yıllardır yaşayan Türkler şimdi Yeni Dünya'da Türk varlığını vurgulayan ‘‘Türk Günü Yürüyüşü ve Kültür Festivali’’nin hazırlığı içinde. 23 Nisan'da başlayıp 19 Mayıs'ta yürüyüş ile son bulacak sürede çeşitli etkinlikler yer alacak. Geçenlerde bankacılık, finans ve ticaret sektöründe sivrilmiş Türk kökenli genç işadamlarının kurduğu bir cemiyetin baş yöneticileriyle buluştuğumuzda bu konuyu da tartıştık. ‘‘Türk Günü Yürüyüşü'ne New York'ta ileri gelen şirket ve cemiyetlerimiz seyyar sergilerde(float) Türklük mesajını vurgulayacaklar. Siz de yer alacak mısınız?’’ dediğimizde ‘‘Gerek duymadık’’ yanıtını aldık. Peki bakkalı, kasabı, fabrika işçisi, ev kadını, öğrencisiyle binlerce insanımız kent merkezi Manhattan caddelerinde bando-mızıka, folklor ekipleriyle bayrağımızı dalgalandırarak yürüyüşüne katılmayacak mısınız? Refah düzeyi yüksek grubun başkanının yanıtı gene olumsuz. Amerikalı yazar Scott Fitzgerald'ın ‘‘Zengin farklıdır’’ tanımlamasının canlı kanıtı bizim genç zenginlerimiz.
Oysa Avrupa'dan Amerika'ya sıçrayan Türkiye'ye hasım lobilerin kampanyanlarına karşı ulusal birlik ve beraberliğimizi haykıran Türk Günü Yürüyüşü ve Kültür Festivali'ni desteklemek ulusal bir görev. Türklük yalnızca Amerika'ya yerleşmiş ekonomik çizelgede alt sırada yeralmış vatandaş ve ırkdaşlarımıza özgü bir kimlik değil. Çoğu, ailelerinin maddi imkanlarıyla buraya gelip eğitim görmüş, iş kurmuş, şirket sahibi olmuş zengin kesim için anavatana, Türk insanına borç ödeme fırsatı. Niye katılmak istemiyorlar, anlaşılır gibi değil?
Bir ay sürecek etkinlikleri düzenleyen Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanı Egemen Bağış 19 Mayıs'taki yürüyüşün 20'inci Türk Günü Yürüyüşü olduğunu belirtip şöyle ekliyor : ‘‘Halkımız bu yıl da yollara dökülecek. Manhattan'ı ayyıldızlı bayraklarla gelincik tarlasına çevireceğiz. Türkiye'de görüştüğümüz Cumhurbaşkanı Sezer, TBMM Başkanı İzgi, Başbakan Ecevit, yardımcısı Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'ndan Dışişleri, Turizm, Kültür ve devlet bakanlarına kadar tüm büyüklerimizden destek aldık. Görkemli bir yürüyüş yapacağız. Zenginlerimiz iltifat etmese dahi tabanda vatanına, milletine bağlı sağlam halkımız var.’’
Biz gene iyimser düşünmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki haftalarda gerçekleşecek kültürel etkinlikler, sanat olayları ve Türk Günü Yürüyüşü'nü işçisi, esnafı, genci, emeklisi, ev kadını ve öğrencisine ilaveten varlıklı kesimdekilerle, son yıllarda New York'ta emlak sahibi olan ırkdaş ve soydaşlarımızın yanyana, omuz omuza paylaşacağına inanıyorum. New York sokaklarında milli marşa iştirak etmenin, bayrağımızı dalgalandırmanın heyecanı başka. Türklük hepimizin...
Paylaş