Paylaş
Polis, annesinin evine giderken bulvar duvarlarına yasadışı dizaynlı grafiti çiziktiren Daniel St. Hubert’i iş üstünde yakaladı. Hubert’in cebinden çıkan bir bıçaktaki izler PJ’in (gen)lerine uyuyordu. Hubert akıl hastası idi. Son 3 yılda üç kere hastaneye sevk edilmiş, tedavi olmaz kanısıyla serbest bırakılmıştı. 2009 da annesini evinde boğmaya kalkışan Hubert (27) çocuk katili suçlamasıyla tevkif edildi.
Sabıka dosyası kalın Hubert’in doğu NewYork’ta Tanaya Copeland’ı (18), evsiz Kyle Moore’u da (53) da aynı hafta metroda acımasızca PJ’in hayatına son veren bıçakla öldürdüğü DNA (gen) testiyle tespit edildi. Kalabalık sicilli Hubert davaları görülürken şartlı tahliye ile mahkemeye gelip gidiyordu. Tahliye polisi Roxanne Marie, Hubert’in akıl hastası olarak tedavi görmesini istiyordu. Amirleri ise ‘’Bu konuyu açmayın bir daha.’’ diyordu. Öz kızkardeşi dahi ‘’Savcılığın Hubert tehlikeli’’ uyarılarına kulak asmadığını söylüyor. Hubert karakol hücresinde geçirdiği gecede nöbetçi müdür ‘’Başını koyar koymaz bebek gibi uyudu.’’ tespitini raporuna geçirdi.
St. Hubert, tevkifinden sonra PJ’in cinayet suçunu inkar etti. Asansör ve bıçaktaki kanlı izler için ‘’ Onları şeytan koydu.’’diyerek kendisini savundu. Gönderildiği akıl hastanelerinde doktorların ‘’Üşütük’’ tekrar geldi diye alaylarına hedef oldular. Tedaviye yanaşmadan tahliye ettiler.
New York Belediye Başkanı de Blasio ağır suçluların davası görülürken serbest bırakılmasını şiddetle eleştirdi, tahkikat açılmasını istedi. Amerika’ya cinayetlerin Silah kontrol yasasının yeniden düzenlenmesi için tartışmalar bir kez daha başladı. Ülke atış poligonuna döndü, herkes silahlı. Katillerin çoğunluğu maktulleri tanımıyor. Cinayetlerin nedeni yok, katillerin akıl hastası olması dışında.
Güçlü silah lobisi içkili barlarda, kiliselerde, okullarda, akıl hastalarının bulunduğu yerlerde silah taşıma izni verilmesi taleplerini yineleme ısrarlarını yenilediler. Felsefeleri hep aynı: ‘’Silah insan öldürmez, insan insanı öldürür.’’
Paylaş