Mutfaktaki mikro dalgalı fırına kağıt torba içinde koyduğum taş sertliğinde mısır taneleri altmış saniyede patlayıp açıldılar.
Kaseye koyup bilgisayar başına geçtim. Alıştığım tuşlara basmaya başladım. Dakikası dolmadan internette rengarenk resimli Hürriyet sayfaları ekrana geldi. İstanbullu okurlarımızla gazetemizi aynı anda baştan sona tarıyorum. İki dakika içinde patlamış mısır da, bugünün gazetesi de önümde. Uygarlık güzel bir şey, keyifli bir meşgale bu.
Yeni yılın biteviye günceline alışma sürecindeyken, geçen yüzyılın insanlığa neler getirip neler götürdüğü çok kez haberler arasında kaynayıp gidiyor. Bilim adamları, sosyal tarihçiler, ciddi konularda kalem oynatan yazarların bu konuyu açık-seçik olarak ele aldıkları dikkatimi çekmedi. Sözünü ettiğim konu harp, ihtilal, toplu katliamlar gibi tarihin her döneminde yaşanmış kanlı olaylar değil, sonu ‘izm’le biten kavramlar.
Bir ilkeler sistemi olan ‘izm’lerde karakter niteliğinde kahramanlık (heroism), dış etkilere karşı hareketsizlik (pasifism) gibilerini ayırırsak son yüzyılda tüm insanlığı temelinden etkileyen Nazizm, Faşizm, Komünizm, Kapitalizm ve bu sistemlerin dolaylı sebep olduğu Terörizm'le karşılaşıyoruz. Bu ‘izm’lerin bir diğeriyle varolma mücadelesi sonunda yalnızca kapitalizm 2000'li yıllara gücünü hala sürdürerek girdi.
Amerika'nın ünlü kapitalist dergisi Forbes'un yan yayını Forbes Global ‘‘Yıllar ve Fikirler’’ başlıklı bir araştırmasında ‘‘Forbes, Bolşevik İhtilali ile aynı yıl yayın hayatına başladı. Bu ihtilal 12 yıl önce yaşamını yitirdi, biz hala ayaktayız. Kapitalist girişimcilere kapısını açan Çin Komünist Partisi ise yalnızca isimde komünist. Geçen 85 yılda iki güç, ‘Yenilik ve Kapitalizm', dünya ülkelerini birbirine yaklaştırdı’’ diyor.
Zengin sınıfın düzeni diyebileceğim kapitalizmi diğer ‘izm'lerle kıyaslayıp ‘‘Bunun kötü yönleri şunlar, ötekinin iyileri şöyle’’ diye ahkam kesmek bana düşmez. Ama Forbes Global sayfalarına göz gezdirince özellikle kalkınmış ülkelerde alışılagelen yenilik ve buluşların bu düzenin eseri olduğunu da inkar etmek mümkün değil.
85 yıldan bu yana yenilik ve fikirler listesi spor aleminde ‘keds' diye bilinen kauçuk tabanlı lastik ayakkabıyla başlıyor. Liste şöyle devam ediyor: Sürekli zarar eden General Motors'un başına 1923'de getirilen Alfred P. Sloan sorumluluk dağılımına dayanan yeni iş idaresi yönetimiyle GM'yi dünyanın en güçlü şirketi haline getirdi.
1924'de Adams, Learoyd ve Carr üçlüsünün 50 bin dolar sermaye ile kurduğu yatırım fonu ilk beş yılda 14 milyon dolara yükseldi. Bugün bu fonlardaki yatırımların toplamı 6.1 trilyon dolar. Başkanlığını yaptığı AT -T ile Western Electric'in mühendislik birimlerini 1925'de Bell Telephone Laboratories adı altında birleştiren Theodore Newton Vail transistör, dijital sinyal, optik iletişim gibi buluşlarla bu kurumdan insanların altı Nobel ödülü kazanmasını sağladı.
Çocukluğunda H.G. Wells'in ‘‘Dünyalar Savaşı’’ romanından esinlenen fizik hocası Robert Goddard 1926'da roket motorunu keşfetti. 15 yaşındaki lise öğrencisi Philo Taylor Farsworth 1927'de hocasına görünümleri elektronik iletişimle uzak mesafelere göndermeyi başaran bir proje sundu. Bu proje bugün dünyanın en ücra köşelerine yayılan TV'nin başlangıcı oldu.
EN BÜYÜK İCATLAR
Birinci Dünya Harbi'nde askerlerin kurşundan ziyade mikrop kapma yüzünden öldüğü savından hareket eden Alexander Fleming 1928'de bakteriyi yok eden penisilini keşfetti. 1945'de Nobel'le ödüllendirildi. İngiliz Hava Kuvvetleri'nde yedek subay olan Frank Whittle 1930'da jet motorunu geliştirerek havacılık tarihinde olay yarattı. 1941'de deneme uçuşunda ilk jet motorlu uçak 595 km. sürate erişerek pervaneli uçakların önüne geçti. 1934'te Wallace Carothers ipek çorapların pabucunu dama atan naylonu icat etti. 1937'de Kan Bankası kuruldu, 1938'de kopya makinesi Xerox'u Chester Carlson piyasaya sürdü. 1939'da otolarda otomatik vitesi Earl Thompson geliştirdi. Bolşevik ihtilalindan kaçıp ABD'ye sığınan İgor Sikorsky 1939'da helikopteri, İskoç Robert Watson-Watts 1940'da radarı, John Atanasoff 1942'de dijital bilgisayarı, D.H. Ring 1947'de cep telefonunu, Percy Spencer mikrodalgalı fırını, Herber Land şipşak kamerayı, Bell laboratuarının üç fizikçisi transistörü, 1948'de Carl Goldmark uzun çalar (LP) plağı, Frank McNamara ilk kredi kartını, 1951'de iki kadın araştırmacı doğum kontrol hapını, 1954'de Salk ve Sabin felç aşısını, 1955'de Ray Kroc çabuk yemek zinciri McDonalds'ı, 1958'de Kumar Patel lazeri, 1961'de Victor Mills bir kez kullanılan çocuk bezini, 1962'de Bell Lab. modemi geliştirdi. 1969'da İnternet, 1972'de bilgisayarlı tomografi cihazı, 1976'da DNA teknolojisi, 1987 ve 1998 de Prozac ve Viagra ilaçları geliştirildi.
Özetlediğim listedeki buluşların yaşama büyük kolaylıklar getirdiği aşikar. Canımı sıkan tek husus bunların çoğunluğu Türkiye gibi kalkınma sürecindeki ülkelere çok geç ulaştı. Kapitalizmin cilvesi olsa gerek.