Bir gün beyin nakli de olacak

Seçim günü bugün. Üstelik Pazar. Günlerdir yazılı-görüntülü basında vatanı, milleti kurtarmaya soyunan adayların nutuklarından içinize fenalık geldiği muhakkak. Sandıktan kimin çıkacağını beklerken sizi hayal alemine götürecek, tatil keyfinizi kaçırmayacak bir yazı sunmak istiyorum. Başlangıçtaki birkaç satırın ciddiyetine kulak asmayın.

Amerika'nın çeşitli tıp merkezlerinde araştırmacılar insan beyninin sırlarını çözmeye uğraşıyorlar. New York'ta geçenlerde düzenlenen bir sempozyumda Iowa Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Profesörü Nancy Andreasen ‘‘Son teknolojik buluşlar sayesinde artık insan kafasının içini okuyacak, moleküler beyin yapısının, kan dolaşımının, hücrelerinin, sinir sisteminin işlemesini inceleyecek duruma geldik’’ dedi. Sempozyum şizofreni ve depresyon üzerinde sürdürülen araştırma sonuçlarının paylaşılması için düzenlenmiş.

Beyinle ilgili ne zaman bir makale okusam insan vücudunun bu en gizemli organı üzerine senaryolar üretmeye yöneliyorum. Vasat insan beyni iki avuç büyüklüğünde cranium denilen kafatasının içinde ve ensede omurilikle birleşen bir organ. İnsanı diğer yaratıklardan üstün kılan beyin bir sır küpü. Zeka, öğrenim yeteneği, muhakeme mekanizması, anı birikimi, önsezi, sevgi-nefret, acı-ıstırap gibi duygular dahil kişinin tüm yaşamını düzenleyen beynin işlemlerine akıl erdirmek kolay değil. Ve yaşam sona erince beyin tüm birikimleriyle yok oluyor. Oysa çok büyük bir kayıp ve israf bu. Hayal aleminde turum zaten bu noktada başlıyor.

Dünya tıbbı 1950'lerden bu yana süratli bir gelişme içinde. Önemli tıp merkezlerinde organ nakilleri yapılıyor. Kadavralardan alınan böbrek, karaciğer, kalp gibi organlar altı ay, bir yıl ancak yaşar denilen hastalara yeni yaşamlar sağlıyor. İlk kalp naklini başaran ünlü cerrah Christian Barnard'a beyin naklini sorduğumda ‘‘Kafayı tümüyle nakletmek daha kolay’’ yanıtını almıştım. Ancak o günden bugüne ameliyat teknolojisinde öylesine gelişmeler oldu ki yakın bir gelecekte beynin bazı kısımlarından alınan dokuların bir diğer insanın beynine yerleştirilmesi hatta beynin tümüyle nakli de gerçekleşse şaşmayacağım. Peki beyin dokularının nakli, karaciğer nakli gibi mümkün olsa ne olacak?

Tüm devletlerin ölen vatandaşlarının organ ve gen nakli konusunda uluslararası alanda işleyecek bir anlaşma imzaladıklarını düşünün. Ailelerinin, bir ödeme karşılığında da olsa, muvafakatı alınarak ölenin beyninin özel kesimlerinden hücre ve molekül biyolojisi tekniğiyle alınan kesitlerin bir başkasına nakledilme imkanı doğacak.

Beyin bilgi, kültür, duygu, yetenek deposu halinde. Kompüterlerdeki çipler kadar güçlü. Tıp kitaplarındaki şemalarda beyin fonksiyonlarının işlediği yerler gösteriliyor. Çok az sayıda insan Tanrı vergisi yeteneklerle dünyaya geliyor. Beyinde toplanan bu hazinenin ölümle kaybolması önlenemez mi? Örneğin ölen bir Fransız, İspanyol veya İngiliz'in beyninde lisan bilgisini içeren kısım bir Malezyalı, Tayvanlı, Rus'a nakledilmesiyle bu insanlar hiç bilmedikleri dilleri üç beş saat sonra ana lisanı gibi konuşmaya, okuyup yazmaya başlayacak. Dillerden düşmeyen şarkıları besteleyen bir müzisyen, parmakları tuşlar üstünde süzülen bir piyanist öldüğünde beyninde bu niteliklerinin bulunduğu kısımlardan alınan parça, jen, kromozom, moleküller müziğe düşkün ama zaman, imkan ve kabiliyet yoksunlarına nakledilebilecek.

Örnekleri daha daha genişletebiliriz. Ünlü edebiyatçı, romancı, şairler, sanatçılar, iktisatçılar, bilim adamlarının da nitelik ve yetenek beyin zenginlikleri aynı uygulamayla israf olmadan başkalarına taşınacak. Fiziksel görünümü hoş, atletik yapılı çiftlerin genleri bu alanda şanslı olmayan hamile kadınların ceninlerine aşılandığında dünyaya güzel, sağlıklı, çeşitli alanda yetenek sahibi bebekler gelmesi sağlanacak.

Eğer tıp tekniği şimdi bahsettiğimiz işlevleri yıllar önce gerçekleştirmeye başlanmış olsaydı eski dönemlerin Rembrandt, Michaelangelo, Picasso, Rodin, Darwin, Shakespeare, Dostoyevski, Hugo, Freud, Schopenhauer, Keynes, Einstein, Curie, Mozart ve Galileo gibi alanlarında zirveye çıkmış devlerin dehaları yitirilmeden yeni bedenlere aktarılacaktı.

Gelecek on yıl içinde, kan bankası gibi organ bankaları kurulacağına, hastaların, oto tamirhanesinde araçların motordan boyaya yenilenmesinde olduğu gibi iş görmez hale gelen iç organlarının değiştirileceğine inanıyorum. Daha sonraki yıllarda ise belki de tıp merkezlerinden yabancı lisan dahil çeşitli yeteneklerin insanlara aşılanması mümkün olacak. Süper insanların sayısı artacak, donuk toplumlar renk kazanacak.

Başıma çatıdan kiremit düştü sanmayın, bilimde olmaz sandığımız pek çok şeyin gerçekleştiğini gördük. Ya olursa diye düşünün. Hayırlı pazarlar.

Yazarın Tüm Yazıları