Paylaş
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fazıl Say’ın annesinin ölümünden sonra başsağlığı dilemişti.
Sanatçı da onu ‘Truva Sonatı’nı dinlemeye davet etti.
Cumhurbaşkanı da davete icabet etti.
İkisinin de aynı zevk ekseninde buluştuğu inancındayım.
Cumhurbaşkanı konuşmalarında sık sık şairlerden mısralar okur, şiire yabancı değildir, onun bizim ruhumuz ve beynimiz için önemini, hayatımızdaki yerini çok iyi bilir.
Fazıl Say da iyi Türk şairlerinin şiirlerini bestelemiştir. Âşık Veysel’den Türk Beşleri’ne kadar birçok Türk bestecinin eserlerini yurtiçinde ve yurtdışında çalmıştır.
Hiç kuşkum yok ki, Cumhurbaşkanı da şiir sevgisinde onun bu tavrını benimsemiştir.
‘Truva Sonatı’ bestesiyle bir Türk sanatçısı olarak, yaşadığı toprakların kültürünü her zaman yaptığı gibi müziğe aktarmıştır.
Sanatla, sanatçıyla devletin ilişkilerinin daima güncel tartışmalardan, ideolojilerden uzak bir anlayışla gerçekleşmesini savunurum.
Bu, ilerideki buluşmaların önemli bir adımıdır.
Cumhurbaşkanı sık sık konuşmalarında diğer alanlarda gösterdiğimiz başarıyı sanat alanında gösteremediğimizi belirtir. Gerçekten de bu görüşe, bu tespite katılıyorum. Çünkü uluslar birbirlerini sanatçılar aracılığıyla tanıyorlar.
Müzik festivallerinin ülkemize ne kadar çok yabancı çektiğini rakamlar ispatlıyor. Bence gelen yabancılar, yurtlarına döndüklerinde Türkiye’yi, Türk sanatçılardan aldıkları bilgilerle tanıtıyorlar.
Bienallerin, sergilerin de önemini vurgulamakta yarar var.
Beştepe’deki kütüphanenin yapılış sürecini takip ediyorum, gerçekten olması gereken bir girişimdi.
Ancak halihazırdaki kütüphanelerin de yer ve kadro ihtiyacı konusunda da Cumhurbaşkanı’nın yetkililere bir araştırma talimatı vermesini rica ediyorum.
Ayrıca konsere Amerikalı senatörü de getirmesini çok olumlu bir tavır olarak yorumluyorum.
CUMHURBAŞKANLIĞI Büyük Ödülü’nü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Büyük Ödülü’nü alanlar devletin onurunu taşımaktadırlar.
Sayın Cumhurbaşkanımız, dış gezilere giderken beraberinizde bu ödülü kazananlardan birisini götürebilirsiniz, sanatçıları onurlandırmış olursunuz. Oradaki büyükelçiliğimizde bir konser verebilirler. Oradaki sanatçılarla tanışırlarsa dünya ölçeğinde bir hareket olur.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası var. Beştepe, birçok etkinliğin gerçekleştirilmesi için uygun bir mekândır.
Bu konuda affınıza mağruren bir öneride bulunacağım.
Ödül kazanan müzikçiler burada konser verebilirler, yabancı elçiler de çağrılabilir.
İlle de programda şu besteciler olsun demeyeceğim, ancak Türk bestecilerinin eserlerinin seslendirilmesine öncelik verilmesinden yanayım. Türk Beşleri’nin öylesine bizim topraklarımızın sesini yansıtan eserleri var ki çalınması sevinç kaynağı olur.
Cumhurbaşkanlığı’nın bir Türk müziği topluluğu da var, onlar da bu çatı altında konser verebilirler.
Bu konser kayıtlarından CD yapılması da kalıcılık açısından düşünülmesi gereken bir husustur.
Onlar da müzik tarihimiz için önemli bir başvuru özelliği taşır.
Oraya gelemeyen vatandaşlar da bu CD’leri, DVD’leri alabilirler, dijital medyada da ilgi çeker.
Sayın Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı’na bir başka besteyi dinlemesini de öneriyor.
O da Tuluyhan Uğurlu’nun ‘Senfoni Türk’ü, ‘Büyük Türkiye Senfonisi’ni.
İyi bir piyanist olan Tuluyhan Uğurlu, 1965 doğumlu.
Harika Çocuklar Kanunu ile yurtdışına gitti, orada eğitimini tamamladı.
Değişik tarihi dönemler ve yerler için besteler yaptı.
CUMHURBAŞKANI’NIN bu konsere gitmesi, Fazıl Say’ın kendisini davet etmesi, sanatın barışçı esintilerini hissetmek, teneffüs etmek isteyenler için sevindirici, gönendirici bir başlangıç.
Paylaş