SON günlerde kitapçı vitrinlerinde, insanı zihin tembelliğine, zevk pasifliğine, estetik düşkünlüğüne sürükleyen kitaplara çokça rastlar oldum.
Kimisi mutlaka görmeniz gereken yerler, mutlaka okumanız gereken kitaplar başlığını kullanıyor, kimileri de soluk soluğa yaşamı tahrik eden, ölmeden önce sözünü kullanıyor.
Ben her zaman zevk taşeronlarından, estetik despotlardan uzak dururum.
En çok satanlar listesi bile bende önce şüphe uyandırır. Okurlarım fark etmişlerdir, gerçekten hem çok satan hem de nitelikli kitapları es geçmem. Ama salt çok satıyor diye de bir kitabı övmem.
Benim eleştirel zekásına çok güvendiğim bir dostum, kitap yazılarını okuduktan sonra bazen bana telefonu açar ve şöyle sarakaya alır beni:
"Bugün bir hata işlemişsin, doğrusu senden beklemezdim. Beş yüzden fazla satan bir kitabı yazmışsın."
Ben de her zaman onu Fransız edebiyatının büyük adı Andre Gide’in bir yargısıyla yanıtlarım:
"Okuru çok olan kitapları pek sevmem."
Gerçekten de bu kadar çok kişinin zevk bileşkesini keşfeden kitap biraz kuşku yaratır değil mi?
* * *
BEN iş toplantılarına, kongrelere, kitap fuarlarına katılmak dışında, avara kasnak biçiminde ne yurtdışı gezilerini severim ne de yurtiçi.
Geçen gün kitapçıya gidim, kapının önündeki masada, "mutlaka görülmesi gereken yerler" kitabını görünce, pazar günü sinirlendim.
Kitabı hazırlayana sormalı: Sen beni tanıyor musun, benim nasıl yerleri sevdiğim konusunda bir bilgin var mı, görüştük mü, konuştuk mu, senin bu konuda yaptığın ankete ben yanıt verdim mi?
Sinema gibi popüler sanatın en yaygınında, bu iş daha da doruklara çıkıyor. Listelerden geçilmiyor. Listelerdeki sayı 100’den başlıyor 1001’e kadar yükseliyor.
Bir başka yazar dostum da benim eleştirilerime katılmayarak, keşke bunlar okunsa, okur ve seyirci sayısı artsa, diyor. Ben bu görüşe katılmıyorum. Çünkü arkadaşım demek ki Türkiye’nin koşullarını unutmuş.
Orada tavsiye edilen kitapları hangi kütüphanede bulacak da alacaksınız. Filmleri seyretmek için bir Sinematek’iniz yok, seyirci nerede görecek bu filmleri.
* * *
ZEVK taşeronlarına ben gene de karşıyım. Bireysel seçimi yok ettikleri için.