Paylaş
İSVİÇRE'DEKİ Türkler Atatürk'ü tanımıyormuş başlıklı yazım üzerine (Hürriyet, Çarşamba, 13 Haziran 2001) yurtdışında çeşitli ülkelerde yaşayan Türklerden çok sayıda e.posta aldım.
İstemeyenlerin adını vermedim, gizlilik notu konulmamış e.postaların sahiplerinin adını kullandım.
* * *
HOLLANDA'da yaşayan, adı bende saklı olan ve bir Hollandalı ile evli, 25 yaşında bir Türk vatandaşı. Büyükelçiliğin duvarlarını sadece pop-arabesk ilanların süslediğini, Türklere özgü bazı nitelikleri bile burada yaşayanların unuttuklarını söylüyor.
* * *
İSVİÇRE'nin Zürih kentinde yaşayan Fatih Gökmen, herkesi aynı kefeye koymamamız gerektiğini, bazı kişilerin maksatlı olarak böyle davrandığını hatırlatıyor:
‘‘Ben 23 senedir İsviçre'de ATATÜRK sevgisi ile, ATA'mızın yolunda gitmeye yemin etmiş 25 yaşında bir gencim.’’
* * *
ABD'den okurumuz Özgür Işıtan Gün, bu tür bilgilendirmeleri elçilik ve konsolosluklardan beklememiz gerektiğini, bu görevin ailelere ve bireylere düştüğü görüşünü savunuyor. ABD'de yaşayan Türklerin bazılarının konsolosluklarda bile kayıtları olmadığını ileri sürüyor.
O sorulara, Türkiye'de de cevap veremeyenlerin bulunabileceğini düşünüyor.
* * *
ABD'den Melis Jenkins, dışarda değişik siyasal ve etnik anlayışın doğrultusunda bu tür bilgisizliklere sıkça rastlanıldığını, onlar için Ata'mızın pek bir anlam ifade etmediğini, elçiliklerimizin de bu konuda duyarlılık göstermediklerini, hatta bir Atatürk film projesinin yabancı lobilerce yok edilmesine bile sessiz kaldıklarını açıklıyor.
* * *
GENE Amerika'da öğrenci ve veri tabanı uzmanı Remzi Caner Yılmaz adlı okurumuzun bir saptamasını aşağıya aldım:
‘‘Yazınız beni şaşırtmadı doğrusu, ben Amerika'da Philadelphia kentinde yaşıyorum. Burada Türkiye'den gelip de 7 ay içinde Türkçe'yi unutan ve İngilizce konuşmaya çalışan insanlar var.’’
* * *
TAHİR TELLİOĞLU (ABD), yurtdışında değişik eğilimlerin ışığında bu tür örneklere çok rastlanıldığını belirttikten sonra, bazı çevrelerin Atatürk'ü hedef aldıklarını yazıyor:
‘‘Elçiliklerin falan bir şey yapabileceğini zannetmiyorum. Biz Türkiye içindeki insanlarımızı eğitebiliyor muyuz ki yurtdışındakilere erişebilelim. Aynı araştırma Türkiye'de yapılsaydı çok farklı bir sonuç çıkmazdı.’’
* * *
İSVİÇRE'nin Basel kentinde çalışan bir okurumuzun görüşü, bilemeyenlere hak verir bir anlam taşıyor:
‘‘Çalıştığım mağazada çalışanların yaklaşık % 90'ı Fransız. Bir gün konuşmamızda onlara 1789 Fransız Devrimi'ni sormuştum da haberimiz yok demişlerdi.’’
Bazen örtüşen, bazen çatışan bu düşüncelerin ışığında bir karara varabilir miyiz?
İşin içinden çıkamadım.
Paylaş