MUTFAĞA girip hiç tatmadığınız yemekleri yapmayı sever misiniz?
Eski ağza yeni ta’am denilen sözü sever misiniz? O zaman Musa Dağdeviren’in Unutulmuş Halk Yemeklerinden Yedi Tarif(1) yazısını okuyun. Üstelik aşçıbaşı sizi pek de zahmete sokmayacak, saatlerce ateşin karşısında kalmayacaksınız. Erişte Böreği, pekâlâ pazar günü için güzel bir değişiklik olur. Ispanak Borani de şıpınişi hazırlanan yemeklerden biri. Bu yemeklerin yanına da Mekâmi (Armut) Şerbeti yakışır. Ömer Seyfettin’in Lokanta Esrarı yazısı, zaman zaman hepimizin kendi kendimize sorduğu ev yemekleri neden tatsız, lokanta yemekleri neden bu kadar lezzetli sorusunun sırrını açıklıyor. “Kullarından pek çok fazla hakîm olan Allah bütün mideli mahlukatını zevklerine lezzetli gelen şeyleri yesinler, içsinler, hazmetsinler diye yaratmıştır. Kâinatın, hilkatin bu basit, muazzam manasını sezmeyen budala filozoflar mahut meslekleri uydurarak hakikatten ne kadar uzaklaşmışlardır. Neyse... Pek derinlere dalmayalım! Sözün kısası: Ben artık ‘Abeille d’or’ lokantasının kapısından içeri giremem... Senin özlediğin o nefis yemekleri hatırladıkça şimdi gönlüm bulanıyor! Hani o masadaki kör ihtiyar gibiyim! Dur, evvela masalı anlatayım: Vaktiyle kör bir şair varmış. Yetmiş seksen yaşına gelinceye kadar tabiatın o göremeyip tahayyül ettiği gözünü açmış. İhtiyar şair zihninde o kadar yaldızlayıp da terennüm ettiği güzelliklerin hakikatini görünce bir feryat koparmış: Ah benim hayalimdeki şiirler bunlar mıydı diye... Tıpkı ben de öyle. Evin yemekleri katiyen lokantanınkine benzemez...”
YAZARLAR YEMEK TARİFİ YAPSALARDI
KAFKA’NIN ÇORBASI (2); eğlenceli, edebi bir yemek tarifi kitabı. Kitabın adının altındaki yazı midesine düşkün olanlarla, edebiyatı sevenleri bu kitapta buluşturuyor. 14 Tarifle Dünya Edebiyatı Tarihi kitabın altbaşlığı olsa da, gerçekten kaleme alınmış yemek tariflerini kolayca uygulayabilir, afiyetle yersiniz. Hangi yemeğin tarifini, hangi yazar nasıl yapardı? Dünya edebiyatının ustalarından kimler var, mutfakta? Raymon Chandler, Jane Austen, Franz Kafka, Irwine Welsh, Marcel Proust, Gabriel Garcia Marquez, John Steinbeck, Marquis de Sade, Virginia Woolf, Homeros, Graham Greene, Jorge Louis Borges, Harold Pinter, Goffrey Chaucer. Sayfanın başında yemek yapmak için gerekli malzeme sıralanıyor. Sonra o yazarın üslubuyla yemeğin yapılışı anlatılıyor. Eğer burada adı geçen yazarları okuduysanız, onların aşçılık hali de hoşunuza gidecek. Raymond Chandler usulü Dereotlu Kuzu’nun yapılışını öğrenirken, bir polisiye öyküyü de okumuş oluyorsunuz. Jane Austen usulü Tarhunlu Yumurta tanımlarken, birden kendimi bir Jane Austen romanı satırları arasında buldum. Kadınların yemek konusundaki tatlı tartışmaları, gizli rekabet duyguları, hoş bir cümle ile noktalanıyor: “Ancak tüm bu eksikliklerine rağmen, birlikteliğin başarısı, öğle yemeğinde bir araya gelmiş gerçek dostlardan oluşan küçücük grubun umutlarını, duyarlılıklarını ve iştahlarını pek güzel tatmin etti.” İncir çekirdeğini doldurmaz dediğimiz, yaşamdan kesitlerin insanı mutlu ettiği anları anımsamak gerekir. Marquis de Sade usulü İçi Doldurulmuş Kemiksiz Piliç’in tarifini okurken, yazarın bütün dünyasının bu satırlara yansıdığını fark edersiniz, eğer daha önce onu okuduysanız tabii. Saygın kişilerin içlerindeki şehveti yemeğe de yansıtıyor. Yazının girişi bizi bu korkutucu ortama ne güzel hazırlıyor: “Gastronominin başlıca hedefi, insanlığın karşılaştığı fikir karmaşasını çözmek ve bu talihsiz iki ayaklıya kendini ve iştahlarını nasıl yönlendireceği konusunda biraz yol göstermek değil midir?”
HEM güzel yemekler yapacaksınız, hem de iyi yazılar okuyacaksınız. Böylece ruhun da bedenin de gıdasını bir arada alacaksınız.
(1) Yemek ve Kültür, Üç Aylık Dergi/İlkbahar 2011, Sayı: 24, Çiya Yayınları. (2) Kafka’nın Çorbası, 14 Tarifle Dünya Edebiyatı Tarihi, Marc Crick, Çeviri: Gülden Şen, Can Yayınları.