Paylaş
Standart dil, kuralları sözlüklerde ve kılavuzlarda belirlenmiş, yerel izler taşımayan, eğitim, hukuk, basın yayın vb alanlarda, resmi yazışmalarda kullanılan, işlevi, geçerlik alanı geniş iletişim aracıdır. Bu özellikleriyle standart dil durağandır, resmidir.
Standart dille birlikte hayatın her alanında farklı boyutları, türleri, kapsamları, özellikleri bulunan canlı bir dil daha vardır. Doğallığıyla, içtenliğiyle, gayriresmiliğiyle yaşayan bu dil yaratıcılığa, değişime, etkileşime daha açıktır.
Zamana, mekâna ve toplumsal nedenlere bağlı olarak sürekli değişen canlı dilin eşzamanlı olarak farklı biçimleri, dilbilimi adlandırmasıyla değişkeleri oluşur. Dilbilimcilerin sınırlı sayıdaki eşzamanlı araştırmaları dışında toplumsal değişkeler Türkiye Türkolojisinde ihmal edilmiş bir alandır. Toplumsal değişkelerin artzamanlı incelenmesi ise yok denecek kadar azdır.
Ana hatlarıyla yazı dili ve konuşma dili diye de adlandırılan dilin bu iki cephesinin birbirinden kopuk olması söz konusu değildir. Romanlarında, hikâyelerinde bölge ağızlarından örnekler veren, argoyu ustaca kullanan yazarlarımız bulunmaktadır.
Türkçenin bu yönünü konu edinen kurultayın başlıkları şöyle belirlenmiştir:
Türkçenin Ağızları: Bölge ağızlarımızın dil özelliklerinin yanı sıra deyim, atasözü gibi kültür zenginliklerimizin işlenmesi de beklenmektedir. Evliya Çelebi, Nedim gibi eski Türk edebiyatının,
Karacaoğlan, Dadaloğlu gibi Türk halk edebiyatının, Reşat Enis, Yaşar Kemal gibi yeni Türk edebiyatının yazarları, şairleri halk dilini eserlerinde ustaca kullanmışlardır. Kurultayda Türkçenin ağızlarının edebiyatımızdaki yansımalarını inceleyen bildiriler de sunulacaktır.
Türk Argosu: Bir tür gizli dil olan argo, daha çok kaba dil olarak algılanmaktadır. Oysa öğrenci, şoför gibi çok çeşitli türleri olan argoyu dilbilimi bakışıyla ele alacak bildirilerin yanı sıra Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi, Sait Faik, Osman Cemal Kaygılı gibi yazarlarımızın eserlerinde argonun ilgi çekici örnekleri de incelenecektir.
Gizli Diller: Türk kültüründe dolaylı, karineli, şifreli anlatım yolları olarak kuşdili, Teber, Hazeyince gibi yerel gizli dillerle ilgili konular da kurultayın kapsamında yer alıyor.
Meslek Dilleri (Jargon): Aynı meslek veya topluluktaki insanların ortak dilden ayrı olarak kullandıkları özel dil veya söz dağarcığı anlamındaki jargonun hekim dili, hukukçu dili, gemici dili vb türleri bildirilere konu edinilebilecektir.
Türk İşaret Dili: İşaret dilinin de bölgeden bölgeye ve toplumsal yapıya, yaşa, cinsiyete göre farklılıklar gösteren değişkeleri bulunmaktadır. Dilbilimi yöntemleriyle işaret dilinin araştırılmasının arttığı günümüzde Türk işaret dili ve değişkeleri konusu da kurultayın konuları arasındadır.
28-29-30 Nisan 2021 tarihlerinde İstanbul’da toplanacak kurultaya bildiriyle katılacakların 16 Ekim 2020 tarihine kadar bildiri özetlerini Elginkan Vakfı’na göndermesi gerekiyor. Daha ayrıntılı bilgi www.elginkanvakfikurultayi.org adresinden edinilebilir.
*
ELGİNKAN Vakfı’nın amacı şöyle özetlenebilir:
“Kültür değerlerimizi, tarihimizde bizi büyüten örf, âdet ve manevi değerlerimizi ve Türkçemizi araştırmak, araştırmaları desteklemek, korumak, yaşatmak ve tanıtmak...”
Kurultay 2013 yılından beri iki yılda bir gerçekleştirilmektedir.
Elginkan Vakfı Türk Dili ve Edebiyatı Kurultayı’nın birincisi 2013 yılında ‘Geçmişten Geleceğe Türkçe’ , ikincisi 2015 yılında ‘Gelenekten Geleceğe Türk Edebiyatı’, üçüncüsü 2017 yılında ‘Geçmişten Geleceğe Türk Sözcükçülüğü’ , dördüncüsü ise 2019 yılında ‘Geçmişten Günümüze Seyahat Edebiyatı’ olarak saptanmıştır.
Kurultaylar uluslararası bir nitelik taşımakta ve seçilen konuşmalar kitap haline getirilmektedir.
Paylaş