Paylaş
YAZ tatilinde herkes bulunduğu şehri terk ediyor diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Ben ve benim gibi birçok kişi, şehirdeki bayram sakinliğini severler.
Tatil sadece dinlenme zamanı değil, beslenme ve yenilenme zamanıdır.
Bedeninizi düşündüğünüz kadar beyninizi de düşünüyorsanız, ki düşünmenizi salık veririm, kendinize bir de kültür programı düzenleyin.
Gazetelerde, dergilerde, televizyonlarda gördüğünüz yeni kitap, sergi, CD haberlerini bir yere not etmişseniz, eksiklikleri tamamlama dönemi tatillerdir.
Sık sık değişik kentler hakkındaki kitaplardan söz ederim. Ancak turistik rehberlerden söz etmiyorum. Kent monografilerinden veya orayı yazan edebiyatçıların kitaplarından söz ediyorum.
Nâzım Hikmet’siz veya Tanpınar’sız Bursa, Niyazı Akıncıoğlu’suz Edirne, Mevlânâ’sız Konya’yı hayal edemiyorum.
Gezi sever bir arkadaşım var, gittiği yer hakkında nerdeyse kitap yazacak kadar bilgi sahibi olur, bunun için de gittiği yerden yeni notlarla döner, oranın bütün zevkini çıkarmış haldedir... Gittiğiniz yerlerdeki müzeleri, ören yerlerini de ziyaret edin.
Özellikle UNESCO’nun kültür varlıkları listesinde yer alan yerleri görün, dünyanın övdüğü, önemsediği bir yeri görmeden dönerseniz, doğrusu böyle bir duyarsızlık beni şaşırtır.
Ne yazık ki yazlık yörelerden çoğunlukla magazin haberlerine daha çok odaklandığımız için, oradaki müzelerden, sergilerden oraya gidince haberdar olabiliyoruz.
İzmir’den söz edileceğine Çeşme’deki ünlülerin tatil notları veya Bodrum’da iyi piyanist Gülsün Onay’ın yönettiği Gümüşlük Piyano Festivali’nden söz etmek yerine fazla kiloları fark edilen ünlülerden söz ediyoruz. Bence Bodrum’un yüz akı etkinliklerinden biridir.
Gazetelerin, dergilerin magazin haberlerini dengeleyecek kültür sanat haberleri yapması zorunluluğunu kaçıncı kez anımsatıyorum, bilemiyorum.
* * *
TATİL büyükler ve küçükler için farklıdır.
Yüzme okullarının çokluğunu gazetelerden, televizyon haberlerinden, ilanlarından okuyorum, öğreniyorum. Onunla aynı sayıda, büyük kentlerdeki müzeler çocuklar için yaz kursları açtı.
Onlara görsel eğitim kazandırmak için, yeteneklerinin keşfedilmnesi için önemli mekânlar bunlar. Bunu müzelerin içindeki özel etkinlik alanlarında yapmaları, çocukların başka sanat eserlerini de görmelerini sağlıyor.
Yaz okumaları konusunu her yıl yazıyorum.
Ben bu konuda nesnel bir seçme yöntemi önereceğim.
Bir yıl içinde yerli ve yabancı ödül kazanan kitapları seçin. Bir yılın edebiyat ortamını izlemenin, öğrenmenin en kestirme ve nitelikli yöntemi budur.
İkinci seçme şekli ise kitap ilaveleri veya edebiyat dergileri olabilir... Artık internette de birçok kitap blogu var...
Kendi okuma listenizle çocuğunuzun okuma listesini ayrı hazırlayın!
Sinema ve kaçırdığınız veya çok beğendiğiniz filmlerin DVD’lerini de ihmal etmeyin.
Tatile çıkarken birçok kişinin kitapların yanı sıra DVD aldıklarını da görüyorum.
Bu seçmelerde Türk filmlerini de ihmal etmemek gerek.
Çünkü yaşadığımız toplumun yapıtlarını bilmeliyiz.
Hiç kuşkusuz bu CD’ler için de geçerlidir. Bizim müziğimizi dinlemeden bu ülkeyi anlamak mümkün değildir.
* * *
HER yıl buna benzer yazılar yazarım. Kimi zaman istemsiz olarak aynı cümleleri kurduğumun bile farkındayım. Şimdi düşünüyorum; acaba yaz tavsiyeleri mi yoksa yaz sayıklamaları olduğuna karar veremiyorum...
Paylaş