Yaşar Kemal'in memleketine gelin

İSPANYOLLARIN turizm ilanlarına imrendim ve üzüldüm. Bizim neden ünlü adları uluslararası kültür turizmine çeken öğeler olarak kullanamadığımız sorusuna yanıt bulamadım. Bu da bizim kültüre önem vermeyişimizden ve beceriksizliğimizden kaynaklanıyor.

Bakın turistleri İspanya'ya nasıl davet ediyorlar:

‘‘Eğer sanatı ve kültürü seviyorsanız Madrid'e gelin.’’

Çünkü Prado Müzesi'nde Velazquez'in, Goya'nın, El Greco'nun eserlerini görebileceklerini belirtiyorlar. Dünya resminin üç büyük adı.

Onun altında beni etkileyen çok daha önemli bir cümle yer alıyor:

‘‘Madrid; Cervantes'in, Lope de Vega'nın, Calderon'un ruhunu her meydanda, her caddenin köşesinde hissedeceğiniz kenttir.’’

Güldüm. Bizde hangi şehirde, hangi edebiyatçının, kültür adamının ruhunu hissedersiniz.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Dünya Şehircilik Günü için yayınladığı bildiriyi okudum. Cumhurbaşkanı ‘‘şehirlerin tarihsel, kültürel ve mimari değerleriyle çekim alanı’’ olduğunu söylüyor.

Ne yazık ki bizde öyle değil. Metin Sözen'in Evliya Çelebi gibi Türkiye'yi dolaşması bundan. Çünkü artık turizmimizin dışa açılması bu korunma koşullarına bağlı. Edebiyatçıların ruhunun yaşadığı şehirler onları korumakla mümkündür.

Gördüğünüz gibi ünlü sanatçılara yaslandırılmış bir turizm reklamı.

Güneş, deniz, kum sözüne rastlamadım. Her yerde bulunan doğal güzellikler, benim gibi turistler için çekici bir güç taşımıyor.

* * *

YAŞAR KEMAL,
dünyanın tanıdığı, Türk edebiyatı denince akla ilk gelen isim.

Turizm Bakanlığı, bir afiş hazırlamalıydı, yabancı dergilere, gazetelere şu ilanı vermeliydi:

Yaşar Kemal'in memleketine gelin.

Názım Hikmet'in memleketini görün.

İspanyollar, ressamların eserlerini görmeleri için müzelere çağırıyorlar. Hani bizim müzelerimiz? Gelenler resimlerimizi nerede görecekler?

Meseleye birkaç açıdan bakmalı. Henüz biz kendi kültür adamlarımızın değerini dünyaya kabul ettirmek için hiçbir çaba harcamıyoruz.

Biz edebiyatçılarımızın, kültür adamlarımızın, eserlerini çevirip yabancı yayınevlerinde yayınlamadıkça onları tanıtamayız.

Başka biri de şöyle diyebilir: Peki bizim ressamlarımız, edebiyatçılarımız, yukardaki adlar kadar uluslararası mı? Bizim yazarlarımız onlar kadar tanınıyor mu? Hayır demek kolay ama biz ‘‘hayır’’dan çok ‘‘niçin?’’in üzerinde durmalıyız.

Gönülden isterdim ki, yabancı turistlere, şu çağrılarda da bulunabilseydik:

Bizans Müzesi'ni ziyaret edin

Mimar Sinan Müzesi'ni görün.

* * *

KÜLTÜR
turizminin ana unsurları üzerinde her hükümet düşünmek zorunda.
Yazarın Tüm Yazıları