Ustalar Yüksel Arslan’ı yorumluyor

Yüksel Arslan Türkiye’de yeterince tanınıyor mu? “Evet”, yanıtını veremeyeceğim. Onu derinlemesine tanımak için bu kitabı almanız şart.

Haberin Devamı

Kitabın adı: ‘Yüksel Arslan: İlişki, Davranış, Sıkıntılara Övgü’den Arture’lere (1955-1970)’. YKY etiketiyle yayımlanan kitap Mazhar Şevket İpşiroğlu, Orhan Duru, Ferit Edgü, Selâhattin Hilâv imzası taşıyor. Kitabın başında, Ferit Edgü’nün ‘Kırk yıl sonra ikinci baskı için’ başlıklı yazısını okumalısınız:

 

“Bu kitap Yüksel Arslan üzerine yayımlanan ilk kitaptır. İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nde okurken onu keşfeden, yakından ilgilenen, destek olan ve ölene değin ilişkisini sürdüren Mazhar Şevket İpşiroğlu’yla, Arslan’ın üç yakın dostunun yazılarını, 1978 yılında kitaplaştırıp Ada Yayınları’nda yayımlamıştım. Aradan geçen kırk yıl içinde, Yüksel Arslan’ın yaşamında ve sanatında çok şeyler değişti. 1961 yılında yerleştiği Paris’te, yıllar boyunca binlerce desen karaladı. Arture adını verdiği dizilerini yarattı. Sergileriyle, kitaplarıyla, kimselere benzemediğini kanıtladı. Bu kitap tüm bunların başlangıcına işaret eden küçük bir çalışma. Bir dostluk imecesi. Böyle okuna.”

 

Haberin Devamı

Kitaptaki yazıları okuduğunuzda, dünya ölçeğinde bir ressamı önceden keşfedenlerin, o günden bugünün Yüksel Arslan’ını ve çalışmalarını anlamamızdaki önemini fark edeceksiniz. Bir ressamın yükseliş grafiğini göreceksiniz.

 

Mazhar Şevket İpşiroğlu, ‘Önsöz Yerine’ yazısında, Yüksel Arslan’ın Eyüp’teki çalışma odasını gördükten sonra saptamalarını yazmış.

 

Ne diyor İpşiroğlu: “Yüksel’in görüleri karmaşık bir bilinçaltı dünyasını yansıtıyor. Görülmedik yaratıklar ortaya çıkmış.” Eyüp’teki çocukluk günlerini, 14 yaşında Gogol’un ‘Müfettiş’i ile başlayan okuma tutkusunu, sebze ve meyve satıcılığını, Maya Galerisi’ndeki ilk sergisini... Bu bölüm oluşum sürecine dair özgün bilgiler açısından ilgi çekici. Orhan Duru’nun kaleme aldığı ‘Arslan’; iyi bir yazarın ironi eşliğine nasıl iyi bir resim yazısı yazılacağını gösteriyor. Duru, ressamın bütün kaynaklarını gözler önüne sererken, Ferit Edgü’nün ‘Bir Çizer-Yazar Üstüne Notlar’ı, Arslan’ın sanatçı kimliğinin belirlenmesinde okunması gereken bir yazı olarak başköşede duruyor.

 

Haberin Devamı

Ne diyor Edgü: “O, bir düşünceyi resmetmek ister. Bu nedenle ressam sözcüğü ona pek yakışmaz. Öteden beri kendine yakıştırdığı sözcük, ‘çizer-boyar’dır.”

 

Selâhattin Hilâv, ‘Yüksel Arslan Üzerine’ başlıklı yazısında Doğu-Batı ve kültür çeşitlemeleri bağlamında Arslan’ın yerini tayin ediyor. Kitap sadece Yüksel Arslan’ın sanatı üzerine yazılar toplamı olarak görülmemeli. Usta kalemlerin, bir sanatçıyı değerlendiren nitelikli yazıları olarak okunmalı.

Yazarın Tüm Yazıları