Paylaş
İstanbul’da yaşadığı dönemde evi, aydınların, sanatçıların uğrak yeri olan Gomidas Vartabed, Ermeni olayları sırasında Çankırı Hapishanesi’ne gönderiliyor. Hatta sözlü tanıkların aktardığına göre, Çankırı Hapishanesi’nden onu kurtaran kişi Halide Edip Adıvar! Ünlü yazarın ölümünün 50’nci yılında tarihçilerin, edebiyat tarihçilerinin bu konuda araştırma yapacaklarını umuyorum.
Gomidas’ın derlediği CD’de başta Ezan olmak üzere dini ve din dışı parçalar, yeni bir düzenlemeyle ilk kez gün ışığına çıkıyor.
‘Yerkaran’ CD’sini dinlerken, Türkiye’de seslerin Anadolu coğrafyasında nasıl birlikte bir kültürü oluşturduğunun farkına varacaksınız.
Bir Ermeni müzikçinin Ermenice, Kürtçe, Türkçe türküleri, şarkıları nasıl tutkuyla derlediğini parçalardan hissedeceksiniz. Bunların hepsini Ermeni müzikçi Gomidas Vartabed bizzat derlemiş.
Ari Hergel-Burcu Yıldız’ın hazırladığı bu CD’nin kitabı hem müzik hem onun doğrultusundaki sanatçının yaşamından ve dönemi anlatan notlar sunuyor. Yıllar öncesinin İstanbul’unda Bayoğlu’nda gezinirken, farklı diller, sesler, ezgiler birbiri içinde erir, yeni bir sentezle çoğalır, yeni bir kültür doğardı.
Anadolu’nun herhangi bir yerinde, yüksek tepelere çıksanız, ovalara inseniz, kulağınıza gelen müzik, şarkılar, türküler, çoğulcu bir kültürü yansıtır size.
Gomidas Vartabed’in Ermenice, Kürtçe ve Türkçe derlemelerinden düzenlemeler, Anadolu’nun ses dostluğunu ispatlıyor. Ezan’dan ayrılık türkülerine, göç acılarına, sevda şarkılarına kadar değişik dillerde söylenmiş parçalar, aynı toprakların, bir arada yaşamanın tanıklığını gösteriyor.
Ben müziğin birleştiriciliğine, tarihi sesle yazdığına inanırım.
Derleme yalnız müzik tarihimizin değil, siyasal tarihimizin de bazı sayfalarına ışık tutuyor.
Kütahyalı Bir Müzikolog: Gomidas Vartabed başlıklı yazısında hayat hikâyesini önemli detaylarıyla okuyacağınız Gomidas Vartabed kısaca kimdir?
Gomidas Vartabed (Soğomon Soğomonyan) 1869’da Kütahya’da dünyaya gelir. Küçük yaşta kaybettiği anne ve babası da müzisyendir. 1893’te Kütahya’yı ziyareti sırasında anne ve babasının bestelediği Türkçe şarkıların hâlâ söylenmekte olduğunu duyacak ve onları kayıt altına alacaktır. Kevorkyan Ruhban Okulu’nda hem klasik Batı müziği hem de Ermeni kilise müziğinin tarihi ve teorisi ile tanışır. 1896’da Alexandr Mantaşyan’ın bursu ile müzik eğitimi almak üzere Berlin’e gider. Richard Schmidt’ten armoni, kompozisyon ve icra dersleri, Oskar Fleischer, Heinrich Bellermann ve Max Friedlander’dan müzikoloji dersleri alır. Kafkaslar ve Avrupa’nın çeşitli kentlerinde korolar kurar, derlediği şarkılardan örneklerin seslendirildiği sunum ve konserler verir.”
***
BİR rivayete göre, onun Çankırı Hapishanesi’nden İstanbul’a gelmesini sağlayan Halide Edip Adıvar’dır. CD kitabında, o dönemdeki konserlerin davetiyeleri, biletleri, müzikçinin fotoğraflarını da bulabilirsiniz.
Kitabı okuduğunuzda, böyle bir albümün müziğini ama en çok da tarihini hazırlamak için ne kadar emek verildiğini göreceksiniz. Bütün dünyadan bu bilgileri ve belgeleri toplamanın zorluğunu belirtmeye gerek yok.
Bilgileri, besteleri Türkçe, Ermenice, İngilizce olmak üzere üç dilden okuyabilirsiniz. Onları dinlerken bazılarına eşlik edeceksiniz, ses belleğinizde yeniden tınlayacak.
***
KÜLTÜR, müzik, siyasal, toplumsal tarihimizi yansıtacak önemli bir başvuru kaynağı.
Paylaş