Türk edebiyatının Balkan boyutunu hatırlamak gerek

Balkanlar’da yüzyıllardır devam eden edebi bağlantılarımızın tarihi ve bugünü konusunda önemli bir kitap yayımlandı.

Mustafa İsen’in Varayım Gideyim Urumeli’ne - Türk Edebiyatı´nın Balkan Boyutu.
İsen’in kitabının özelliği, edebiyat tadı ile bilimsel niteliği kaynaştırması. Kitabın adı, benim de çok sevdiğim bir türkünün adı.
Osmanlı yönetimi bölgenin kültürünü, edebiyatını daha da zenginleştirmiştir. Oraları, oralardaki Osmanlı etkisini bilmeden bugünü anlamak mümkün değildir.

Önsöz’de İsen, kitabın niteliğini açıklıyor:
“Kitabın adı için de bir şeyler söylemem lazım. Ben kitaplarıma biraz farklı adlar koymayı seviyorum. Rumeli ile ilgili son dönemde hatırladıklarımız elveda, kayıp, yitik gibi sıfatlarla andığımız geçmişe ait tanımlar. Oysa küreselleşen dünyada artık daha esnek sınırlarla bölge yeniden bizim ilgi alanımıza girmeye başladı. Çoğunluk diziler, gezi kitapları ve müziklerle öne çıkan Balkanlar, öyle görünüyor ki yakın gelecekte daha çok ilgi alanımızda olacak. Ben bu çalışmayla hem bölgenin derinlikli Türk kültürüne dikkat çekmek istedim, hem de adını bir Rumeli türküsünden alan Varayım Gideyim Urumeli´ne ifadeleriyle geçmişten çok geleceği hatırlatan ve bizi bölgeyi keşfetmeye çağıran bu mesajı size iletmek istedim.”
Balkanlarda Türk Edebiyatı başlıklı bölümde Balkan ülkelerinde yaşayan, üreten edebiyatçıların dökümü var. Araştırma yapacak, edebiyat tarihini yazacak bir kimse için önemli bir başvuru kaynağı.
Ülkeler arasındaki edebi farklılık da burada ortaya konuluyor.
Balkanlarda Çağdaş Türk Edebiyatı, oradaki edebiyatçıların adlarını vermektedir. Makedonya bölümünde birçok tanıdığım ada rastladım, bunlar arasında en yakından bildiğim, konuştuğum İlhami Emin (1931) ile Necati Zekeriya (1928 - 1987) idi. Necati Zekeriya, çevirileri ile de oranın edebiyatını Türkiye´de tanıtmıştır. Ayrıca Fahri Kaya ile Mahmut Kıratlı´yı da tanıdım.
Mahmut Kıratlı, çeviriler de yaptı.
Necati Zekeriya ile birlikte Struga Şiir Akşamları’na katılıp Türk şiiri konusunda bilgi vermiştim. Yataklı vagonla Üsküp’e gidip onunla buluştum, Kalkandelen’den geçtim. Üniversite Kütüphanesi Müdürü Nureddin Kalkandelen’in memleketiydi. Babası II.Abdülhamid’in hâfız-ı kütübü (Kütüphane müdürü) idi. Nureddin Bey’in anlattığına göre Yıldız Kütüphanesi’ni yağmadan o kurtarmıştı.
Bunları anmamın nedeni, Kalkandelen’den geçerken Osmanlı’nın değişmeyen izlerini orada görmemden kaynaklandı .

Andığım bölümde yer alan ülkeler:
Makedonya, Kosova (Yugoslavya), Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Gagavuzlar.
Bulgaristan bölümünün başında yazdıklarını okuyalım. Çünkü diğer ülkelerdeki durumu da özetlemektedir:
“Bulgaristan´daki Türk edebiyatı için söylenebilecek şeyler de aslında öbür sosyalist Balkan ülkelerine dair söylenenlerden farklı olmayacaktır. Bir kere bu ülkedeki Türk edebiyatı Rumeli´deki Türk edebiyatının bir bölümüdür. Yine benzer ülkelerde olduğu gibi burada da sözlü ve yazılı Türk edebiyatından bahsetmek mümkündür. Daha önce ifade edildiği gibi yöre, Anadolu´ya yakın olmasından, çok erken dönemde Osmanlı sınırları içine katılmasından ve yoğun bir Türk nüfusu barındırmasından dolayı Türk edebiyatı açısından da zengin bir görüntüye sahiptir. Sözlü örnekler açısından bu ülkede yaşayan soydaşların ürünleri, bütün Balkanlar gibi Anadolu´dakilerden farklı değildir. Kullanılan yazı dili de ufak tefek yöre hususiyetleri dışında İstanbul Türkçesidir.”
İsen’e göre, 1989 göçü, 1990’dan sonraki demokratikleşme hareketi durumu değiştirmiştir.
Kitabın ana başlıklarını verirsem, içeriği konusunda sizi bilgilendirmiş olurum.
Osmanlılarda Şehir ve Kültür, Bulgaristan Doğumlu Divan Şairleri, Balkan Edebiyatlarını Ülkemize Tanıtan Aydın: Yaşar Nabi Nayır.
“Varlık Yayınları ve bu yayınevinin kimlik ve kişilik kazanmasında çok önemli bir isim ve bir ekol olarak Yaşar Nabi, dünya edebiyatını ülkemizde tanıtma ve yerli yazarları kamuoyuna kazandırmada üstlendiği rolle pek az kuruma nasip olacak bir başarı elde etmiştir. Onun doğumunun 100, Varlık Dergisi´nin 75. yılı dolayısı ile bu yıl ülkemiz, kendisine sunulan bu imkan dolayısı ile sanırım ona çeşitli etkinliklerle teşekkürlerini ifade edecektir. Bu anlamda Sapanca Şiir Akşamları´nın yıllardan beri Balkan edebiyatlarına, özellikle de bu bölgedeki Türk edebiyatına olan ilgisi dolayısı ile Yaşar Nabi´yi programına almış olması anlamlıdır. Ben bu vesile ile onun Balkan edebiyatlarının ülkemizde tanıtılmasına sağladığı katkılara dikkat çekmek istiyorum.”
Balkanlar’la olan kültürel ilişkimize tarih boyutunda bakan, onları bugüne de getiren önemli bir kitap.

DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ

Herkesten Bir Şey Öğrendim: Emre Kongar Kitabı Feridun Andaç İş Bankası Yayınları
Kayıp Kitaplar Kitabı Stuart Kelly Bilgi Yayınevi
Sessiz Bir Ölüm Simone de Beauvoir İmge Kitabevi
Tutsan Eini Ben Fakîrin Tûba Işınsu Durmuş Doğan Kitap
Lulu Köprüde Paul Auster Can Yayınları
Yazarın Tüm Yazıları