Türk edebiyatında Yusuf Atılgan Türk sinemasında Ömer Kavur

ÖMER KAVUR'un yeni filmi Karşılaşma'yı seyrederken, zihnimdeki çapraz gelgitler bir noktada düğümlendi.

Yusuf Atılgan, sinema yönetmeni olsaydı o da Karşılaşma gibi bir film çekerdi.

Nedendir bazı sanatçılar arasında, tür farkını aklınıza getirmeyen bir ruh akrabalığı sezersiniz.

Sezgi, bir yargı cümlesine dönüştü:

‘‘Türk edebiyatında Yusuf Atılgan neyse Türk sinemasında da Ömer Kavur odur.’’

Çağrışımlar önce seyrettiklerimin aldatıcı bir izdüşümü sayılabilir miydi? Çünkü Ömer Kavur, Yusuf Atılgan'ın Anayurt Oteli'ni sinemaya aktarmıştı.

O zaman bu soruyu biraz başa alalım.

Peki neden o kitabı seçti? Yanıt burada inandırıcılık kazanıyor.

Kişi olarak Yusuf Atılgan'ı çok, Ömer Kavur'u az tanıyorum.

Ortak özellikleri, bende bir kişisel örtüşmeyi yaratıyor.

Velvelesi olmayan, yüksek sesle konuşmayan, az konuşan, konuşmayı yarattıkları eserlere havale eden, okuru ve seyirciyi tuzağa düşürmekten kaçınan, gerçek sanatçı kimlikleri.

* * *

KARŞILAŞMA,
bir arayışın filmi. Hepimizin ölünceye kadar bilinçte, bilinçaltında taşıdığımız bir duygu.

Neyi sevdim bir de Karşılaşma'da?

Filmin kahramanlarını, karakterlerini klasik sınıflamaya sokamadım, insan gerçeğini başarılı ve gerçekçi verdiğinden, bu kolay işlemi gerçekleştiremedim.

Mahmut, Sinan, Aslı, Osman...

İyi-kötü, mutlu-mutsuz, haklı-haksız, ahlaklı-ahlaksız, tutkulu-tutkusuz... Hem hepsi, hem hiçbiri değil. Çoğumuz gibi.

Gerçekten bir felsefenin, bir dünya görüşünün yaslandığı bu film, sıkıcı bir duruma düşebilirdi. İşte Kavur'un ustalığı burada kendini gösteriyor. Merak, heyecan, serüven unsurunu, dozunda kullanmış.

Ömer Kavur'un Karşılaşma'sında yalın ustalık beni sürükledi.

‘‘Ömer Kavur sinemasının doruğu: Karşılaşma’’ yazısında (Hürriyet Gösteri, Ekim 2003) Bülent Peker'in yargısını buraya almalı, benim görüşümü de yansıttığı için:

‘‘Ömer Kavur'un bu yeni filmi, artık olgunluk dönemini yaşayan bir sinemacının hem estetik hem anlatımsal bir zirvesi, hem de bu kendine özgü sinemasının zengin geçmişine yapılan bir arşiv gezisi, tekatik bir kılavuz.’’

* * *

ÇOK
klişe, çok klasik bir yargı ama benim için hiçbir zaman değer kaybetmedi.

Şiir gibi bir film Karşılaşma.
Yazarın Tüm Yazıları