TELAŞLANMAYIN! Yarıyıl tatilinde çocuklar kitap okusun diye yazıya başlamayacağım.
Gene de okumadan olmaz, diyeceğim.
Yarı ders yılı bitti, okullarda çocuklarla yapılan söyleşilerin bazılarına televizyonda rastladım. Gezilerden olduğu kadar, babalarının, annelerinin onlara alacağı armağanlardan söz edenler de vardı.
Yaşamın bir bütün olduğunu çocuklara öğretmek gerekiyor. Gezmek, dinlenmek hakları ama, bunca güzel kitaptan birini seçerlerse, günlerinin daha güzel geçeceği gerçeğini onlara aşılamalı. Birçok tiyatro oyunu var çocuklar için, bir tiyatro yönetmeninin söylediğine katılıyorum: “Bizim oyunlarımıza çocuklarıyla birlikte gelen veliler de en az onlar kadar eğleniyor.”
Sinemalarda seyredilecek birçok film var.
Müzelerde onlara bilgi veren, eğlendiren sergiler var. Dahası her müzenin çocuklar için özel birtakım etkinlikleri var; üstelik her yaş grubuna uygun olarak... Artık çocuklarımıza daha çok değer veriyoruz, onların kültürel gereksinimlerini de yerine getirmeye çalışıyoruz.
Bilgisayarların da bu konuda olumlu etkilerini kabul etmeliyiz.
Eski yıllarda ara tatillerde çocuklara göre düzenlenen bir kültürel yaşamdan söz edilemezdi, şimdi toplum, sinema endüstrisi, tiyatrolar, ürünlerini, oyunlarını çocuklara göre düzenliyorlar.
Ben önceliğin müze ziyaretlerine verilmesinden yanayım. Müzelerin eski insanların, eski eşyanın bulunduğu mekânlar olmadığı gerçeğini onlara öğretin, artık devlet ve özel müzelerde oturacak yerler var, şık yayınlarını alabilirsiniz. Yemeğinizi yiyebilirsiniz, anı için hediyelik mağazalardan pek çok şey bulabilirsiniz. Görsel eğitimin önemini yinelemeye gerek yok.
Gününüzü sadece bilgisayar başında geçirmezseniz, başka biçimde zamanınızı harcayacağınız güzellikleri de seversiniz.
* * *
AİLENİZ sizi konserlere götürebilir, sizin için yapılmış CD’lerle müzik beğeninizi oluşturabilirsiniz, kulaklarınızı iyi müziğe alıştırmanız için tatiller iyi birer fırsattır.
Bütün dünyadaki müzik dergileri, yeni başlayanlar için CD salık verirler. İyi bir diskoteği hem tavsiye hem kendi zevkinizi buluşturarak kurabilirsiniz.
Kitaplığınız için de geçerlidir bu.
Şimdi bütün kitapçılarda çocuk kitapları bölümü var, bunlar gerek içerik gerek biçim bakımından çekici güzellikte. Birçok büyük, bu kitapları da okuyor.
Gidin bir kitapçıya, ailenizin, öğretmeninizin verdiği bilgi eşliğinde, ama mutlaka, kendi beğendiğiniz bir kitabı alın.
Bu bilgi veren, merak ettiğiniz özel ilgi beslediğiniz bir alanın kitabı da olabilir ama bunları boyutlandırmak, beğeninizi de, dünyayı algılamanızı da, derslerinizdeki başarıyı da artırmak için edebiyat kitaplarını unutmayın. Bir şiir antolojisi, bir öykü antolojisi, bir roman, bir bilim kurgu kitabı, bir fantastik roman seçebilirsiniz. Çağımız her şeyin bir arada öğrenilmesi gerektiğini, birçok konuda bir bileşimi uygulamamız gerektiğini öğretti bize.
Büyük kentlerin dışında, Anadolu’nun uzak kentlerinde yaşayan öğrenciler için bu söylediklerimiz gerçekleşmeyecek bir rüya gibi gelebilir. Üzücü bir eşitsizlik, ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın, ya da onun seçeceği kurumların önemli bir görevi var. Oradaki öğrencilerin ayağına bazı kitapları, bazı sergileri, bazı müzik gruplarını götürmek.
* * *
BÜYÜKLER çocuklarını düşünürken, bütün çocukları unutmasınlar. Umarım gençliklerinde Tevfik Fikret’in Halûk’un Defteri’ni okumuşlardır.