“Sultanbul” üzerine

İstanbul üzerine ne kadar kitap okursanız okuyun, ne kadar fotoğraf albümüne bakarsanız bakın, gene de bu kentin bütün tarihini, büyüsünü, özelliğini öğrenemezsiniz.

Hatta okumayı bir kenara bırakın, hakkında söylenenlerin de ardı arkası kesilmez. Rivayetlerden tutun büyük övgülere, yergilere, isyanlara kadar her açıdan değerlendirmeye uğramıştır İstanbul. Tüm bunlara bakıp gözünüz korkmasın, öğrenmek için çaba harcamaktan uzak durmayın.
YKY tarafından yayınlanan iki ciltlik Karaların Denizlerin Sultanı İstanbul, geniş bir tür yelpazesinde bize İstanbul’u yeniden tanıtıyor.
Öyle ki yeni tanımlar yaptırıyor bizlere. Ben de kitabın hem adının, hem içeriğinin etkisiyle “Sultanbul” yakıştırmasını yaptım. Gerçekten de ortak payda tüm şehirlerin sultanı olduğudur.
Filiz Özdem’in hazırladığı kitabın fotoğraflarını Ali Konyalı çekmiş.
Kitabın ilk fotoğrafıyla başlayacağım yazıma.
Tarkan Kutlu’nun çok güzel bir fotoğrafı. Ayasofya’da bir kedi.
Birinci cildin bölüm başlığı şu: Bir Balıkçı Köyünden İmparatorluklar Başkentine.
Kozmopolit bir kentin tarihini yazmak zordur.
Kuruluşundan bugüne gelen kültürel çizgiyi izlemezseniz, burayı da tanıyamazsınız.
Kitabın oluşturulma amacı bu.
Bu özelliğini yansıtan birkaç yazı başlığı verebilirim:
Doğan Kuban - Topografyanın Yarattığı Kent; Stefanos Yerasimos - Ayasofya’dan Osmanlı Mimarlığına; Zafer Karaca - Osmanlı Döneminde İstanbul Rum Toplumu ve Kiliseleri; Zakarya Mildanoğlu, Alin Pontioğlu - Ermeniler ve Yapı Sanatı; Naim A. Güleryüz - İstanbul’un Sinagogları; Cengiz Can - 19. Yüzyıl İstanbul Mimarlığında İtalyanlar; Cem Behar - Osmanlı Döneminde İstanbul’un Nüfusu.
Doğan Kuban, Topografyanın Yarattığı Kent yazısında İstanbul için ne diyor?
“İstanbul bütün yaşamı boyunca güzelliğine destanlar yazılan bir sultan gibidir. Bugün bir insan deposuna dönüşmesine, yüksek yapı, yapı yoğunlaşması ve ulaşım baskısı altında yer yer çirkinleşmesine karşın, Boğaz’ın iki yakasında ve sur içi platosunun kıyıya inen vadiler çevresinde oluşturduğu siluetle hâlâ dünyanın en güzel kentlerinden biri olarak yaşamını sürdürmektedir. Geçmişindeki Yunan, Roma, Bizans ve hatta bir ölçüde Osmanlı yapılarını yok etmişse de, topografyanın diriliği bütün o geçmişlerin anılarını hayalimizde canlandırmamıza yardım etmektedir.
(...) Başka bir anlatımla İstanbul, denizden görülen karalar ya da karadan görülen denizler kadar İstanbul’dur. İmparatorluklar başkenti olmasını da buna borçludur. Akdeniz’de Haliç kadar büyük başka bir liman yoktur.”
Abdülkadir Emeksiz’in İstanbul Folkloru, dünden bugüne İstanbul’u ve İstanbulluyu, yaşama biçimiyle, özellikleriyle inceleyen bir yazı.
“Mahalle İstanbul’da yalnızca bir idari birim değil, hayat tarzının belirleyicisi bir yapılanmadır. Toplum kaynaşmasını sağlayan cami, mescit, karakol, hamam, çeşme, mektep ve kahvehane gibi dinî, idarî, sosyal ve gündelik ihtiyaçları karşılayan ortak kullanım alanları ekseninde şekillenen, şahsi kullanım alanı olan evlerle çevrelenen alan mahalleyi teşkil ederdi. Mahalleli birbirini tanır ve iyi günlerinde, kötü günlerinde insanlar hayatı paylaşırlardı. İstanbul’da çalışmak ya da okumak için gelenler aile hayatının, yani mahallenin dışında kalmışlardır. Eğitim için gelenler medreselerde, çalışmak amacıyla gelenler de bekâr odalarında kendilerine yer bulabilmişlerdir.”
Fatmagül Demirel’in İstanbul’da Babıâli Gazeteciliği, basın tarihimiz için önemli saptamalar içeriyor. Özellikle son cümlesi Babıâli’nin en güzel özeti olsa gerek:
“Babıâli’de iktidar ve basının iç içe geçen serüveni Osmanlı’nın yıkılışıyla sona erer. Yeni rejim, payitaht İstanbul’u yerinden etse de, basının payitahtı yine İstanbul olacak ve uzun yıllar basın için de ‘Babıâli’ tarifi kullanılmaya devam edecektir.”
İstanbul’u tarihi içinde tanıtan bir yazılar toplamı. Özellikle görsel zenginliğiyle ön plana çıkan, belki Sultanbul’un daha önce görmediğiniz güzelliklerini ince detaylarıyla tekrar size sunan bir çalışma.
(Karaların ve Denizlerin Sultanı İstanbul Cilt I-II, Haz.: Filiz Özdem, Fotoğraflar: Ali Konyalı, YKY)

DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ
Ece Temelkuran / Muz Sesleri / Everest
Chris Priestley / Montague Amca’nın Dehşet Hikâyeleri / TUDEM
Doğan Özlem / Anlamdan Geleneğe, Kimlikten Özgürlüğe / İnkılâp Kitabevi
Lev Nikolayeviç Tolstoy / Savaş ve Barış (Çizgi roman) / NTV Yayınları
Ülkü Tamer / Pullar Savaşı / Çınar Yayınları
Yazarın Tüm Yazıları